İlgili mevzuata göre eğitim çalışanlarının konaklama, yeme-içme, spor, eğlence ve eğitim faaliyeti ihtiyaçları için kurulmuş olan öğretmenevleri tamamen kuruluş amacından çıkmış durumdadır. Her biri ticari birer otel gibi, MEB bürokratlarının eş-dost ağırlama tesisi gibi kullanılan öğretmenevlerinde öğretmenler için artık yer bulmak, neredeyse piyangodan tutturmakla eşdeğer ihtimale gelmiştir. Üstelik öğretmenevleri öyle hale gelmiştir ki, öğretmen yer bulsa dahi kalmasına bütçesi elvermeyecektir. Çünkü öğretmenlerin parasıyla inşa edilen öğretmenevlerinde konaklama artık fahiş fiyatlara ulaşmıştır. Örneğin İstanbul'a atanan ve göreve yeni başlayacak olan bir öğretmen "madem burası öğretmenevi, yani benim evim" diye düşünüp Adile Sultan Kasrı Öğretmenevi'nde kalmak istese gecelik 600 TL vermek durumundadır. Yeni başlayan bir öğretmenin maaşının 9 bin TL, bu öğretmenevinin aylık konaklama fiyatının ise 18 bin TL olduğu hesap edildiğinde, öğretmenin 2 aylık maaşının tamamının bu öğretmenevinde 1 ay kalmaya ancak yettiği görülecektir. Vurgulamak isteriz ki; adında öğretmen olan, öğretmen için ve öğretmenin parasıyla kurulan bu yerlerin, öğretmenlere lüks kılınması, öğretmeni değersiz gören zihniyetin de yansımasıdır.
Herhangi birinden içeri girdiğinizde göreceğiniz sayısız ayrıntıyla nasıl bir zihniyetin elinde olduğunu belli eden öğretmenevlerinin geldiği son nokta odalardaki TV kanallarında bile kendini ele vermektedir.
İstanbul’un en kıymetli ve denize yakınlığı nedeniyle en gözde öğretmenevlerinden olan Adile Sultan Kasrı Öğretmenevi’nin odalarındaki televizyonların ayarlı kanal listesi bunun en somut örneğidir.
Arapça kanalların, dini içerikli kanalların, hatta spor kanallarının bile açık olduğu bu televizyonlarda TRT ve ATV uzantılı kanallar hariç hiçbir ulusal kanal izlenememektedir. Sendika üyelerimizden aldığımız duyumlar, politik maksatlı bu “kanal ayarının” birçok öğretmenevinde de benzer olduğunu doğrular niteliktedir.
Görünen o ki; hakkını arayan, ülkesinde ve dünyada yaşanan gelişmeleri takip eden eğitim emekçisine “çapulcu” gözüyle bakan anlayış, öğretmenleri kendi anlayışıyla şekillendirme uğraşı için 35 ekranı bile fırsat bilmekte, öğretmenin konaklama ihtiyacını kendince propaganda fırsatına çevirmektedir.
Elbette bu kabul edilemez.
Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz:
Öğretmenevleri ticari otel değildir. Öğretmenevleri bir partinin propaganda binası değildir. Öğretmenevleri öğretmenlerin, eğitim emekçisinindir. Ellerinizi binalarımızdan çekin, küçük hesapların tatlı telaşına düşmeyin. Çünkü emin olun ki: bugün kanalı değiştirmesine bile müsaade etmediğiniz Başöğretmen’in eğitim neferleri, yarın bu gerici düzeni değiştirecek.
MERKEZ YÖNETİM KURULU