Akdeniz Üniversitesi Kampüsü içerisinde yer alan Bezm-i Alem Valide Sultan Kredi Yurtlar Kurumu Yurdu’nda kalırken 11 Mayıs 2022 tarihinde intihar ettiği iddia edilen Halil Gülçan’ın ardından yine aynı kampüs içindeki Elmalılı Hamdi Yazır Öğrenci Yurdu’nda 23 Mayıs 2022 tarihinde Muhammet Emre Kandemir de intihar ederek hayatını kaybetti. En son olarak da 10 Haziran’da bir öğrencinin daha yurt bahçesinde cansız bedeninin bulunması Akdeniz Üniversitesi Yurtları’nda neler oluyor sorusunu akıllara getirdi. Bir ay içerisinde 3 şüpheli ölümün gerçekleşmesi bütün dikkatleri buraya çevirdi. Yetkililerden ise bir açıklama yok.
Peki hayatlarının henüz baharında olan bu gençlerimizi ölüme sürükleyen sebepler neler? Biz busoruya cevap bulmaya çalışalım. Bu soruya cevap bulup sonrasında da çözümler üretemezsek pırıl pırıl gençlerimizi kaybetmeye devam ederiz. Yapılan çeşitli araştırmalarda ülkemizde kendi ülkesinden gitmek için çabalayan gençlerin oranının çok yüksek olduğu gerçeğini görüyoruz. Eğitim-iş Sendikası olarak sürekli eğitimdeki sıkıntıları, gençlerimizin beklentilerini, ülkemizin yanlış politikalar yüzünden karşı karşıya kaldığı sosyal ve ekonomik sıkıntıları dile getiriyoruz. Zannetmeyelim ki herhangi bir konuda yapılan yanlışlar eğitimi, çocuklarımızı ve gençlerimizi etkilemiyor. O halde gelin gençlerimizi intihara kadar sürükleyen sıkıntıları sıralayalım;
-Ülkemizde eğitime ayrılan bütçe yetersizdir. Bu sebeple ne ilköğretim ne ortöğretim ne de yükseköğretimdeki evlatlarımız kaliteli eğitim alamıyor.
-Özellikle son dönemlerde ülkemizin en önemli sorunlarından biri haline gelen göçmen sorunu ve bunu takiben gelişen anormal kira artışları öğrenciler açısından ev kiralamayı neredeyse imkansız hale getirmiştir ve bu sebeple öğrenciler istemedikleri halde devlet yurtları ve özel yurtlarda kalmaya mecbur kalmaktadırlar.
-Ailelerinin yetersiz gelirleri öğrencilerimizi üzmekte ve onların derslerine olan motivasyonlarını düşürmektedir. Öğrencilerimiz bırakın eğlenmeyi, yemek bile yemekte zorlanmaktadır.
-Özellikle devlet yurtlarında imkanlar son derece kısıtlı olduğu için öğrenciler en temel ihtiyaçlarının bile yeterince karşılayamamaktadır. Yemekler kalitesiz, ısınma yetersiz, ulaşım ücretleri fazla, çalışan azlığından temizlik hizmetleri de yetersizdir.
-Öğrencilere verilen krediler hem yetersiz hem de çok yüksek faizli olduğu için öğrenciler bu krediden faydalansa bile üniversiteden sonra yıllar sürecek bir borç yükünün altına girmektedirler. Zaten iş bulacağının garantisi olmayan gençlerimizin bu borçları da ödemeleri oldukça zor olacaktır.
-Sosyal baskının günden güne arttığı bu dönemde öğrencilerimizin yiyip içtiğinden giyimine, yaşam tarzından inançlarına kadar bir çok konuda kendilerine karışılması gençlerimizi kötü yönde etkilemekte ve gençlerimiz özgür bir hayat haklarını kullanamamaktadırlar.
-Hükümetin kötü ekonomi yönetimi yüzünden eğitim hayatı sonrası iş bulmakta çok zorluk yaşayacağını düşünen gençlerimiz çareyi kendi ülkelerinden gitmekte görmektedirler.
-Göçmen öğrencilere tanınan bir çok hakkın kendi gençlerimize verilmiyor olması da yine gençlerimizi üzmektedir ve umutsuzluğa itmektedir.
-Cemaat ve tarikatların eğitimin bir parçası haline getirilmesi gençlerimizi bilimsel eğitimden ve gönlünce yaşayacağı bir üniversite yaşamından uzaklaştırmaktadır.
-Kamuda artık iyiden iyiye kendini gösteren torpil, adam kayırma, belli bir görüş ve partiye yakın kişilerin istihdam edilmesi de gençlerimize çok büyük haksızlıktır.
Ve tabii ki bu kadar etken bir araya gelince gençlerimizi mutsuz ve umutsuz bir üniversite yaşamı beklemektedir. Şehrimizde gerçekleşen bu acı olayların bir an önce aydınlatılmasını ve gençlerimizin hakettiği eğitim ve sonrasında da çalışma ortamlarının kendilerine sunulmasını bekliyoruz.
Gençlerimizi sizin karanlık dünyanıza, yolsuzluk ve yoksulluktan başka bir şey ortaya çıkarmayan politikalarınıza teslim etmeyeceğiz.
EĞİTİM-İŞ SENDİKASI ANTALYA ŞUBE YÖNETİMİ