İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuz bir şekilde feshinin iptali için Eğitim-İş olarak bizim de açtığımız davanın duruşmasına katılmak üzere Danıştay’daydık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına ilişkin sendikamız Eğitim-İş’in, kadın örgütlerinin ve hukukçuların açtığı dava Danıştay’da esastan incelenmeye başlandı.
Genel Başkanımız Kadem Özbay, Genel Basın Yayın ve Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz Emine Çalık ve Genel Merkez Hukuk Bürosu avukatımız Burak Sabuncu davayı takip etti.
Genel Başkanımız Kadem Özbay, kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesi amacıyla Türkiye’nin de yoğun katkılarıyla şekillenen İstanbul Sözleşmesi’nin, taraf devletlerin imzasıyla ve TBMM tarafından da tüm siyasi partilerin oybirliği ile kabul edilerek yürürlüğe girmiş olan bir sözleşme olduğuna dikkat çekti ve şunları söyledi:
“Anayasanın 90. Maddesi kapsamında yürürlüğe girmiş olan milletlerarası sözleşmeler kanun hükmündedir. TBMM kararıyla yürürlüğe girmiş uluslararası bir sözleşme Cumhurbaşkanı tarafından feshedilemez. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılan, açıkça Meclis yetkisinin gasp edilmesidir.
Aile içinde, işyerlerinde, sokakta kadına şiddet gündelik hayatın bir parçası haline gelmiş, özellikle son yıllarda kadın cinayetleri katlanarak artmıştır. Kadınları korumak bir yana, onları kendi iktidarı için tehdit olarak gören siyasi iktidar, kadınların her türlü şiddet ve ayrımcılıktan korunması, kadınlarla erkekler arasında eşitliğin yaygınlaştırılmasını hedefleyen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiştir.
Neredeyse her gün bir kadın cinayetinin yaşandığı ülkemizde, kadına karşı şiddet ve ayrımcılığın en temel mücadele alanlarından biri olduğu farkındalığının yaratılması şartken İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek, bu ülkede kadınlara, onların mücadelesine ve tüm insanlara yapılan kötülüktür.
Yapılması gereken; hiç vakit kaybetmeden şiddet gören kadınların korunmasındaki bürokratik engellerin tamamını kaldırmak, İstanbul sözleşmesinin getirdiği yükümlülüklere uygun bir biçimde hareket etmektir. Bugün burada verilecek olan karar, tek adamın iradesinin, Anayasa ve TBMM’nin iradesinin üzerinde olup olmadığını da gösterecektir.
Eğitim-İş olarak yargısal sürecin yanı sıra örgütlülükten gelen demokratik haklarımızı da sonuna kadar kullanacağımızın bilinmesini isteriz.”