MÜCADELEMİZ SONUÇ VERDİ: SERAP ÖĞRETMEN GÖREVİNE İADE EDİLDİ

Eğitim İş Sendikasından yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi.

SENDİKA - 2021-11-19 18:00:11

Eğitim İş Sendikasından yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi.

10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü dolayısıyla Gaziantep'te bir ortaokulda düzenlenen törende Atatürk devrimlerini öven şiiri okuduğu gerekçesiyle açığa alınan üyemiz Serap Öğretmen, örgütlü mücadelemizin gücüyle görevine iade edildi.

Serap Öğretmen’i hedef göstererek Cumhuriyet karşıtı linç girişimi yaratmaya çalışanlar hakkında suç duyurusu yaparak hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz.

Ne Olmuştu

Sendikamız, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü dolayısıyla Gaziantep'te bir ortaokulda düzenlenen törende Atatürk devrimlerini öven şiiri okuduğu gerekçesiyle açığa alınan üyemiz Serap Öğretmen’in yalnız olmadığını vurgulamak, Cumhuriyet karşıtı gerici linç girişiminin karşısında olmak ve hukuksuz cezalandırmaya karşı adalet talep etmek üzere 16 Kasım 2021 tarihli Salı günü Gaziantep’teydi.

Genel Başkanımız Kadem Özbay, Genel Mali Sekreterimiz Hüseyin Selçuk, Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreterimiz Orhan Yıldırım ile örgütümüzün Türkiye’nin dört bir yanında etkinlik gösteren şube ve temsilcilik başkanlarının katıldığı basın açıklaması saat 14:00’da Gaziantep Valiliği önünde gerçekleştirildi.

Gaziantep halkının yoğun ilgisi ve desteğiyle karşılanan kitlesel basın açıklamasında “Serap Öğretmen Yalnız Değildir”, “Mustafa Kemal’in Öğretmeniyiz” ve “Cumhuriyetin Öğretmenleri Yalnız Değildir” sloganları atıldı.

Basın açıklamasında konuşan Genel Başkanımız Kadem Özbay, Cumhuriyet karşıtı gerici linç girişimlerinin sonuna kadar karşısında olacaklarını belirterek “Cumhuriyet ve aydınlanmanın değerlerini ve fikirlerini sonuna kadar savunacağız! Bizler ki Başöğretmen Atatürk'ün eğitim neferleriyiz; korkmuyoruz, yılmıyoruz! Cumhuriyet'e sahip çıkan öğretmenimizle gurur duyuyor ve onun asla yalnız olmadığını ilan ediyoruz! Serap Öğretmenimizi haksız yere hedef gösterenlere de onu haksız yere mesleğinden etmeye çalışanlara da onların yürüttüğü bu hukuksuz sürece de hukuk savaşı başlatıyoruz!” ifadelerini kullandı.

Serap Öğretmen ise Merkez Yönetim Kurulu üyelerimizle yaptığı görüşmede “Bizi yalnız bırakmayan, Cumhuriyeti sahipsiz bırakmayan Eğitim-İş örgütüne sonsuz kez teşekkür ediyorum. Bu büyük eylemle bize güç verdiniz, bizi gururlandırdınız ve yanımızda olduğunuzu gösterdiniz. Bir kez daha Eğitim-İşli olmaktan gurur duydum” dedi.

Ayrıca Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü ile görüşen Merkez Yönetim Kurulu üyelerimiz bu hukuksuzluğun derhal ortadan kaldırılması ve Serap Öğretmenin haklarının iade edilmesi gerekliliğini dile getirdi. Sendikamızın Gaziantep Valiliğinden talep ettiği görüşme ise “Vali şehir dışına çıktı” gerekçesiyle yapılamadı.

Yoğun ilgi ve destekle karşılanan basın açıklamasının tam metni şöyle:

Saygıdeğer basın emekçileri, sendikamızın kıymetli üyeleri ve yöneticileri, bize destek olmak ve güç vermek için aramıza katılan değerli dostlar;

Bugün burada; Cumhuriyet alerjisini saldırganlığa dönüştüren ve iktidara yaranmak için yarışa giren yöneticiler nedeniyle bulunuyoruz. Bugün burada; oturdukları koltukların Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet sayesinde var olduğunu unutanlar nedeniyle bulunuyoruz. Bugün burada; "lütfen" demek için değil "haddinizi bilin" demek için bulunuyoruz.

Bilindiği üzere Şehitkamil Vicdan-Ahmet Güner Ortaokulu’nda 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü dolayısıyla düzenlenen tören, gericilerde büyük bir rahatsızlığa yol açmıştır. Töreni hazırlayan yazı kurulunda olan ve törende şair Süleyman Apaydın'ın Cumhuriyet'i öven ve Atatürk'ün aydınlık fikirlerinin altını çizen "Yıkın Heykellerimi" adlı şiirini okuyan Türkçe öğretmeni üyemiz Serap Arıkan takdir edilecek yerde hedef haline getirilmiştir.

"Eşit olmasın diyorsanız kadınla erkek / Karaçarşafa girsin diyorsanız / Yobazın gazabından ürkerek / Diyorsanız ki okumasın / Kadınımız kızımız / Budur bizim alın yazımız / Unutun tüm dediklerimi" dizelerinin yer aldığı şiirin okunduğu tören, önce Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen Hür Dava Partisi'nin (HÜDA-PAR) yayın organı tarafından sözlü saldırıya uğramıştır. Şiirin İslama hakaret olduğunu ileri süren yayın organı akıl almaz biçimde şiiri okuyan üyemizi karanlık emelleri olmakla itham etmiştir.

Gerici çevrelerin adına haber bile denemeyecek bu provokatif metni elden ele paylaşmasının ardından Gaziantep Valisi Davut Gül de ne yazık ki öğretmenimizi hedef gösteren bu kervana katılmış ve gece yarısı sosyal medya hesabından "dini değerleri aşağılayan ‘şiir’ konusunda soruşturma açılmıştır" notunu paylaşmıştır.

15 Kasım 2021 tarihi itibariyle hem okul müdürünün hem de üyemizin açığa alındığı ilan edilmiştir. Yani gurur duyulacak bir 10 Kasım töreninden Aziz Nesin'lik bir trajikomedi çıkarılmış, Atatürk'ü hakkınca ananlar akıl almaz biçimde cezalandırılmıştır.

Hiçbir tutar yanı olmayan bu durumun en can alıcı kısımları ise şunlardır:

- Söz konusu şiir, MEB'in yasaklı listesinde değildir. Bu şiir hakkında bilinen hiçbir yargı kararı yoktur ve hatta birçok okulda 10 Kasım törenlerinde sıklıkla okunan şiirler arasındadır. Dolayısıyla burada suç olmayan bir eylemden, sırf rahatsız olan gericileri memnun etmek için suç çıkarılmaya, aydın bir eğitimci kurban edilmeye çalışılmaktadır.

- İdari bir soruşturmada karar verici son merci olan Vali'nin bu konuda önceden kanaat beyan etmesi de tarafsızlık ilkesiyle çelişmiştir. Nasıl ki bir davaya bakan hakimin o davanın karar duruşmasından önce kamuoyuna kanaat beyanında bulunması "ihsası rey" kabul ediliyorsa, vali de daha konuya ilişkin incelemeler başlamadan vereceği kararı ilan ederek idari işleyişi çiğnemiştir.

Her şeyden önce söz konusu şiire ve onu okuyan eğitim emekçisine karşı bu kadar düşmanca bir tavır, anlaşılır ve kabul edilir değildir. Üfürükçülerden, şeyhlerden değil bilimden, çağdaşlıktan medet umulması gerektiğinin altını çizen; Cumhuriyet'in devrimleri sayesinde teba değil millet olduğumuzu vurgulayan bu şiir, din ve dindarlıkla değil, yobazlık ve tehlikeleriyle ilgilenmektedir. Bu şiirden "İslam'a hakaret" suçlamasını çıkarmak için, şiirde bahsedildiği gibi kız çocuklarının okumasını engelleyen yobazlığı dindarlık zannetmek gerekmektedir -ki asıl bu zihniyet, başlı başına "İslam'a hakaret" demektir.  
Biliyoruz ki bu yaşananların karanlık bir kompozisyonu vardır. 

Kaldı ki söz konusu şiire ve onu okuyan eğitim emekçisine karşı bu kadar düşmanca bir tavır, anlaşılır ve kabul edilir değildir.

Büyük önder Atatürk'e dil uzatan okul yöneticileri, İngilizlere yaranmak için Kuvayi Milliyeciler hakkında ölüm fetvası veren İskilipli vatan hainini anan mülki amirler hâlâ koltuklarını korurken Cumhuriyet sevdalıları bu hukuksuz cezalarla sindirilmek istenmektedir. Bu işleyişle Anayasa'daki Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun ile Cumhuriyet için önemli günlerin hakkınca kullanılmasını emreden Milli Eğitim Temel Kanunu hiçe sayılmaktadır. Cumhuriyet'i sindiremeyenlerin nefretleriyle yarattığı bu tablo, baştan aşağıya hukuksuzdur.

Görüyor ve artırıyoruz: Bizler ki Başöğretmen Atatürk'ün eğitim neferleriyiz; korkmuyoruz, yılmıyoruz! Cumhuriyet'e sahip çıkan öğretmenimizle gurur duyuyor ve onun asla yalnız olmadığını ilan ediyoruz!
Serap Öğretmenimizi haksız yere hedef gösterenlere de onu haksız yere mesleğinden etmeye çalışanlara da onların yürüttüğü bu hukuksuz sürece de hukuk savaşı başlatıyoruz!
Basın açıklamamızı yüreğinde bu ülkenin kurucularına dair biraz olsun vefa bulunan, Cumhuriyet'i ve devrimlerini biraz olsun idrak edebilmiş kimsenin rahatsız olmayacağı o güzel şiiri okuyarak sonlandırıyoruz:

"Yıkın Heykellerimi
Süleyman Apaydın
Ey milletim
Ben Mustafa Kemal'im

Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim
Hala en hakiki mürşit değilse ilim
Kurusun damağım dilim
Özür dilerim

Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi

Özgürlük hala
En yüce değer
Değilse eğer
Prangalı kalsın diyorsanız köleler
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi

Yoksa çağdaş medeniyetin bir anlamı
Ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı
Baş tacı edebiliyorsanız 
Sanatın içine tüküren adamı
Unutun tüm dediklerimi 
Yıkın diktiğiniz heykellerimi

Yetmediyse acısı şiddetin savaşın
Anlamı kalmadıysa 
Yurtta sulh dünyada barışın
Eğer varsa ödülü silahlanmayla yarışın
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi

Özlediyseniz fesi peçeyi
Aydınlığa yeğliyorsanız kara geceyi
Hala medet umuyorsanız
Şıhtan şeyhten dervişten
Şifa buluyorsanız
Muskadan üfürükçüden
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi

Eşit olmasın diyorsanız kadınla erkek
Karaçarşafa girsin diyorsanız
Yobazin gazabından ürkerek
Diyorsanız ki okumasın 
Kadınımız kızımız
Budur bizim alın yazımız
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi

Fazla geldiyse size
Hürriyet cumhuriyet
Özlemini çekiyorsanız 
Saltanatın sultanın
Hala önemini anlayamadıysanız 
Millet olmanın
Kul olun
Ümmet kalın
Fetvasını bekleyin şeyhülislamın
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi"

 

Günün Diğer Haberleri