Okullar Alarm Veriyor

Okullarda yüz yüze eğitime geçilmesiyle birlikte Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘Okullarda Covid-19 tedbirleri’ kapsamında açıkladığı önlemler yetersiz kaldı. İzmir’de yaşanan deprem sonrasında 83 devlet okulunun hasar görmesi nedeniyle öğrenciler diğer okullara aktarıldığı için kalabalık sınıflar oluştu. Temizlik ve güvenlik personeli eksikliğinin yanı sıra kalabalık sınıflarda hijyen sorunu da ortaya çıktı. Devlet okullarında şu an 1 yardımcı hizmetli bulunurken, güvenlik elemanının ise bulunmadığını dile getiren Eğitim İş İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Ahmet Cangı, “Eğitimden kar elde etmek adına iş başı yaptırılmayan temizlik personeli işe başlamak için 1 Ekim’i bekliyor. Okul temizliği ve güvenliği anlamında sıkıntılar yaşanırken, okul idareleri bu noktada çaresiz kalıyor” dedi.

YARDIMCI HİZMETLİLER İŞ BAŞI İÇİN 1 EKİM’İ BEKLİYOR
     Pandeminin en başında ilk olarak okulların kapandığını ve Eylül ayı ile birlikte tekrardan yüz yüze eğitime geçildiğini söyleyen Cangı, “Şu an kapandığımızdan daha kötü durumdayız. Sadece aksesuar olarak maskemiz oldu, onun dışında okullarda hijyen anlamında, uygulama noktasında büyük sıkıntılar var. Çünkü okullarımızda temizlik elemanı yok. Bunun nedeni ise yetkililerin daha fazla nasıl kar edebiliriz düşüncesi. Eğitimden kar elde etmek adına iş başı yaptırılmayan temizlik personeli işe başlamak için 1 Ekim’i bekliyor. Okullarda şu an 1 yardımcı hizmetli bulunurken, güvenlik elemanı ise bulunmuyor. Okul Aile Birliği’nin durumunun iyi olduğu okullarda yardımcı hizmetli ve güvenlik bulunurken, diğer okullarda yok. Örneğin, bir okul müdürüyle konuştuk, okulda 1 hizmetlinin olduğunu ve onu da Okul Aile Birliği’nin tuttuğunu söyledi. Okulun, sabahçı ve öğlenci sistemde olduğu ve yaklaşık 2 bine yakın öğrencisi bulunduğunu aktardı. Hizmetlinin de çalışma saati var, biz sabah 7.30’da gelip akşam 20.20’de dersten çıkacağız ve bu elemanın sınıfları ertesine güne hazırlaması gerekiyor. Bu nedenle hizmetli 15 saat çalışmak zorunda kalacak ama kalmaması için sabah erken gelip öğlen eve gidip dinlenip akşam 20.00’de tekrar gelmesi gerektiğini önermiş. Fakat hizmetli bu durumu ailesine anlatıyor ve veli şikayete geliyor. Yani okullarımız bu durumda ve İzmir bu noktada en kötü durumda olan yerlerden biri” diye konuştu.

“İZMİR’DE 200 CİVARINDA SINIF KARANTİNADA”
     Bu yıl sınıflar daha da kalabalık olduğuna değinen Cangı, “İzmir’de özellikle deprem sonrasında hasar alan 83 tane okulumuz var. Bu 83 okulun yerine yapılan yeni okul olmazken bu okuldaki öğrenciler başka okullara aktarılarak ikili eğitime dönmek zorunda kaldılar. İkili eğitimde öğrenci değişimi sırasında temizlik yapılmıyor ve sınıflar dezenfekte edilmiyor. Israrla ders saatlerinin 30 dakikaya düşürülmesi gerektiğini söyledik. Özellikle ikili eğitim yapan yerlerde biraz zamandan kazanılsın istedik. Bu konuda geçtiğimiz hafta İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile bir görüşmemiz oldu. Eğitim Müdürlüklerine bıraktı. İl Milli Eğitim Müdürü bu konuya dair çalışmalarının olduğunu önümüzdeki günlerde bununla ilgili bir çözüm üreteceklerini söyledi ama şu anda bir somut adım yok” ifadelerini kullandı.
     Cangı, “Bir öğrencinin ve bir öğretmenin 40 kişilik alanda maske ile birlikte ders yapması ve öğretmenin 40 dakika boyunca ders anlatması ne kadar sağlıklı hepimiz bunu görüyoruz. Bunun beraberinde devamlı karantinaya alınan sınıflarımız var. Her gün karantinaya alınan sınıf sayıları değişiyor fakat geçen hafta itibariyle aldığımız bilgilere göre İzmir’de 200 civarında sınıf karantinada. İzmir salgın verilerinde en az vakanın olduğu illerden biri olmasına rağmen bu sayıda. Bakanlığın açıkladığı 200 civarında sınıfımız karantinada söylemi yanlış çünkü bu sayı sadece İzmir’de bu kadar. Genel başkanımızın Türkiye geneli için bir açıklaması oldu, edindiği bilgilere göre kapanan sınıf sayısı bini geçti. Ama bu sadece şubelerimizin olduğu illerden alınan bilgiler şubelerimizin olmadığı illerde durum ne bilmiyoruz” açıklamalarında bulundu.

“SEYRELTİLMİŞ SINIF ORTAMINA GEÇİLMELİ”
     Her şeye rağmen eğitim ve öğretimin sekteye uğramamasından yana olduklarını belirten Cangı, “En son kapatılacak yerlerin eğitim kurumları olmasından yanayız. Çünkü pandemi sürecinde ilk kapanan bizler olduk, bu defa en son kapatılan olmalıyız. Bakanın açıklamaları da bu yönde görünüyor ama çözüm noktasına geldiği zaman çözüm yok. Okulların hazır hale geldiği söylendi fakat bunu sahada görmüyoruz. Temizlik malzemeleri olmasına rağmen temizlik yapacak kişi yok, sınıflar kalabalık. Bunların çözüme kavuşturulmasını özellikle ikili eğitim yapan okullarda ders sayılarının 30 dakikaya düşürülmesini istiyoruz. Seyreltilmiş sınıf ortamına geçilmesini en önemli çözümlerden biri ama bir süreç oluştuğu zamanda öğretmen ataması yapılması gerek bu da olmayacak. Kalabalık sınıflara çözüm adına devlet ve belediyeler ellerindeki atıl durumda olan binaları okul haline dönüştürmeli. Devlet ve bakanlığın, gerçek anlamda eğitim öğretime önem vererek, ne gibi ihtiyaç varsa acilen yerine getirmesi gerekiyor” diye konuştu.