KİM BU TONGUÇ? ÜLKEYİ KUCAKLAYAN ADAM...

Tonguç’un yanında Pamukpınar Köy Enstitüsü Müdürü Şinasi Tamer’le, Hasanoğlan Köy Enstitüsü Tarımbaşı İzzet Palamar vardı. Çankırı, Kastamonu, Yozgat daha sonra da Kayseri’ye ulaşacaklardı.

EĞİTİM - 2021-04-18 11:28:31

Tonguç’un yanında Pamukpınar Köy Enstitüsü Müdürü Şinasi Tamer’le, Hasanoğlan Köy Enstitüsü Tarımbaşı İzzet Palamar vardı. Çankırı, Kastamonu, Yozgat daha sonra da Kayseri’ye ulaşacaklardı.
Ilgaz ormanlarından geçerken hava gözlerini sulandırdı. Yağmağa başladı. Tonguçlar yoluna devam ediyordu. Neden sonra yağmurun hızı kesilir gibi olmuş, onlar da bir köye ulaşmışlardı. Bir orman köyüydü bu. Yollarının üstündeki okulu görünce tepip geçmek olmazdı. Hele bir gezelim diye okulun kenarına çektiler.
Öğle sonuydu. Saat ikiyi geçti geçiyordu. O gün iş günü saatleri içinde olmasına karşın, içeriden ne bir sesin geldiği vardı, ne de geleceği Doğrusu Tonguçlar buna bir anlam veremediler. Bu da neyin nesi, acaba öğremen hasta masta da kasabaya falan mı gitti, diye meraklandılar. Lojman okulun bitişiğindeydi. Kapıyı vurdular. Bir erkek çıktı dışarı. Baktı ki, dört yabancı karşısında. Haydi birisi erdi giysisinden anlaşılıyordu. Ya ötekiler kimdi? Giyim kuşamlarına bakılırsa aman aman giysileri de yoktu üstlerinde. Hele içlerinden iri gövdelisinin köylülüğü yüzünden okunuyordu. Bu iri gövdelisi: “Kiminle tanışıyoruz” dedi. “Ne istediniz acaba? Ben bu okulun Başöğretmeniyim”
“Gördüğünüz gibi biz de yolcuyuz. Köyünüzden geçerken okulunuz gözümüze ilişti de meraklandık, görmek istedik. Bir sakıncası yoksa, okulunuzu gezmemize yardımcı olur musunuz?” dedi.
Başöğretmen isteksizdi. İşiniz mi yok be adamlar, yolcusunuz madem çekip gidin yolunuza, okul sizin neyinize gibi karışık duygular geçirdi içinden. Derlenip toparlanıp okulun anahtarını getirdi. Kapıyı açtı. Bu yolcular okulu gezdi. Damla için konmuş birkaç kap gördüler yerde. Bunlardan biri kendi masasının üstündeydi. Belli ki, yukarıdan yağmur damlıyordu. Tonguç sordu:
“Akıyor galiba?”
“Evet efendim”
“Demek öyle, okulunuz güzelmiş de…”
“Güzel ama akınca burada oturulmuyor.”
“Siz yalnız mı çalışıyorsunuz”
“Yok efendim bir bayan arkadaş daha var. Bugün hastayım diye gelmedi.”
“Okulunuz tatil mi?”
“Yok tatil değil. Çocuklarla öğleye kadar uğraştım. Arkadaş gelmediğinden, ben de hepsini salıverdim.”
“İyi ama tatil olmamasına karşı okulu kapadığınız için size bir şey demezler mi?”
“Kim söyleyecek?”
“Ne bileyim köylüler falan?”
“Başöğretmen güldü.
“Hepten kapatsam bir şey demezler.”
“Peki bu okulun akıntısını önlemek için köylüler bir şey yapmıyorlar mı? Sözgelimi muhtara söylediniz mi?”
“Yok söylemedim ama Çankırı Milli Eğitim Müdürlüğüne üç kez yazdım. Karşılık bile vermediler.”
“Siz bu akıntının nereden geldiğini araştırdınız mı?”
Başöğretmen darlandı. Canı sıkıldı. ‘adam boyuna dikine traş ediyor yahu’ diye geçirdi içinden. Birden patlayıverdi.
“Ben başöğretmenim. Benim görevim dam aktarmak değil.” Deyince Tonguç ve beraberindekiler dışarı çıktılar. Okul yeni yapıldığından, bahçenin yanında artmış kiremitler vardı. Ağaçtan da bir merdiven uzanıp duruyordu yerde. Tonguç merdiveni kaptığı gibi Başöğretmenin odasının dengine dikiverdi. Hemen çatıya çıktı. Kırık kiremitler biz buradayız diye bağırıp duruyorlardı. Onları alıp aşağı attı. Aşağıdakiler iki sağlam kiremit uzattı. Tonguç onları yerleştirdi. Bir başka kırık kiremidin yerini, okulun içini gezerken kafasına yerleştirmişti. Yürüyüp orayı da buldu. Pat pat oradaki iki kiremidi de aşağı attı. Biraz önce olduğu gibi oraya da iki yeni kiremit yerleştirip, aşağı indi.
Bu arada başöğretmene dönerek sakin bir biçimde:
“Eğer gene okulunun damı akarsa Çankırı’ya yazmanıza gerek yoktur. Ana yazın. Ben hemen gelip ne gerekiyorsa yaparım. Benim adresim burada yazılı diye kartını uzatıp, beraberindekilerle birlikte jipe binip yollarına devam ettiler.
(Tonguç Baba, Ülkeyi Kucaklayan Adam, Mehmet Cimi)
Erdal Atıcı
16 Nisan 2021
Günün Diğer Haberleri