AŞI KİMLERE NASIL YAPILACAK?

Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısı sonrasında koronavirüs gündemine dair açıklama yaptı.

SAĞLIK - 2020-12-09 21:17:57

Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısı sonrasında koronavirüs gündemine dair açıklama yaptı.Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, aşının hamilelere, 18 yaş altındakilere ve son 6 ayda koronavirüs geçirenlere uygulanmayacağını açıkladı.

Fahrettin KocaBilim Kurulu toplantısı sonrasında koronavirüs gündemine dair açıklama yaptı.

Koca'nın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Aşıyı 18 yaş altı kişiler için ve hamilelere düşünülmüyor. Ama 18 yaş altı için Çin'de çalışmalar devam ediyor. Gebelere düşünülmüyor. Son 6 ayda geçirenler hariç diye uygulama olacak"

"Bir yıl boyunca tüm dünyanın ortak gündemi pandemi oldu, hepimizin hayatını değiştirdi. Virüsün bulaştığı kişi sayısı dünyada 69 milyonu buldu. 1,5 milyonu aşkın insan Kovid-19 nedeniyle hayatını yitirdi.

"Ülkemizde sınırlarımızı kapatma dair aldığımız önlemlerle ülkemize girişi geciktirmiş, başlangıçta başarılı bir seyir başlamış olsa da bu salgından kurtulmuş değiliz. İlk günden bu yana düzenli olarak toplanan kurumumuz gelişen yeni durumu sürekli olarak değerlendirmektedir.

"Pandeminin ülke içindeki yönetimine yönelik alınan kararlarda ve uygulamaya konan tedbirlerde Bilim Kurulumuzun çalışmaları ve önerileri yönlendirici olmaktadır. Nisan ayında önemli artış gösteren bulaşma hızı aldığımız tedbirlerle bir nebze kontrol altına alınmış, yaz ayları nispeten kontrollü yaşanmıştır. Bunda gittikçe artan test kapasitemiz ve izolasyon tedbirlerimizin etkisi olmuştur.

"İllerimizdeki durumu görmek bizzat illere giderek yerel yöneticilerimizle yaptığımız toplantılar bu sonuçları elde etmemizde oldukça yararlı oldu. Ne var ki tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son birkaç ay içinde hızlı bir artışla yüz yüze geldik. Havaların soğuması, insanların kapalı mekanda toplanması çok hızlı bir alevlenme ile yüz yüze getirdik. Test kapasitemizi artırdık. Bugün itibariyle toplam yapılan test sayısı 20 milyonu buldu.  Pozitif vaka sayımız 1,5 milyonu aştı. 550 bini belirgin hastalık geçirdi. 15 bin insanımızı kayıp verdik, hala da kayıp vermeye devam ediyoruz.

"Büyüklerimizin korunmasına yönelik kısıtlamalar, toplumsal hareketliliği azaltıcı tedbirler, toplanmalara getirilen yasaklar, riskli bölgede kişi takibi, gittikçe arttırılan yaygın filyasyon ekipleri ile temaslı taraması ve izolasyonlar, evde izole temaslılarımızın takibi gibi bir dizi tedbirleri her geçen gün daha sıkı bir şekilde uyguluyoruz.

"Ülkemizde şu anda bundan önceki zirve olan nisan ayına göre günlük vaka sayısında 5 kattan fazla, vefatlarda yüzde 55 artış bulunmaktadır. Durumu kritik olan illerden başlayarak yetkililerle her gün online görüşüyor ve durumu yakından takip ediyoruz. Bu illerin kurulları vasıtasıyla gerekli ek tedbirlerin alınmasını sağlıyoruz. Personel ve araç yönünden filyasyon ekiplerini destekliyoruz.

"Sağlık çalışanlarımızın nasıl bir yükün altında olduğunu biliyorsunuz, görüyorsunuz. Hastanelerimiz ve sağlık çalışanlarımız gittikçe artan bir yükü göğüslemenin çabası içinde. Ülke genelinde yatan hasta sayılarımız artmakla birlikte, bazı illerimizde bu daha belirgin. Birçok ilimizde artış kontrolü sağlanmış olsa da, en ufak bir gevşemeye tahammülümüzün olmadığını belirtmek isterim.

"Hatay, Adana, Samsun, Antalya, Mersin ve Ordu'da vaka sayılarımız artmaya devam ediyor. Hastanelerimiz, yoğun bakımlarımız ciddi yük altında. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Sivas, Kahramanmaraş ve Gaziantep'te vaka artışı düşmeye başladı. Bu durum polikliniklere yansıdı. Yatan hasta ve yoğun bakım açısından yüksek doluluk oranlarımız devam etmektedir.

Mesai sürelerinin kısaltılması, bazı işyerlerinde hizmet verilmemesi, geceleri ve hafta sonlarında sokağa çıkma kısıtlaması gibi ertelenemez hale geldi.

"Bu durum karşısında daha sıkı tedbirler kaçınılmaz olmuştur. Bilim Kurulu'nun önerileri doğrultusunda mesai sürelerinin kısaltılması, bazı işyerlerinde hizmet verilmemesi, geceleri ve hafta sonlarında sokağa çıkma kısıtlaması gibi ertelenemez hale geldi.

"Ülke olarak birlikte hareket etmemiz, zorunlu kısıtlamalara gönüllü kısıtlamaları da ekleyerek bulaşma hızını düşürmemiz mümkün olacaktır. Gerek bakanlığımız, gerek bilim insanlarımız toplumu bilgilendirmektedir.

"Soğuk iklim şartlarının hakim olduğu bu dönemde kapalı ortamda bulunmanın zorunluluğu artıyor. Kapalı alanlar bulaşması kaçınılmaz kılmaktadır. Etkili korumanın sadece kendimize karşı değil, içinde bulunduğumuz topluma ve özellikle hayatalarını ortaya koyan sağlık çalışanlarımıza karşı sorumluluğumuz olduğunu ifade etmek isterim.

"Sokağa çıkma kısıtlamasına vatandaşlarımızın büyük destek verdiğini gözlemledik. Kısıtlamaların uygulanmasına destek veren kolluk kuvvetlerimize, yerel yöneticilerimize teşekkür ediyorum.

"Önümüzdeki günlerde bu tedbirlere aşıyı da ekleyebilmenin beklentisi ve umudu içindeyiz. Aşı geliştirme çabaları için bizim de içinde olduğumuz birçok ülke kaynaklarını seferber etmiş durumundayız. Kendi çalışmalarımız bir yana etkisi ve güvenirliğini kanıtlamış aşılara en erken sürede erişebilmenin gayreti içerisindeyiz.

"Tüm dünya yarışta öne geçmiş aşılara odaklanmış durumdadır. Ülke olarak ekonomik yükü dikkate alınmaksızın güvenirliği ve etkisi kanıtlanmış, en kolay ve en yaygın uygulanan aşılardan başlayarak alternatif aşıları temin etmek için büyük gayret gösterdik. Bugüne kadar inaktif virüs aşısı sözleşmesinin imzaladığımızı duyurmuştum. Önümüzdeki birkaç gün içinde teslimatını yapılması planlandı, kademeli olarak şimdilik 50 milyon doz gelecektir. mRNA aşısı için de görüşmelerimiz devam ediyor. Daha geç olarak teslimatı yapılmasının ötesinde, sınırlı miktarın üzerinde temin garantisi verilememektedir. Bu konuda görüşmelerimiz ve ısrarımız devam etmektedir. Türkiye'nin standartlarına uygun olabilecek diğer alternatif aşılar için de görüşmelerimize devam ediyoruz.

"Geliştirmekte olan aşılarımızda faz 1 çalışmalarının tamamlamak üzere olduğu kamuoyunun bilgisi dahilidir. Çalışmalar olumlu sonuç verirse, nisan ayında faz 3 ve yaygın uygulama aşamasına geçebilmeyi umuyoruz. önümüzdeki günlerde uygulamaya başlamayı umduğumuz aşı elimizi daha fazla güçlendirecektir. Bu konuda bilimsel dayanaktan yoksun tatışmalardan ufak kalarak bilim insanlarımıza, siyasetçilerimize teşekkür ediyorum.

"Gerek bilim insanlarımız, gerek bakanlarımız aşının menşeiyle değil, güvenilirliği ve etkinliğiyle ilgilenmektedir.

"Yaptığımız sözleşme gereği önümüzdeki hafta içinde ilk kısmını teslim almayı umduğumuz aşı inaktif virüs aşısıdır. Yerli aşımız da aynı teknolojiye sahipir. Yerli aşı adaylarımız içinde mRNA ve vektör aşıları da bulunuyor.

"Aşıyı teslim aldığımızda öncelikle uluslararası akreditasyonu olan halk sağlığı ile tıbbi cihaz ve ilaç kurumları tarafından, ülkemize ithal edilen diğer tüm aşılarda uygulanan testler yapılacaktır. Ülkemiz standartlarına uygun bulunduğu takdirde erken kullanım izni verilecektir. Aşıların uygulanmasına bu aşamadan sonra izin verilecektir.

"Bilim Kurulumuzca çeşitli nüfus grupları arasında enfeksiyon oranı, ölüm oranı riski göz önüne alınarak belirlenen önceliklere göre aşılama yapılacaktır. Aşı 14-21 gün arayla 2 doz halinde uygulanacaktır. Aşı kampanyası kapsamında vatandaşlarımıza bedelsiz olarak verilecektir. Aşı yaptıran vatandaşlarımız sisteme aşıyı yapan sağlık kuruluşumuz tarafından kaydedilecektir. Test sonucu ve temaslılarda olan gibi, aşı olan vatandaşlarımızda merkezi veri tabanından takip edilecektir.

"Bu mücadeleyi aksatacak her türlü davranış, açıklama ve iddia biraz daha enerji kaybına, daha fazla çaba harcamamıza yol açmaktadır. Ülke olarak birlikte hareket etmemiz, zorunlu kısıtlamalara gönüllü kısıtlamaları da ekleyerek bulaşma süresini düşürmemiz mümkün olacaktır.

"Aşı çalışmalarına milletçe ayak uydurmamız, sürece aktif olarak ayak uydurmamıza bağlı, gelişmeler umutlarımızı erkene çekiyor.

"Tüm dünya ile birlikte bir salgın hastalık döneminin içinden geçiyoruz. Salgının yıkıcı etkisi hepinizce malumdur. Hiçbirimizin taraflı bir tutum sergilemeye hakkı yok. Ayrışarak, birbirimizle mücadele ya da rekabet ederek salgına karşı başarılı olamayız. Salgınla mücadelede hepimizin aynı tarafta olduğunu unutmamalıyız. Siyasi mülahazaya da her ne olursa olsun başka saiklerle salgının yönetimini tehlikeye atmaya hiçbirimizin hakı yoktur. Salgının kontrolü açısından en büyük tehdit, sosyal sınıfsal siyasal çıkar malzemesi haline getirmektir. Bu tür tavırların bu tür çıkar grupları dahil hiç faydası yoktur.

"Salgının ilk gününde nerede duruyorsak, tüm vatandaşlarımıza, siyasilerimize, hiçbir ayrım gözetmeden nasıl yaklaşmışsak, bugün de aynı yerden aynı tutumla salgını yönetmeye çalışıyoruz.

"Sizlerden ricam, kesinlikle salgının siyasi bir alana çekilmesine müsaade etmemenizdir. Salgının seyrini lehimize değiştirebilmek için birlikte hareket etmek zorundayız. Bilgi kirliliğinin had safhada olduğu bu ortamda aslı olan olmayan iddialara itibar etmeyelim.

"Salgın hastalıkla mücadele taraflı tarafsız herkesin destek olması, milli seferberlik halidir. Hesaplaşma kaygısı ve güdüsüyle mücadelemize halel getirmeyelim. Bu ulusal anlamda milletçe hepimizin, küresel anlamda insanlığın mücadelesidir. Mücadele ancak birlikte kazanılır.

"Bugün bazı tablolarla gelinen salgının seyrini kısaca göstermek istiyorum. Özellikle çizginin üstünde vaka sayısının arttığı illeri görüyoruz. Hatay, Mersin, Adana, Antalya, Samsun, Ordu, İzmir. Ankara, İstanbul, Uşak ve birçok ilin aşağı doğru inmeye başladığını görmüş oluyoruz.

"Yarından itibaren tabloda bugüne kadar olan vaka sayılarının toplu bir şekilde vermiş olacağız.

"Özellikle biz bu süreçte vatandaşımızın salgının seyri açısından kitlesel bağışıklamada erken dönemde yoğun aşı yapabilirliğimizin önemli olduğunu düşünüyoruz. Ne kadar erken dönemde yoğun bir şekilde aşılama yapılabilirse, başarıya daha kolay ulaşabileceğimize inanıyoruz. Aralık, ocak ve şubat aylarında yoğun aşıya erişimi daha çok önemsiyoruz. Burada biz birçok aşıyı geliştiren ülke ve firmalarıya irtibatta olmaya devam ettik ama erken dönemde aşının teslim edilebilirliği konusunda çok rahat olmadığını gördük. Birçok ülkenin binlerce, yüz binlerce sipariş ettiğini söylediği aşıların teslim sürelerine bakmak lazım. İlk 3 aylık zaman diliminde bu teslimatların yüksek olmadığını görürsünüz. Bize nisan ayından sonra teslim edilecek aşıya ihtiyacımız yok. O nedenle biz aşıya erken ulaşmayı istedik. Bir de aşıyı özellikle güvenilir ve etkin olmasını hedefliyoruz. Güvenilirlik anlamında da bildiğimiz bugüne kadar aşılarımızın geleneksel inaktif aşı yöntemi olduğunu biliyoruz. Sinovac aşısı ise bu anlamda çocukluk çağı aşılarımızı da üreten, 6 tane farklı aşıyı bugüne kadar üreten, 10 yıldan fazla zamandır aşı geliştirmeyle ilgilenen bir firma. Birçok bildiğimiz şu an aşıyı geliştirdiğini söyleyen firmanın aşı geçmişleri olmadığını da bilelim. Biz özellikle inaktif aşıyı güvenilir bulduğumuz için temin etme çabasında oldu. Sinovac en erken faz 3 çalışmasına geçen aşıydı. Dolayısıyla yaygın yapıldığını ve güvenilir olduğunu bilebildiğimiz bir aşıydı. İstediğimiz kadar alamadık biz. Marttan sonra istersek Sinovac dahil birçok aşıyı biz alabiliriz. Özellikle Türkiye'nin bir, iki veya üç ay içinde dünyanın birçok ülkesinden daha fazla aşıya sahip olduğunu, sipariş veren ülkelere bakın görmüş olursunuz. Almanya Pfizer aşısını mart sonuna kadar ancak 11 milyon kadar alabiliyor. Biz şubat ayı sonuna kadar 50 milyona ulaşabiliyoruz. Moderna aşısı dışarıya vermiyor. Pfizer biz nisan ayı dahil olmak üzere ne kadar aşı verebilirlerse, ilk günden itibaren talepte bulunduk. Nisan ayı sonrası bizim için önemli olmadığını ifade ettik. Biz bu rakamın artırılmasını istiyoruz. Bizim 3 aylık zaman diliminde 100 milyon aşıya ihtiyacımız var. AstraZeneca aşısı DSÖ'nün de çekinceleri olduğunu biliyorsunuz. Aşabileceklerine inanıyoruz, irtibat halindeyiz. Yapılması gereken siparişi verme durumunda oluruz. Orada da DSÖ'nün çekinceleri dahil olmak üzere güvenilirliğiyle ilgili emsele aşılırsa gerektiğinde siparişi verebiliriz. Rusya'da üretilen aşıyı biliyorsunuz, o aşıyla ilgili o da başarılı olursa Rusya'da üretilen aşıyı da temin etme noktasında bir sorun olmadığını söyleyebilirim. Bizim özellikle üzerinde durduğumuz, güvenilir olduğunu bildiğimiz, etkinliğinin iyi olduğu ortaya konan inaktif aşıyı daha çok önemsiyoruz. Ucuz olduğu için değil, bu anlamda güvenilir bulduğumuz için, geleneksel, doğal, bilinen aşı yöntemi olduğu için. 

"Aşının zorunlu olmasını şimdilik düşünmüyoruz. Daha çok vatandaşımızı ikna ederek kitlesel aşılamayı yapma hedefindeyiz. Vatandaşımıza aşının güvenilirliği ve etkinliği izah edilirse farklı yaklaşılacağına inanmıyoruz. Biz inaktif aşının, ölü virüs aşısı, geçmişte bilinen bir yöntem, uzun vadeli yan etkilerinin ne olduğunu bildiğimiz, daha güvenilir olduğunu bildiğimiz için. Biz ülkemizde bu aşının vatandaşımız üzerindeki etkinliğini görmek ve gerektiğinde aksiyon almak üzere faz 3 çalışmasına izin vermiştik. Bütün bunlar vatandaşımıza olumlu bir şekilde anlatılır, sonuçlar gerçekten olumlu olursa, ben farklı bir yaklaşım içerisinde olunacağını düşünmüyorum. Biz aşıyı olan kişinin HES koduna işlemiş olacağız. Süreçte bu dünyada gündeme gelecek. Aşının yaygın uygulanmasıyla birlikte aşı yapılması önemsenebilecek. Biz şu an düşünmüyoruz ama aşının yaygın yapılma dönemi sonrası uçağa, otobüse binmek için istenebilir. Bugünün konusu değil fakat yaygın yapıldıktan sonra gündeme gelebilir. Biz önden HES koduna aşıyı işlemiş olacağız.

"Ülkemizdeki faz 3 çalışması devam eden iki aşıyla ilgili, özellikle Sinovac'la ilgili sonuçları 1 hafta-10 gün içinde öğreneceğiz. Şu anda 3 bin 700 civarında gönüllüye aşı yapıldı, önemli bir yan etki yok. Etkinliğiyle ilgili ara değerlendirmesi de 1 hafta-10 gün içerisinde öğrenilecek. Şu ana kadar herhangi ciddi bir yan etkinin olmadığını rahat söyleyebiliriz.

"Aşıyı biz strateji olarak kimlere, ne zaman yapılması gerektiğiyle ilgili daha önce çalışmıştık. Aşıyı sağlık çalışanlarımızdan öncelikle başlayarak, kademeli 65 yaş üstü, kronik hasta ve benzeri şekilde 4 basamağa ayırmıştık. Burada özellikle aşıyı yaparken inaktif aşıların 2-8 derece arasında korunabilirliği, altyapımızda bu anlamda çok müsait olduğu için. Türkiye'de birçok ülkeden farklı biçimde daha yaygın bu aşıyı yapabileceğimizi söylemek istiyorum. Biz çocukluk çağı aşılarımızla şu anda pandemi şartlarında dahi yüzde 98 oranında aşılamayı becerebilmiş bir ülkeyiz.

Sağlık Bakanlığı, 9 Aralık gününe ilişkin koronavirüs verilerini paylaştı. Son 24 saat içerisinde yapılan 204 bin 411 testten, 31 bin 712'si pozitif çıktı. Hasta sayısı 6213, iyileşen hasta sayısı 5846 olarak tespit edildi. Virüs nedeniyle bugün 217 kişi daha yaşamını yitirirken, salgın boyunca en yüksek can kaybı olarak kaydedildi.

Sağlık Bakanlığı, 9 Aralık gününe ilişkin koronavirüs verilerini paylaştı. Son 24 saat içerisinde yapılan 204 bin 411 testten, 31 bin 712'si pozitif çıktı. Hasta sayısı 6213, iyileşen hasta sayısı 5846 olarak tespit edildi. Virüs nedeniyle bugün 217 kişi daha yaşamını yitirirken, salgın boyunca en yüksek can kaybı olarak kaydedildi.

Bakanlığın verilerine göre; bugüne kadar yapılan toplam test sayısı 20 milyon, 294 bin 377, toplam hasta sayısı 558 bin 517, iyileşen toplam hasta sayısı 447 bin 361, virüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin toplam sayısı 15 bin 513'e yükseldi. Ağır hasta sayısı ise 5901 oldu. 

Günün Diğer Haberleri