Eğitim İş üyesi yönetici ve öğretmenler,Öğrtmenler gününde Tire Adliyesinde adalet talebi ile biraraya geldi.Eğitim İş üyesi Mesut MUT'un mahkemesine Eğitim İş Genel Basın Yayın Sekreteri Şükrü Balun,İzmir 2 nolu şube başkanı Ahmet CANGI,şube sekreteri Fatma Heval AYDIN,şube özlük hukuk sekreteri Ali YANAN,şube Mali sekreteriCihan CANGÖZ,Tire temsilcisi Özgür Anafartalar, Tire yönetim kurulu üyesi Tuncer PORTAKAL katıldı.Tire Adliyesi önünde yapılan basın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı;
Bütün Türkiye’de eğitim emekçileri adalet istiyor.
Özellikle de bugün burada Tire Adliyesi önünde bizler daha çok adalet istiyoruz.
Bugün 24 Kasım, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’e Millet Mektepleri Başöğretmenliği ünvanının verildiği günün yıl dönümü.
Bizlerde, Cumhuriyetimizin kurucusu ve kurtarıcısı Atatürk’ün izinden giden eğitim emekçileri olarak, uzun zamandır bugünü 39 yıldır Öğretmenler Günü olarak kutluyoruz.
Tüm olumsuzluklara rağmen Başöğretmen Atatürk'ün dediği gibi "Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller" yetiştirmek için canla başla çalışan öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyor; öğretmenleri bir gün değil her gün gülebileceği günleri örmek için mücadelemize güç vermeye davet ediyoruz.
Öğretmenler gününde burada bizleri bu açıklamayı yapmak zorunda bırakan, kendilerini devlet sanan, devletin kurumlarını da çiftlikleri sanan, yandaş sendikanın Tire’deki temsilcisinin, kadrolaşma hırsıyla kurduğu komploları, aydınlatmakta boynumuzun borcudur.
Bir daha tekrar etmek gerekirse;
Bizler bugün burada Tire Adliyesi’nin önünde, ucuz bir komployu deşifre edip, komplocuları rezil etmek için bulunuyoruz arkadaşlar.
Ucuz diyorum çünkü bu komployu kuranlar, ironik ifadesiyle, karmaşık yalanlar kurabilecek kadar, kalitede olmadığı için, ilk bakışta çözülebilecek bir kumpas organize etmiştir.
Biraz önce görülen dava, Eğitim Bir-Sen Tire İlçe temsilcisi Levent Çiftgümüş'ün sendikamızın üyesi Mesut Mut'un Tire'nin en iyi okullarından biri olan Kutsan Anadolu Lisesi'ne müdür olarak atanmasını kaldıramaması ve onu koltuğundan etmek için ne kadar küçüldüğünü konu almaktadır.
Yaşadıklarımız bizlere şunu öğretiyor, bu zihniyet devletin kurumlarını da, okullarımızı da kendi çiftliği gibi görmektedir.
Yandaş sendikanın ilçe yöneticisi olmayı,
Sözde sendikanın ilçe temsilcisi koltuğunda oturmayı,
İlçedeki her okulun yönetim koltuğunu da hak ettiğini düşünen zihniyet,
O koltuk kendisine değil liyakat sahibi, nitelikli, Kariyer sahibi, tanıyan herkesin hakkını verdiği bir eğitimciye verilince ucuz numaralara başvurmuştur.
Önce her yerde arkadaşımızın Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiğini iddia etmiş, karalamaya çalışmıştır.
Arkadaşımız Mesut Mut, kendisine bir türlü ispat edemediği bu iddiayı ısrarla neden sürdürdüğünü sormak için konuşmak istediğinde, Levent Çiftgümüş denen şahıs, ona bir kahvehanede randevu vermiş ve o kahvehaneye randevu saatinden önce, devletin başka bir memurunu kumpasına alet olsun diye yerleştirmiş.
Buluşma yerinde arkadaşımız, yandaş sendikacının tüm kışkırtma ve hakaretlerine rağmen kendisine yakışanı yaparak serin kanlı durmuş ve bu basit kumpası boşa çıkarmıştır. Ve ancak Eğitim-Bir-Sen yöneticisi bundan da ders çıkarmamış, arkadaşımızın kendisini darp ettiği yalanı ile bu davayı açmıştır.
Davada Levent Gümüş denen şahsın arkadaşı olan polis dışında bütün tanıklar ortada bir darp olmadığını söylemiştir. Sanığın duruşmalarda ilgili-ilgisiz her fırsatta Rizeli olduğunu, Cumhurbaşkanı'nın köyünden olduğunu, Cumhurbaşkanı'nı ne kadar çok sevdiğini söylemesi, tek başına durumun abestliğini ortaya koymaktadır.
Bu saçma tutum yaşananları iyice akıldan uzaklaştırıp akıllara, karısından boşandığında tazminat ödemek istemeyen adamın duruşmada "Karım 15 Temmuz darbe girişimine sevinmişti" demesini getirmiştir.
Bizim yargıdan beklediğimiz, tanık ifadeleri ve somut olgularla çürütülen bu ucuz iftiralara ilişkin hakkaniyetli bir karar vermesi, böylesi ucuz komplocuların heveslerini kursaklarında bırakmasıdır.
Bugün burada arkadaşımız Mesut Mut'un yanında olduğumuzun, duruşuyla ve yaptıklarıyla gurur duyduğumuzun ve onu iftiracılara harcatmayacağımızın altını bir kez daha çiziyoruz.
Mesut Mut yalnız değildir.