Dün gece 30'u büyükşehir olmak üzere toplam 31 ilde ansızın sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Bu ilanın, yasağın başlamasına sadece iki saat kala yapılması, halkta endişe yaratmış, insanlar korkuyla fırınlara, marketlere, eczanelere doluşmuştur.
Koronaya karşı öncelikli tedbir olan sosyal mesafe kuralları bir yana dursun, insanlar dip dibe saatlerce alışveriş kuyruklarında beklemiştir.
Bu tabloya bakan yandaşlar ve maaşlı trollerin, kalabalığın birden neden oluştuğunu sorgulamadan yoksulları aşağılama yarışına girmesi ise tarihe bir not düşmüştür.
Daha Mart ortasında "Sokağa çıkma yasağı ilan edilecek mi?" sorusuna "Bunlar dış mihrakların yarattığı dedikodular" cevabı veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün sokağa çıkma yasağını 2 saat öncesinden ilan ettiğinde, insanların "ya 2 günden fazla sürerse" korkusuyla sokağa akın etmesi, maalesef kaçınılmazdır.
Sosyoloji ve kamu yönetimi, tam da bu yüzden vardır.
Apar topar ilan edilen sokağa çıkma yasağı, birçok skandalın vücut bulmuş hali olmuştur:
Yurttaşlara önceden haber verilmemiş, bu yüzden sokaklar 2 saat içinde endişeli kalabalıkların alışveriş yarışına sahne olmuştur.
Geçimini günlük kazananlar, mevsimlik işçiler, korona yüzünden işsiz kaldığı için evinde yeterince erzak bulunmayanlar bu sokağa çıkma yasağı sırasında akla getirilmemiştir.
Bu kötü günlerde bizlere düşen, görüştüğümüz her insanı bilgilendirmeye devam etmek ve yönetimsel hatalarla Korona'nın kucağına düşen halkı doğru yönlendirmek ve koronaya karşı hangi tedbirlerle nasıl mücadele edilmesi gerektiğini anlatmaktır.
Bize düşen, yönetimin yanlış hamlelerine hiç değinmeden cahil bırakılan ve paniğe sevk edilen halkın davranışlarını aşağılamayı bir konfor belleyenlere karşı sessiz kalmamaktır.
Bilinsin ki bu kara günler elbet geçecek ama bu ayıplar unutulmayacaktır."