EĞİTİM İŞ'TEN İKİ ÖNEMLİ MAHKEME KARARI

Eğitim İş Sendikası Genel Merkezinden yapılan açıklamada,iki üyesinin öğretmenlik mesleğinden alınmasından sonra açılan mahkeme kararı yayımlandı.

SENDİKA - 2020-02-01 19:49:25

YÖK KARARINA RAĞMEN ÖĞRETMENLİĞİNE SON VERİLEN ÜYEMİZİN DAVASINI KAZANDIK

Balıkesir Üniversitesi Baskı Sanatları bölümünden mezun olduktan sonra YÖK’ün verdiği Görsel Sanatlar (Resim) Öğretmenliği ile eşdeğerlik belgesi ile öğretmenlik başvurusunda bulunan öğretmenin ataması yapılmış ve yıllar sonra (2019 yılında) müfettiş raporu ile ataması iptal edilerek öğretmenlikten alınmıştı.

Öğretmene yapılan tebligatta müfettiş raporunda Talim ve Terbiye Kurulunun öğretmen olarak atanacaklara ilişkin kararında Baskı Sanatları bölümünün yer almadığı bu nedenle yapılan atamanın yanlış olduğu vurgulanmıştı.

Bursa’da görev yapan üyemiz ile ilgili tesis edilen idari işlemin iptali için bölge avukatımız TUĞÇE ÇALIK KARADEMİR ve Bursa Şubemiz tarafından takip edilen dava üyemiz lehine sonuçlanmıştır.

Mahkeme gerekçesinde YÖK’ün bu konuda belirleyici olduğuna ve YÖK’ün görüş ile kararlarına vurgu yapmıştır.

Benzer konuda mağdur olan öğretmenlerin de beklediği davada verilen bu karar örgütlü mücadelemizin sonucunda elde edilmiş olup süreci takip etmeye devam edeceğiz.

MERKEZ YÖNETİM KURULU

    Mahkeme kararı için tıklayınız

Diğer bir mahkeme kararı şu şekilde yayımlandı

ÖĞRETMENLİĞİ ELİNDEN ALINAN ÜYEMİZİN DAVASINI KAZANDIK

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Eğitim-İş İzmir 2 No'lu Şube üyesi Sultan Neval Şimşek haksız soruşturmalara maruz kalmış ve soruşturma sonucunda disiplin cezalarının yanı sıra öğretmenlik görevinden alınarak memur olarak ataması yapılmıştı.

Disiplin cezaları ve öğretmenlik görevinden alınmasına ilişkin işlemlere açtığımız davalardan öğretmenlik mesleğine son verilmesi işleminin iptali davasında karar çıktı.

Kararda idari işlemin iptaline karar verilmiş olup gerekçede;

Disiplin soruşturma raporunda tespit edilen hususların öğretmenlik mesleğini icra etmeye engel nitelikte olmadığı, nitekim işleme dayanak yapılan soruşturma raporunda da davacının öğretmenlik mesleğinde yetersiz olduğunun açıkça ortaya konulamadığı, öğretmenlik yapmasına engel durumu olduğunu gösteren herhangi bir sağlık raporunun da bulunmadığı anlaşılmış olup, şartları oluşmadığı halde davacının memuriyet sınıfının değiştirilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.

Bir Din Kültürü Öğretmeninin, derslerde çocuklara aklını kullanmasını, sorgulaması gerektiğini söylemesi öğretmenlik yapmasına engel değildir. Hizmet sınıfının değiştirilme gerekçesinde; “derste alakasız bir şekilde dinden uzak konulardan bahsederek öğrencilerin kafasını bulandırdığı, kendi doğruları ve yorumu ile hiçbir dinde kabul görmeyen ifadeler sarf edip ders işleyerek sınıf içinde gruplaşmaya ve tartışmalara sebep olduğu” ifadelerine yer verilmiştir.

Eğer bunun önü açılırsa, düşünceye önem veren, düşünmeye, sorgulamaya sevk eden eğitimi benimseyen her öğretmen hizmet sınıfının değiştirilmesi riski altında, geri hizmete çekilme, öğretmenlikten kopartılma baskısı altında eğitim vermeye çalışacaktır.

Sabit fikre, gericiliğe, hukuk “hayır” demiş; düşünmeye, sorgulamaya, eğitime yol vermiştir.

Bu karar bu sebeple önemlidir. Birçok soruşturma ve baskıya maruz kalan ve hiç birinde geri adım atmayarak mücadelesini sürdüren aynı zamanda “Din Dersi Dinimi Yedi” adlı kitabın da yazarı olan üyemizin haklı davasını takip eden bölge avukatımız Atalay Aksay’ı ve tüm emeği geçenleri tebrik ediyoruz.

           MERKEZ YÖNETİM KURULU 

Günün Diğer Haberleri