MEMURLAR BORDROLARINI YAKTI

Memur Konfederasyonları Ankara'da Ocak ayı bordrolarını yaktı.

SENDİKA - 2020-01-15 19:53:56

KAMUSEN:MEMURUN BORDROSUNUN ATEŞİ TÜM VİCDANLARI YAKIYOR
Kamu çalışanları ceplere yansımayan maaş artışlarını protesto etmek için yurt genelinde bordrolarını yaktı. Genel Başkanımız Önder Kahveci de Ankara^da sendikalarımızın genel başkanları, sendikalarımızın yönetim kurulu üyeleri ve çalışanların yoğun katılımıyla Ulus Meydanı’nda basın açıklaması yaparak tepkisini dile getirdi ve ardından bordrolar yakıldı.


KAHVECİ: TÜİK RAKAMLARI GERÇEKSE HANGİ MARKETTEN FİYAT ALIYORLAR AÇIKLASINLAR, BİZ DE ORADAN ALIŞVERİŞ YAPALIM!

Eylem öncesinde basın açıklaması yapan Genel Başkanımız Önder Kahveci, zorunlu harcama kalemlerinde meydana gelen fahiş artışlara dikkat çekerek, “Yetkililer hedef enflasyonu bilinçli olarak düşük göstererek memurlarımızı düşük ücret artışına mahkûm ederken, milletimizi zorunlu harcamalarında dahi enflasyon canavarına teslim etmektedir. İktidar 2019’daki ilk enflasyon hedefine göre maaşlara toplam %9,2 zam yapmıştır. 2019 yılında gerçekleşen resmi enflasyon ise %11,84 olmuştur. Buna göre memur maaşları enflasyonun gerisinden gelmektedir” dedi ve yeniden değerleme oranlarına yapılan %22’lik artışa tepki gösterdi:

“3 milyon kamu görevlisi ve 2 milyon emeklinin 2 yıl sürecek çileli geçim mücadelesi başlamıştır.  Kamu görevlileri bugün, ağustos ayındaki toplu satış sözleşmesinden beri ifade ettiğimiz acı gerçekle yüz yüze kalmıştır.  Buna göre memurlar ortalama 160 TL, emekliler ise 100 TL zamla 6 ay boyunca idare etmek zorunda kalacaklardır.  TÜİK’in resmi rakamlarına göre geçtiğimiz yıl gıda fiyatları ortalama %10,9; mutfak tüpü %17,6, doğalgaz %22, elektrik %18,3 zamlanmışken maaşlara %4 zam yapmak, adeta memur ve emeklilerle alay etmek demektir.  Ekonomi iyi yolda, istikrar sürüyor, enflasyon düşüyor masalı, çarşı pazardaki gerçek fiyatlarla kâbusa dönüşmüştür. Yetkililer hedef enflasyonu bilinçli olarak düşük göstererek memurlarımızı düşük ücret artışına mahkûm ederken, milletimizi zorunlu harcamalarında dahi enflasyon canavarına teslim etmektedir. İktidar 2019’daki ilk enflasyon hedefine göre maaşlara toplam %9,2 zam yapmıştır. 2019 yılında gerçekleşen resmi enflasyon ise %11,84 olmuştur. Buna göre memur maaşları enflasyonun gerisinden gelmektedir. Kaldı ki, bu oran TÜİK’in enflasyon sepetindeki, çoğunu halkın tüketmediği 418 madde 895 çeşit ürünün ortalama artışını göstermektedir. Milletimizin tüketmek zorunda olduğu gıda, temizlik, sağlık, ulaşım, haberleşme, ısınma, kira gibi ürünlerdeki fiyat artışları ise 2019’da gerçekleştiği ilan edilen, resmi enflasyonun kat be kat üzerindedir. Eğitim, sağlık, ulaşım gibi harcamalar enflasyonun üzerinde zamlanmıştır. Bir zamanlar fakirin yemeği olan kuru fasulye, pilav lüks gıda maddesi haline gelmiştir. Kırmızı etin yalnızca adı kalmıştır. Sebze, meyve el yakmaktadır. İlaca %46, giyime %33, gazeteye %28, dergiye %51 zam gelmiş memurun, emeklinin beli iyiden iyiye bükülmüştür.  Ekmeğimiz bile %13,5 zamlanmıştır. Buna rağmen memurlara 2020 yılı için %4+4, 2021 için ise %3+3 zam yapılması öngörülmüş, adeta ekonomi ile maaş zamlarının ilişkisi tamamen kesilmiştir.   TÜİK’in bu rakamları aldığı yerleri doğrusu merak ediyoruz. Eğer TÜİK’in rakamları gerçekse TÜİK bir market açsın, hepimiz oradan alışveriş yapalım, bizim de enflasyonumuz TÜİK’in enflasyonu ile eşitlensin.Yeniden değerleme oranları %22,58 olarak belirlenirken memur maaşlarına %4+4 zam yapmak hangi vicdanla, hangi adalet anlayışıyla bağdaşır?   Gerçekler ortadayken çocuk parası, aile yardımı, doğum, ölüm yardımları, ek ödemeler, ek dersler, fazla mesai ücretleri ve tazminatlara da ayrıca bir artış yapılmamıştır.   Duruma bakıldığında bu yıl da maaşların eriyeceği, alım gücünün düşeceği açıktır. Toplu sözleşme tiyatrosuyla memurlarımız, 2021 yılı sonuna kadar devreden çıkarılmıştır. Memurların ekonomik ateşin ortasına atıldığı şu günlerde dahi malum konfederasyon memurların haklarını korumayı akıl edememekte, başını kuma gömmektedir.” 

KAHVECİ: MEMURLARIN HAKLARININ BUDANMASINA SEYİRCİ KALAN HATTA PASİF TUTUMUYLA ÜSTÜ ÖRTÜLÜ ŞEKİLDE DESTEK OLAN MALUM KONFEDERASYON VE YETKİLİLER, BUGÜN NEREDELER?

Hormonlu sendikaların kamu görevlilerinin ekonomik durumuyla ilgili kaçacak yer aradıklarını vurgulayan Kahveci, “Memur maaşına yapılan %4 zam ortalama maaşlara 160,6 lira zam demek. Bir yılda ailenin zorunlu harcamaları ortalama 730 lira, oransal olarak da %12,3 artmışken, %4 zamma yani 160 liraya tek kelime edemeyenler memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar” diye sorarak konuşmasına devam etti: 

“Bugün memurlarımız maaşlarını aldılar ve acı gerçekle yüzleştiler. Biz, Türkiye Kamu-Sen olarak sürekli gerçekleri dile getiriyor, maaş zamlarının yetersiz olduğunu, verilen sözlerin tutulmadığını ifade ediyor, acil çözüm bekleyen sorunlar için bir memur paketi hazırlanmasını istiyoruz. Malum konfederasyon ise durumdan hoşnut olacak ki, eriyen maaşlara, unutulan 3600 ek gösterge vaadine, yardımcı hizmetlilere, haksızlıkların kaynağı mülakata, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesine, gelir vergisi mağduriyetine, bayram ikramiyesine ve emekli maaşlarına dair tek bir kelime etmiyor.  Bugün, memurlar maaşlarını aldılar. Yani takke düştü, kel göründü. Türkiye Kamu-Sen dün de meydanlardaydı; bugün de meydanlarda. Dün ne dediyse, bugün de aynısını söylüyor. Memurların haklarının budanmasına seyirci kalan hatta pasif tutumuyla üstü örtülü şekilde destek olan malum konfederasyon ve yetkililer, bugün neredeler? Bugün, hormonlu sendikalar, gerçekler karşısında saklanacak delik arıyorlar. Memur maaşına yapılan %4 zam ortalama maaşlara 160,6 lira zam demek. Bir yılda ailenin zorunlu harcamaları ortalama 730 lira, oransal olarak da %12,3 artmışken, %4 zamma yani 160 liraya tek kelime edemeyenler memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?

 Sözleşmeliyi, hizmetlileri yok sayanlar, vekil ebe, hemşire, imam ve aile sağlığı elemanlarına üvey evlat muamelesi yapıp kadroya geçirmeyenler, öğretmeni, akademisyeni, sağlık çalışanını, maliyeciyi, adliye çalışanını unutanlar, Postacıya, ormancıya, belediye çalışanına, diyanet çalışanına kör bakanlar, Emeklileri, ek gösterge sorunlarını, ek ödeme sorunlarını, fazla mesaileri, döner sermayeleri bir kenara bırakıp, tek bir konuyu dahi müzakere etmeden 1 ayı heba edenler bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?” 

KAHVECİ: MEMUR VE EMEKLİLERİN 730 GÜNÜ DAHA HEBA OLMUŞTUR

Çalışanların refahı yolunda verilen hak mücadelesinin kutlu bir mücadele olduğunun altını çizen Kahveci, “Biz, yalnızca memurlarımız ve emeklilerimiz için değil, gelecek nesillerimiz, beşikteki bebeklerimiz, genç kuşaklarımız için de mücadele yürütüyoruz” şeklinde açıklamasını sürdürdü:

“Memurlardan aldıkları yetkiyi kötüye kullananlar, bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar? Kış soğuğunun bastırdığı günlerde oduna, kömüre, doğalgaza gelen zamları bile karşılamayan maaş artışına seyirci kalan bir eli yağda, bir eli balda tatlı su sendikacıları, soğuktan donan memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar? Elbette, sendikacılığın yüz karaları bir deliğe gizlenecek ve Türkiye Kamu-Sen’in mücadele etmesini bekleyecek. Gördük ki, memur ve emeklilerin bir 730 günü daha heba olmuştur.  Kamu çalışanları ve emekliler bu 2 yılı da bin bir güçlük içinde, biraz daha borç batağına saplanarak, kredi kartına yüklenerek, yediğinden, içtiğinden keserek, çocuğunun harçlığından kısarak, soğukta üşüyerek geçirmesinler.   Geçtiğimiz yıl, bizleri %4+5’e mahkûm edenler, bu yıl da %4+4’e mahkûm ediyorlar. Memurları, emeklileri enflasyonun altında ezdiniz; biliniz ki, memurlar bir darbeyi daha kaldıramaz.  Hak mücadelesi kutlu bir mücadeledir. Biz, yalnızca memurlarımız ve emeklilerimiz için değil, gelecek nesillerimiz, beşikteki bebeklerimiz, genç kuşaklarımız için de mücadele yürütüyoruz. 

Türlü menfaatler için bu kutsal hedeften uzaklaşan çakma sendikacılara, şu dizeleri hatırlatmak istiyorum: Karacoğlan der ki her sözüm haktır. Yiğit olmayanın yalanı çoktur. Cehennem yerinde hiç ateş yoktur, Herkes ateşini burdan götürür.”Bu dizelerde olduğu gibi, milyonlarca memurun, emeklinin, masumun hakkının yenmesine göz yumanlar da kendi ateşlerini, milyonlarca memurun bordrolarında göreceklerdir.  Memurun bordrosunun ateşi tüm vicdanları yakacaktır.”  

BİRLEŞİK KAMU İŞ:2020 MAAŞ ZAMLARINI BORDRO YAKARAK PROTESTO ETTİK
Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikaları, AKP iktidarının 2020 sefalet maaş zamlarını portesto etti.

AKP iktidarının 2020 sefalet maaş zamlarını bordro yakmak ve protesto etmek için Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu üyeleri Ulus Atatürk Heykeli önünde bir araya geldi. Protesto eylemine Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in Genel Başkanı Mehmet Balık, Genel Sekreteri Mücahit Dede, Genel Örgütlenme Sekreteri Hasan Kütük,  Genel Dış ilişkiler ve Arge Sekreteri Doğan Altun, Birleşik Kamu-İş Ankara Temsilcisi Kamil Özdemir  Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, Büro-İş Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, Ulaşım-İş Genel Başkanı Cihad Koray,  Tüm Yerel-Sen Genel Sekreteri Arap Mucur,  bağlı sendikalarımızın Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, Şube Başkanları ve üyeler katıldılar.

İKTİDARIN EMEKÇİLERE DAYATTIĞI

SEFALET VE GÜVENCESİZLİĞE KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ !

 Genel Başkanımız Mehmet Balık ve Birleşik Kamu-İş Ankara İl Temsilcisi  Kamil Özdemir, AKP iktidarının 2020 maaş zamlarına ilişkin şu açıklamayı yaptılar:

 “Türkiye’deki ekonomik ve sosyal yaşam şartlarını yok sayan AKP iktidarına sesleniyoruz !

2019 yılı, ekonomik krizin doruğa ulaştığı ve yıkıcı etkilerinin en ciddi şekilde hissedildiği yıl olarak geride kalmıştır. Ülkemizde işçi, memur ve emeklilerin yıllık zam oranları, büyük ölçüde çarpıtılan rakamlara göre belirlenmiştir.   Yaşanan ekonomik krizin neticesi olarak artan hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon kamu emekçilerinin yaşamını ciddi bir şekilde etkilemiştir.

AKP iktidarı gerçeği yok sayarak rakamları küçülmekle uğraşırken eriyen maaşlar, artan borçlar, artan işsizlik ve gıda artışları emekçilerin gerçek gündemi olmuştur.

AKP iktidarının; Türkiye’yi içine soktuğu ekonomik kriz ortadır ve sebep olduğu toplumsal çürüme açıktır. Emekçiler; temel besin maddelerini dahi karşılayamaz duruma getirilmiştir.

TÜİK’in konut, gıda, içecek gibi kalemlerle derlediği ve enflasyonu hesaplamada kullandığı verilerde, manipülasyon yaptığı açıktır. Hükümet, enflasyon ile değil enflasyon sepetiyle mücadele ederek enflasyon rakamlarını olduğunda farklı çıkarmaktadır. Resmi olarak açıklanan enflasyon ile emekçilerin enflasyonu arasında çok ciddi bir uçurum vardır. Kamu emekçilerinin ve halkın gündemi bu rakamların üstünde seyretmektedir.

AKP iktidarı emekçilerden ve yurttaşlardan farklı yaşam sürmektedir. Krizin etkilerini görmezden gelen iktidar yetkilileri geçtiğimiz yıl içerisinde ekonomik krizin bedelini milyonlarca çalışana ve yurttaşa ödetmiştir. Ekonomide sözde büyüme ve toparlanma söylemlerine rağmen yurttaşların yaşam standartları gün geçtikçe daha da kötüye gitmiştir.

AKP iktidarının, resmi enflasyon ve işsizlik oranlarındaki düşüş iddialarına karşılık gerçekler farklıdır. Türkiye 2020 yılının ilk günlerinde çift haneli işsizlik oranları ve çift haneli enflasyon oranları ile karşılaşmıştır.

AKP iktidarının, ekonomik krize ilişkin vurdumduymaz tavrı sosyal bir sorun haline gelmiştir.

Geride bıraktığımız 2019 yılı içerisinde sadece 45 yurttaşımız ekonomik sebeplerden kaynaklı yaşamlarına son vermiştir. Yurttaşlarımızın kendi canına kast ettiren bu sürecin sorumlusu mevcut iktidar ve onun politikalarıdır.

Son bir yılda TÜİK verilerine göre gıda yüzde 20 oranında zamlandı. Ancak büyük ölçüde rakamları çarpıttığı anlaşılmaktadır. Çarşıda, pazarda, marketlerde ve alışverişin yapıldığı tüm noktalardaki fiyatları göz önüne aldığımızda 2019 yılının son ayına gelindiğinde gıda harcamaları TÜİK verilerinin aksini yüzde 42’yi göstermektedir. 

Tüm kamu çalışanlarının gerçek enflasyonu gıda da yaşanan artış oranıdır. Türkiye’de yoksulluk sınırı 9 bin TL’yi aşarken Memurların yüzde 80’i yoksulluk sınırı altında geçim savaşı vermektedir.

Hükümet 2019 yılında kamu emekçilerinin yaşam standartlarını göz önüne almayarak % 4+4 zamma mahkûm etmiş, kamu emekçilerini adil ücret hakkından yoksun bırakmıştır.

2020 yılı için TÜİK verilerini %11,84 olarak açıklamışsa da bu oran, emekçilerin ve yurttaşların nezdinde yok hükmündedir. İktidar bu süreçte yine TÜİK verilerini manipüle etmiş adeta enflasyon oranlarını düşük göstermek için elinden geleni yapmıştır. Kısacası iktidar enflasyon oranını ülkenin içerisinde bulunduğu duruma göre değil kendi isteğine göre belirlemiştir.

2020 yılı için yüzde 4 toplu sözleşme zammına ek olarak % 1,5’lik enflasyon farkının verilmesi yani memur ve memur emekli maaşlarına %5,5 oranında yapılan zam sefalet ve açlık zammından başka bir şey değildir.

En düşük memur maaşı 193 TL zam ile 3417 TL’den 3610 TL’ye yükselirken devlet en düşük memur maaşına 3,71 kg et oranında, en düşük memur emekli maaşı 137 TL zam ile 2435 TL’den 2572 TL’ye yani 2,6 kg et oranında zam yapmıştır.

Ülkede memurlar ve memur emeklileri açlık ve sefalet ile boğuşurken, sarayın bir günlük harcaması 4,5 milyon TL olmuştur. Lüks ve şatafata doymak bilmeyen iktidar yetkilileri, kendi rahatları için milyonlarca kamu emekçisini göz göre göre açlığın pençesine itmektedir.

Yine 2020 yılı için kendi alacağına % 22,5 zam yapan devlet 7 milyondan fazla asgari ücretliye yüzde 15 zammı layık görmüş üstüne dalga geçer gibi asgari ücretli yurttaşa günlük 10 TL zammı reva görmüştür.

3600 Ek gösterge bir vaat olarak kalmış, 3600 Ek gösterge bekleyen memurlar için 2019 yılı hayal kırıklığı ile geçmiştir.

2020 yılı için ön görülecek bütçe bu yıl cumhuriyet tarihinde ilk kez 1 trilyon TL’yi aşmış, bütçeden memura ve emekçinin hakkına yine yüksek zamlar ve vergiler düşmüştür.

Sadece Diyanet İşleri Başkanlığı, 11 ayda 9,6 milyar lira harcarken, Diyanet’in harcaması 6 bakanlığı, birçok başkanlık ve müdürlüğü geride bırakmıştır. Diyanetin yaptığı harcama ortalama olarak ataması yapılmayan 180 bin öğretmenin maaşına denk gelmiştir.

Sonuç olarak 2019 yılında kamu emekçisinin payına; yoksulluk, açlık, sömürü ve güvencesizlik düşerken 2020’de de ne yazık ki kamu emekçilerini aynı kader beklemektedir.

Bu bakımdan biz kamu emekçilerine dayatılan sefalet ücretine karşı;

Yüksek vergilere,
Zamlara,
Güvencesizliğe ve geleceksizliğe,
Sendikal baskılara karşı,
Topyekûn mücadele edeceğimizi,
Hem emeğimize hem cumhuriyetimize sahip çıkacağımızı,
Bize dayatılan bu sefalet düzenine son vereceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.”

Günün Diğer Haberleri