Ramazan vesilesiyle muhalif öğretmen avı!

Ramazan ayı vesilesiyle gerici vakıfların okullardaki ağırlığı arttırılırken muhalif öğretmenler de hedef alınmaya başladı. Çarpıcı bir örnek İstanbul’dan geldi:

SENDİKA - 2019-05-29 21:24:41

İstanbul Avcılar’da bir ortaokul öğretmeni, Ramazan’da sınıfta su içti diye bir öğrenci velisi tarafından CİMER’e şikayet edildi. Milli Eğitim ise şikayetin ardından okula yazı göndererek öğretmenin savunmasını istedi. Konuya ilişkin açıklama yapan Eğitim-İş 3 Nolu Şube Başkanı Oğuz Akkaş, “Öğretmen şikayet hattı ile topluma empoze edilmeye ve özendirilmeye çalışılan ispiyon kültürü maalesef kendinden olmayana yaşama hakkı tanımama noktasına gelmiştir” dedi.
 

Açıklamanın tamamı şöyle:

Gözlerini sınıfların anahtar deliklerine, kulaklarını kapıya dayayanlar  öğretmenin bir hata yapmasını bekler duruma gelmişlerdir. Sosyal medyada muhalif avcılığına çıkanlar bilindik senaryolar ve farklı yüzlerle bir kez daha kendilerini göstermişlerdir.
Bugün İstanbul Büyükçekmece’de kaymakamlık oluruyla resen açılan soruşturmada bir öğretmenimizin sosyal medya hesabından yazdığı “Everything will be very beautiful” ve “güle güle fesli meczup” cümlesinin siyasi birer paylaşım olduğuna hükmederek öğretmeni cezalandırmak için teyakkuza geçenler yaratılmaya çalışılan korku ikliminin gönüllü neferleridirler. Milli Eğitim işi gücü bırakmış “fesli bir Atatürk düşmanının” avukatlığına soyunmuştur.
“Everything will be very beautiful” cümlesi ise hiç kimsenin tekelinde olmayan, her türlü bireysel konuda söylenmiş olabilecek bir cümledir. Bir cümleden binlerce anlam çıkartarak öküzün altında buzağı arama çabaları asıl niyetleri görmemiz açısından güzel olsa da toplumun geldiği ayrışma , ispiyon kültürü , tahammülsüzlüğü gözler önüne sermesi açısından son derece üzücü ve düşündürücüdür.
Kaldı ki soruşturmada muhakkik olarak görevlendirilenlerden birinin kendi sosyal medya hesaplarında çok bariz bir şekilde siyasi propaganda yaptığı gerçeği de ortadayken tarafsız olamayacağı net şekilde belli olan  bu şahsın muhakkik olarak görevlendirilmesi de aslında yapılmak istenenin soruşturma yapmaktan çok hüküm vermek olduğunu ortaya koymaktadır.
Sınavla değil bir gecede tepeden inme şekilde mülakatla göreve gelen binlerce idarecinin koltuklarını sağlama almak için parti mitinglerine gittikleri, gitmekle kalmayıp otobüslerce öğrenci taşımak konusunda yarıştıkları ve bunları görünür kılabilmek için fotoğraflayıp sosyal medya hesaplarında göğüslerini gere gere paylaştıkları herkesçe bilinirken ve bu fotolar yeni görevlerde referans kabul edilirken bir tek cümleden yola çıkarak  öğretmenin başına çorap örmeye çalışmak hangi vicdana sığar?
Yine bugün İstanbul Avcılar’da bir ortaokulda yaşanan durum ise daha içler acısıdır. Ramazan’da sınıfta su içti diye bir öğretmen arkadaşımız öğrenci velisi tarafından CİMER’e şikayet edilmiştir. Böylesi insani bir durumu dahi konuyu kapatmayarak  dikkate alan ve  okula yazı gönderen ardından da  öğretmenin savunmasını isteyen Milli Eğitim bir kez daha göstermiştir ki kendi personelinin hiçbir şekilde arkasında durmaya niyetli değildir. Alo 147 Öğretmen şikayet hattı ile topluma empoze edilmeye ve özendirilmeye çalışılan ispiyon kültürü maalesef kendinden olmayana yaşama hakkı tanımama noktasına gelmiştir ve yetkililerin bu konuda tek bir adımları yoktur. Kendi personelinin tepesinde şikayet hattını kılıcını sallandıranlar bir de hiç çekinmeden öğretmenin iş güvencesini ve performansını sorgular duruma gelmişlerdir.
 

15 Temmuz’dan Ders Almadılar

Seçim dönemlerinde hiç çekinmeden bir partiye desteğini açıklayan dernek ve vakıfları  protokoller yaparak okullara sokan , veli iznine dahi ihtiyaç duymadan gencecik beyinleri bu vakıf ve derneklerin eline bırakanlar , okulların bahçelerini ve toplantı salonlarını kaymakamlık ve Milli Eğitim Müdürlükleri aracılığıyla bir partinin çalışmalarına tahsis edenler, okul duvarlarını siyasi parti afişlerine açanlar “Öğretmenlerin sosyal medya hesaplarını didik didik ederek bir cümleden bin tane suç çıkartma çabasındadırlar. 15 Temmuz’daki hain darbe girişiminden ders almayarak okullarımızı cemaat, vakıf ve derneklerin faaliyet alanları,  öğrencileri de mürit yapmak için olmadık yöntemler denemek bu ülkeye Laik Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılabilecek en büyük kötülüğü  yaptıklarının farkındalar mı ?
 

Öğretmenlerine Hak Ettikleri Değeri Veremeyen Toplumların Geleceği Karanlıktır

Öncesinde hiçbir hazırlık yapmadan  bir gecede sınav sisteminin değiştiği ülkemizde eğitime olan güvenin hızla düşmesinin sebebi öğretmenler değildir. Veliler halen çocuklarını okullara gönderiyorlarsa bunun nedeni sisteme duydukları güven değil öğretmenlerin fedakar çalışmalarına duydukları güvendir. 60-70 kişilik sınıflarda canla başla görevini yapmaya çalışan öğretmenler değildir suçlanması gereken, 3600 ek gösterge sözü verildiği halde sürekli oyalanan öğretmenler değildir suçlanması gereken, vergi yükü altında ezilen ama görevini tam layıkıyla yapmak için didinen öğretmen değildir suçlanması gereken. Bu güzelim ülkenin  Dünya medeniyetine sunacağı her katkıda öğretmenlerin payı vardır. Bugün öğretmenlerini hedef tahtasına oturtan milletler asla gelişemeyecekler ve Dünya ekonomisinde ve siyasetinde üst düzey rol oynayamayacakladır.
Devlet memuru olmamızı hazmedemeyerek bizleri hükümet memuru yapmaya çalışanlara karşı Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde giden Eğitim İş’li öğretmenler olarak Laik,bilimsel eğitimi savunmaya , ülkemize en iyi şekilde hizmet etmeye devam edeceğiz.
Günün Diğer Haberleri