LİSELERE GEÇİŞ SİSTEMİ NASIL VE NEDEN DEĞİŞTİ?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 15 Eylül akşamı bir televizyon programında hiç de gündemde yokken yaptığı “Mesela ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım. Biz TEOG'la mı geldik? Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı. Okursun, sene içinde notların bellidir, bu notlarınla beraber yürürsün.

SENDİKA - 2018-07-04 01:21:51

Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı. Okursun, sene içinde notların bellidir, bu notlarınla beraber yürürsün. Bunlar zor şeyler değil. Bunların hepsi aşılır. TEOG'la aslında işi zorlaştırıyoruz. Bu merkezi bir sistem olduğu için de zorlaştırma oluyor. Ne lüzum var bunları yapacağız.  “ ve 17 Eylül’de yurt dışı uçuşundan önce söylediği “Dün sayın Başbakan ile bu konuyu etraflıca görüştük. Uygulamaya girmesi konusunda herhangi bir mani yok. Çok basit bir konu. Sayın başbakanımız ve bakan arkadaşlarımızla birlikte hemen bu adımın atılması mümkün. Ve bu konuda sayın başbakan ile dün mutabakatımız oluştu. Temenni ediyorum ki hemen sür’atle bunu ülke gündeminden çıkarmak, düşürmek. Bütün aileleri, yavrularımızı rahatlatacaktır.” sözlerinden sonra ciddi şekilde bir sistem arayışına giren Milli Eğitim Bakanlığı halbuki aynı gün öğle saatlerinde TEOG’ta sormayı düşündüğü ve iki yıldır üzerinde çalışma yaptığı açık uçlu soru örneklerini kamuoyu ile paylaşmıştı.

15 Eylül’de cumhurbaşkanının talimatıyla hazırlıksız yakalanan Milli Eğitim Bakanlığı ilerleyen günlerde bakan ve müsteşar nezdinde ile çeşitli ve birbirinden tutarsız açıklamalarda bulundu. Hatta konuya dahil olan Başbakan Binali Yıldırım’ın yeni sistemle ilgili açıklamaları da Milli Eğitim Bakanının açıklamaları ile örtüşmedi.

27 EYLÜL 2017’de açıklama yapan  Milli Eğitim Müsteşarı Yusuf Tekin, TEOG yerine gelecek olan sistem hakkındaki çalışmaların bittiğini açıkladı. Tekin, " Çocukların liseye geçişte herhangi bir merkezi sınavın olmadığı, çocukların yeteneklerine ve ilgilerine göre yerleştirildiği bir program hazırladık.” dedi.

6 KASIM 2017’de bir televizyon programında açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz: “Sınavsız mahalli yerleştirme sistemini getirdik. Öğrencimiz adresine en yakın okula yerleştirilecek. Ülke genelinde belirlediğimiz farklı illerdeki sınırlı sayıdaki okulumuza, isteyen 8. sınıf öğrencilerin girebileceği bir sınav hazırladık. Bu liselerin ismini ve sayısı mayıs ayı gibi açıklayacağız. Haziran ayının ilk hafta sonunda bu sınav yapılacak. Tek sınav olacak. Sonuçlar haziran ayında açıklanacak. Sınav 60 sorudan oluşacak, 90 dakika olacak ve tek oturum olacak.” dedi. Anlaşılan oydu ki Milli Eğitim Bakanı ile müsteşarı yeni sistemi farklı şekilde kurguluyorlardı.

29 Ekim 2017’de TRT Haber Özel Röportaj Programı'nda eğitim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz:  “Geçiş sistemi 2017-2018 eğitim yılı sonunda 8. sınıf öğrencilerine uygulanacak. Merkezi sınavla yerleştirilecek son sistem olacak. Yüzde 70 sınav puanı, yüzde 30 diploma notu hesaplanarak öğrenciler yerleştirilecek.” Açıklamasında bulundu. Sınav ve diploma puanı ilk kez oranlanmış olarak kamuoyuna duyurulmuş oldu.

29 Kasım 2017’de yeni bir açıklama yapan Milli Eğitim Müsteşarı Yusuf Tekin, 8. sınıf öğrenci sayısının ise 1 milyon 180 bin dolayında olduğunu vurguladı. Öğrenciden fazla kontenjan bulunduğuna işaret eden Tekin, "Toplam kontenjan 1 milyon 500 bine çıkıyor. Buradaki işimiz simülasyonu doğru kurmak. Kimsenin endişe etmesine gerek yok. Rahatlıkla bu simülasyon kurulabilir. Herkes istediği türden bir okula rahatlıkla gidebilir" dedi.

8 Ocak 2018’de Akşam Gazetesine açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Müsteşarı Yusuf Tekin “Sizin çocuğunuz herhangi bir Anadolu lisesine gitmek istiyor. Birincisi X, ikinci çemberdeki Y, üçüncü çemberdeki Z Anadolu Lisesi. Çocuk mutlaka bu okullardan birine yerleşecek çünkü biz adresleri, liselerin kayıt bölgelerini oluştururken o bölgedeki yaşayan vatandaş sayısı o bölgedeki ortaokullar 8. sınıftaki öğrenci sayısını hep bu okullarla eşleştirdik.” dedi.

 Birbiriyle tamamen çelişkili bu açıklamalardan anlaşılan, getirilmeye çalışılan sistemin sağlam bir temele dayanmadığı ve ön hazırlığının yapılmadığı yönündedir. Yine bu süreçte bilim insanlarının , eğitim sendikalarının ve eğitim çalışanlarının fikir ve önerilerine başvurulmamıştır. Öyle ki il ve ilçe milli eğitim müdürleri dahi kılavuzun açıklandığı haziran ayına kadar sistemin nasıl işletileceği konusunda bilgi sahibi değillerdi. Eğitim çalışanları ve sendikalar da aynı hazırlık sürecinde olduğu gibi sistem oturtulduktan sonra da bilgilendirilmemişlerdir.  Hal böyle olunca öğrencilere ve velilere nasıl bir sistemle karşı karşıya oldukları net bir şekilde açıklanamamıştır.

HER ÖĞRENCİNİN İSTEDİĞİ OKULDA ÖĞRENİMİNE DEVAM EDECEĞİ ALDATMACASI

Tüm bu çelişkilerden sonra bir şekilde de oturtulduğu söylenen sistemi açıklanan kılavuz üzerinden incelediğimizde de başta verilen sözlerin yerine getirilmediği ve adrese dayalı sistemde yerleştirme kriterlerinin tam oturtulmadığı görülüyor.

Adrese dayalı yerleştirme sisteminde öğrencinin mezun olduğu okulun bağlı bulunduğu kayıt bölgeleri yakından uzağa üç kümeye ayrılmış durumda.

Yeşil renk, “Kayıt Alanında” öğrenci için ikamet adresinin bulunduğu Kayıt Alanında yer alan okulları 7 Mavi renk, “Komşu Kayıt Alanında” öğrenci için ikamet adresine göre Komşu Kayıt Alanında yer alanlar okulları. Kırmızı renk, “Diğer” ise öğrenci için ikamet adresine göre bulunduğu Kayıt Alanında ve Komşu Kayıt Alanında olmayan il içindeki diğer kayıt alanları ile il dışındaki kayıt alanlarında bulunan okulları belirtmektedir.

Öğrenci ilk olarak yerel yerleştirme ekranından en fazla 5 tercih yaptıktan sonra merkezi yerleştirme için girdiği sınavdan aldığı puanı kullanarak e fazla 5 tercih yapabilecektir.

Yerel yerleştirmede beş tercihin en az üçünü yeşil bölgeden kullanmayan öğrenci mavi bölgeden herhangi bir tercih yapamayacaktır. Ve bir öğrenci beş tercihinin içinde aynı türden okuldan en fazla üçünü yazabilecektir. Yani Aynı bölgeden üçten fazla Anadolu Lisesi tercihi ya da üçten fazla Meslek Lisesi tercihi veya yine aynı şekilde üçten fazla İmam Hatip Lisesi tercihi yapamayacaktır.

İstanbul Avcılar ilçesinde bir ortaokuldan mezun olan bir öğrenciye açılan tercih bölgeleri ve okullar üzerinden durumu somutlaştırarak fiziki alt yapının uygulanmak istenen sisteme nasıl yetersiz kaldığını görelim.  Avcılar Atatürk Ortaokulundan mezun olan öğrenciye yerel yerleştirme ekranında yeşil bölge olarak toplam 4 okul açılmaktadır. Bu okulların biri Anadolu Lisesi, İkisi meslek Lisesi ve biri de İmam Hatip Lisesidir. Bu öğrencinin Anadolu Lisesine gitmek istediğini düşünelim. Öğrenci bu listeden en az üç tercih yapmadan mavi kayıt bölgesindeki okullardan tercih yapamayacağına göre. Öğrenci mavi bölgeden de Anadolu Lisesi tercih edebilmek için ilk üç tercihine mecburen  Anadolu Lisesi + 2 Meslek Lisesi ya da 1 Anadolu Lisesi + 1 Meslek Lisesi + 1 İmam Hatip lisesi yazmak zorundadır. Durum böyle olunca öğrenci bu üç tercihe ek olarak mavi bölgeden 2 Anadolu Lisesi seçmiş olsa dahi Meslek Lisesi veya İmam Hatip Lisesi tercihlerin sıralamada mavi bölgedeki  Anadolu Liselerinden daha üstte olacağı için mavi bölgedeki bu Anadolu Lisesi tercihleri işlevsiz kalacaktır.

Öğrencinin yeşil bölgede yer alan tek Anadolu Lisesini tercih ettiğini ve başkaca bir tercih yapmadığını düşünelim. Öğrenci bu okula yerleşirse daha sonra nakil başvurusu yapabilir ama bu okula yerleşemezse dört kez daha tercih döneminde tercih yapabilecektir. Bu durumda da öğrenci bu kez en fazla 3 okul tercih edebilecek ve bu okulların en az ikisi yine yeşil bölgeden olma zorunluluğu taşıyacaktır. Yani yeşil bölgede sadece bir tane Anadolu Lisesi açıldığı için öğrencinin ilk yerleştirme ve sonraki dört tercih döneminde hiçbir okula yerleşememesi ve açığa düşmesi yüksek ihtimaldir. Öğrenci yeşil bölgedeki Anadolu Lisesine yerleşemezse açığa düşmemek için diğer tercih dönemlerinde mutlaka en az bir meslek ya da İmam Hatip Lisesi yazmak zorundadır. Her öğrencinin istediği okula yerleştirileceği vaadi maalesef uygulamada bir yalan olmaktan öteye geçememektedir.

YEREL YERLEŞTİRMEDE KRİTERLER BELİRSİZ

Kılavuzda yerel yerleştirme kriteri olarak : “yerel yerleştirme ile öğrenci alan okullara ise okulların türü, kontenjanı ve konumuna göre il/ilçe milli eğitim müdürlüklerince oluşturulan ortaöğretim kayıt alanlarındaki okullara öğrencilerin ikamet adresleri, ortaokullarda bulunuşlukları, tercih önceliği, okul başarı puanları, devam-devamsızlık ve yaş kriterleri göz önünde bulundurularak yerleştirilecektir.” İbaresi yer almaktadır.  Kılavuzda belirtilen bu altı kriterin içinde aynı kriterlere sahip öğrenciler arasında nasıl bir yol izleneceği de belirsizliğini korumaktadır.

SONUÇ OLARAK

Baştan beri yapılan açıklamalar tekrar gözden geçirildiğinde merkezi yerleştirmede diploma notunun %30’unun sınav puanıyla orantılanacağı açıklaması tamamen asılsız çıkmış ve 8. Sınıf öğrencileri merkezi sınava hazırlanırken okuldaki sınavlarından yüksek not alabilme kaygısına gereksiz yere düşmüşlerdir. Aynı şekilde sınavda sorular soruların Milli Eğitim tarafından dağıtılan ders ve çalışma kitaplarındaki sorulara benzememesi öğrencilerin yeni soru tipleri ile karşılaşmalarına ve sınavdan ciddi anlamda stres yüklenerek ayrılmalarına neden olmuştur. Sınav süresi ve soru sayısı da ilk yapılan açıklamalarla örtüşmemiştir. Görünen o ki Milli Eğitim Bakanlığı , Cumhurbaşkanının açıklamalarından sonra aleacele bir sistem üretmek ve herhangi bir alt yapı hazırlığı olmadan u sistemi uygulamaya koymak zorunda kalmıştır. Yine yerel yerleştirmede de Milli Eğitim Bakanlığı hazırlıksız yakalanmış ve sınavın yapıldığı haziran ayı içinde dahi birçok meslek Lisesini Anadolu Lisesine dönüştürmek zorunda kalmıştır. Son yıllarda yeni yapılan okul binalarının büyük kısmının imam hatiplere ayrılması bazı Anadolu Liselerinin zaman içinde İmam Hatip Liselerine dönüştürülmüş olması alt yapıdaki sorunun başlıca kaynağıdır. Ayrıca Anadolu Lisesine dönüştürülen meslek Liselerinde  görev yapan öğretmenlerin norm kadro sorunları önümüzdeki yıldan itibaren baş göstermeye başlayacak ve birçok eğitimci bu hazırlıksız , alt yapısız değişikliklerin cezasını çekecek ve mağdur olacaktır.  Öğrencilerin sınav stresi çekmemesi adına geçildiği söylenen bu sistemde istenilen oran yakalanamamış  yaklaşık 1 milyon 200 bin öğrenciden 996 bin öğrenci sınava başvurmuştur ve öğrencilerin çok büyük bir bölümü özellikle çok zor sorulan sorular karşısında çok büyük bir başarısızlıkla karşılaşmışlardır.

Bilim insanlarının , eğitim çalışanlarının, eğitim sendikalarının sürece dahil edilmediği eğitim sistemi değişiklikleri bu ülkenin çocuklarına hiçbir kazanım sağlamaz. Eğitim sistemi hükümetlerin programı değil devlet politikası olduğunda gerçekten sağlıklı nesiller için doğru projeler üretilebilir. Çağdaş bir ülkede eğitim, siyasilerin eline bırakılamayacak kadar önemli bir konudur. Bir an önce işin uzmanlarının iş başına getirilmesi ve bilimsel, laik eğitimin hakim kılınması gerekmektedir ve durum hiç vakit kaybedilmeyecek denli acildir.

Oğuz AKKAŞ

Eğitim İş İstanbul 3 Nolu Şube Başkanı

Günün Diğer Haberleri