SENDİKALARIN HAFTA SONU MESLEKİ ÇALIŞMALAR İLE İMTİHANI

Milli Eğitim Bakanlığı 2018 Haziran dönemi mesleki çalışmalarını programlarken, 9-10 Haziran tarihlerini de çalışma takvimi içine aldı.

EĞİTİM - 2018-05-31 15:43:30

Milli Eğitim Bakanlığı 2018 Haziran dönemi mesleki çalışmalarını programlarken, 9-10 Haziran tarihlerini de çalışma takvimi içine aldı. Dolayısıyla öğretmenler 4 Haziran ile10 Haziran arasında kesintisiz bir şekilde 7 gün boyunca çalışmak zorunda kalacaklar. Hal böyle olunca öğretmenler odasındaki tartışmanın dozu da yükseldi. Kimileri idarenin hafta tatilini belirleme hakkı olduğunu savunuyor, kimileri de idarenin fazladan yaptırdığı çalışma yerine çalışanlara ek izin vererek telafi edebileceğini öne sürüyor. Oysa konunun hukuki boyutu bambaşka bir sonuç çıkarıyor ki, hafta sonu yapılması istenen çalışma açık bir şekilde “angarya” niteliği taşımaktadır ve çalışanlar açından önemli bir hak kaybıdır.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun çalışma saatlerini düzenleyen 99. Maddesi:

Memurların haftalık çalışma süresi genel olarak 40 saattir. Bu süre Cumartesi ve Pazar günleri tatil olmak üzere düzenlenir. Ancak özel kanunlarla yahut bu kanuna veya özel kanunlara dayanılarak çıkarılacak tüzük ve yönetmeliklerle, kurumların ve hizmetlerin özellikleri dikkate alınmak suretiyle farklı çalışma süreleri tespit olunabilir.” Demektedir.

Dolayısıyla bu kanun maddesine göre devlet memurları için Cumartesi ve Pazar günleri açık bir şekilde “tatil günleri” olarak belirlenmiş bir haktır.

            Yine aynı kanunun fazla çalışma ücretini düzenleyen 178. maddesi ise;

A) 99 ve 100 üncü maddeler hükümleri uyarınca tespit olunan günlük çalışma saatleri dı-şında;

a) Salgın hastalık ve tabii afetler gibi olağanüstü hallerin olması (Bu hallerin devamı sür esince),

b) Fabrika, atelye, şantiye, işletme gibi yerlerde İş Kanununa tabi olarak işçi çalıştıran kurumlarca hizmetin gereği olarak işçi ile birlikte çalışma saatleri ve günü  dışında çalışmanın zorunlu bulunması, hallerine münhasır olmak üzere, yapılan fazla çalışmalar ücretle karşılanır. Yukarıda sayılan hallerde yaptırılacak fazla çalışmanın süresi ve saat başına ödenecek ücret Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenir” Demektedir. Bu maddeye göre de hafta sonu yapılması düşünülen mesleki çalışmaların fazla çalışma olarak belirlenmesi de, verilecek ücretin fazla çalışma ücreti hesabıyla ödenesi de mümkün olmayacaktır.

            Öğretmenlere, diğer memurlarda olduğu gibi DMK 178. Maddenin (B) bendine göre fazladan yaptıkları çalışmanın her 8 saati için 1 gün izin verilmesi de mümkün değildir. Şöyle ki; Milli Eğitim Bakanlığı İzin Yönergesi 18. Maddesi’nin (d) bendi fazladan yapılan 8 saatlik mesai için 1 gün izin verilmesi uygulamasında öğretmenleri kapsam dışında tutmuştur. Bu haliyle bakıldığında da hafta sonu yapılacak çalışmanın birleştirilerek bir başka çalışma gününe izin olarak aktarılması da mümkün olmayacaktır.

 

Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sı;

18. Maddesi’nde “ Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır”  diyerek , zorla çalıştırılmayı yasaklamıştır.

50. Maddesi’nde ise “Dinlenmek çalışanların hakkıdır.” Şeklinde temel bir hakkı tespit etmiştir.

            Toparlayacak olursak;

            Hafta kavramı Pazartesi ile başlayan, Pazar ile biten 7 günlük süreyi ifade eder. Devlet memurları için haftalık çalışmada Cumartesi ve Pazar günleri tatil olarak belirlenmiştir. Bu tatil günleri için zorla çalıştırılma, Anayasamıza göre angaryadır, yasaktır. Yine Anayasamıza göre Cumartesi ve Pazar günleri dinlenme hakkı kapsamındaki günlerdir. Bakanlığın mesleki çalışma yapılmasını istediği 9 Haziran Cumartesi ve 10 Haziran Pazar günlerini fazla çalışma günleri olarak belirlemesine ve bu bağlamda fazladan ücret ödemesine 657 Sayılı DMK izin vermemektedir. Yine MEB İzin Yönergesi öğretmenlere yapacakları fazla çalışmanın her 8 saatine bir günlük izin verilmesi kapsamı dışında tuttuğu için bu çalışmaların idari izin ile telafi edilmesi de mümkün değildir. Bu haliyle yapılacak çalışma “angarya” niteliğinde değerlendirilmelidir.

            İşverenlerin ve temsilcisi niteliğindeki idarelerin temel eğilimleri her fırsatta çalışanların mevcut haklarını kısma, kazanılmış haklarını ellerinden alma yönündedir. Bu yolla çalışanların daha az ücretle, daha fazla çalışma ile daha fazla iş üretmelerini isterler. Çalışanlar ise işverenin elindeki ekonomik ve siyasi gücün karşısına örgütlü güçlerini koyarak, temel haklarını genişletme, çalışma koşullarını iyileştirme, insanca yaşam ve emeklerinin karşılığı olan ücreti alma mücadelesini yürütürler.

            Bu durumda işverenin hafta sonu mesleki çalışma zorlamasına karşı fiili meşru durum yaratma işi sendikalara düşmektedir. Öğretmenlere dinlenme günlerinde dayatma ile yaptırılmak istenen mesleki çalışmalara dur demek sendikaların temel görevi olmalıdır. Kimsenin topu taca atma hakkı yoktur. “Seçim ve bayram nedeniyle takvim sıkışık ne yapalım “ ya da “Bir kereden bir şey olmaz” benzeri yaklaşımlar idare için bu keyfiyeti kural haline getirecektir. Şimdi sendikaların kararlı bir şekilde çalışanların dinlenme hakkını savunması, angaryaya karşı çıkması, bu mevziyi koruması şarttır. Bunu durumda işverenin çaresizliğini anlamaya çalışmak yerine , empati yeteneklerini dinlenme hakları ellerinden alınan öğretmenlerden yana kullanmaları gerekmektedir. Öğretmenlere düşen görev ise, birkaç günlük ek ders hesabı yapmak yerine haklarına sahip çıkmayı, angaryaya hayır demeyi ve örgütlü bir şekilde hareket etmeyi öncelemeleridir. Unutmayalım haklar bir kez verildi mi, geri alınması kolay olmayacaktır.

            Bakanlık öğretmenlerin bir hakkını daha almaya yeltenmişken bakalım sendikalar emekçilerden yana doğru tavır alıp bu hakkın korunmasında sınavı geçebilecekler mi?

            Emek mücadelesi cesaret ister. Biraz cesaret…

            Bu süreçler turnusol kağıdı gibidir. Gerçek emek örgütlerini renkleriyle ayırır. Hep birlikte görelim bakalım hangisi sarıymış , hangisi kızıl …!

 

Özkan RONA

Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı 

Günün Diğer Haberleri