Birinci Dünya Savaşı’nda ve dünya tarihinde önemli bir dönüm noktası olan Çanakkale Zaferi ülkemizin özgürlük ve bağımsızlık destanın mihenk taşlarından biridir. Tarihimizin şanlı ve unutulmaz mücadelelerinden 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 103.yıldönümünü kutluyoruz.
Çanakkale Boğazı’nda, 3 Kasım 1914-18 Mart 1915 tarihleri arasında bir dizi deniz ve kara savaşlarından büyük bir zafere imza atan kahraman şehitlerimizi de unutmuyoruz.
Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının ticari, ulaşım ve siyasi yönüyle stratejik önemi tarihin her döneminde korumuştur. Bu boğazların Karadeniz’i Akdeniz’e bağlaması emperyalist devletlerin boğazları ve Anadolu’yu işgal etmelerinin ve ülkemizi parçalamak istemelerinin nedenleridir.
Emperyalist devletler; Boğazları ve Anadolu’yu, Türk ulusunun elinden alarak ülkeyi parçalamak istemelerine karşı, ordumuz yurdumuzu savunarak, topraklarımıza göz dikenleri yenilgiye uğratmış ve “Çanakkale Geçilmez!” sözünü tarihe kan ile kazımıştır.
Türk ulusal kimliği bu savaşla yerini almıştır. Türk ulusu en güçsüz zamanında vatanı ve bayrağını dünyanın en güçlü devletlerine karşı koruyabileceğini kanıtlamıştır.
Çanakkale Zaferi tüm mazlum halkların emperyalizme karşı ilk zaferi ve Kurtuluş Savaşı’mızın temellerinin atıldığı savaştır. Kurtuluş savaşımızın temelleri, Çanakkale'nin sularında, Conkbayırı'nda ve Anafartalar'da atılmış ve Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli bir rol oynamıştır.
Çanakkale Zaferi, sıradan bir savaş ya da kolayca kazanılmış bir zafer değildir. Çünkü bu zafer Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş zeminini hazırlayan koşulları oluşturmuştur. Çanakkale Zaferi; Türk ulusuna, tüm dünyanın hayran olduğu, Mustafa Kemal Atatürk gibi dahi bir lideri hediye ederken; Atatürk’te, Türk ulusuna demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni armağan etmiştir.
AKP iktidarı ise bu zaferi, toplumu dinselleştirmenin bir aracı olarak kutluyor. İktidarının evliya ve enbiya menkıbeleriyle andığı Çanakkale Savaşı, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerinin temelidir. Birleşik Kamu İş olarak bunun farkındayız! O nedenle Cumhuriyetimizi bir reklam arası olarak görenlere asla taviz vermeyeceğiz.
Bugün, Çanakkale'de ülkeleri için seve seve canlarını veren şehitlerimiz ve onlarla yan yana yatan binlerce yabancı asker, savaşların acı sonuçlarını, barışın önemi ve zorunluluğunu tüm insanlara anlatmaktadır.
Atatürk'ün, binlerce şehit verdiğimiz Çanakkale'de yaşamını yitiren yabancı askerleri de kendi evlatlarımız olarak bağrımıza bastığımızı belirten özlü sözleri, evrensel barışın sloganı olacak kadar büyük bir aklın ürünüdür.
Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesinden ödün vermeden, aydınlanma ve çağdaşlaşma çabalarını sürdüren Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, bölgemizde ve dünyada kalıcı bir barışının sağlanması ve sürdürülmesini mücadelesini yürütmektedir.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; 18 Mart 1915 Çanakkale Destanı’nın 103.yıl dönümünde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Aziz Şehitlerimizi saygıyla anıyoruz.
BİRLEŞİK KAMU-İŞ
MERKEZ YÖNETİM KURULU
