BERAAT ETTİ

Bursa'da 2016 yılındaki okul müdürü atamalarının yandaş sendikanın listelerine göre yapıldığını ortaya çıkaran Bursa Şube başkanımız Özkan Rona'ya, "kişisel mahremiyeti ihlal etmek" suçlamasıyla açılan davanın karar duruşması, bugün Ankara Adliyesi'nde görüldü.

SENDİKA - 2018-03-02 19:32:53

Bursa'da 2016 yılındaki okul müdürü atamalarının yandaş sendikanın listelerine göre yapıldığını ortaya çıkaran Bursa Şube başkanımız Özkan Rona'ya, "kişisel mahremiyeti ihlal etmek" suçlamasıyla açılan davanın karar duruşması, bugün Ankara Adliyesi'nde görüldü. Mahkeme Rona’nın beraatine karar verdi.

Duruşmaya, Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, Genel Mali Sekreter Hüseyin Kara, Genel Eğitim Sekreteri Suat Özkolay, Genel Basın Yayın ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri Yakup Tekin Efe, Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Mehmet Balık ve Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, Antalya Şube Başkanı Fatin Iltar, İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ahmet Cangı, Elazığ Temsilcilik Başkanı Hüseyin Selçuk,Bursa Şube Sekreteri Bahriye TORAMAN, Örgütlenme Sekreteri Etem AYKAÇ, Eğitim Sekreteri Beyhan ARICI,Konya Şube Sekreteri Metin Nizamoğlu,Eğitim Sekreteri Özgür Ulaş Yiğit, önceki dönem Genel Sekreteri Şükrü Balun, Genel Merkez Hukuk Bürosu Avukatı Burak Sabuncu katıldı.

SAVUNMASINI YAPTI

Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona'nın mahkemede yaptığı savunma;

Sayın Yargıç;
Her ne kadar yargılanmama konu olan iddia kişisel bilgileri yayınlamak ise de, ben davacıların kişisel bilgilerini yayınlama kastı ile hareket etmediğim gibi, bu bilgiler de kişisel bilgiler değildir.
Davaya konu olan listelerdeki sendika bilgileri de sınav puanları da kanunlara göre idarenin açıkça ilan etmesi gereken bilgileridir. Tam aksine kanunlara rağmen bu bilgilerin gizlenmesi idare tarafından suç işlendiği anlamına gelmektedir.
Kamu yönetiminin en temel ilkelerinden birisi şeffaflıktır. Demokrasilerde şeffaflık vazgeçilmez bir unsurdur, adaletin ve tarafsızlığın da göstergesidir. İdarenin ilan etmek zorunda olduğu bu bilgileri gizlemeye çalışması bir şaibe doğurmuştur. Bu şüpheyle araştırmaya başladığımız sözlü sınav sonuçlarını incelediğimizde gördük ki idare, iktidara yakın Eğitim Bir-Sen isimli sendikanın üyelerine yüksek puanlar vererek, okul müdürlüğü sözlü sınavlarını siyasal kadrolaşmanın aracı haline getirmiştir.
Ortaya koyduğumuz bu sonuçlar göstermiştir ki kamu idaresi açık bir usulsüzlük yapmış, liyakati ölçmek yerine adayları siyasal bir elekten geçirmiş, adam kayırmış, adaletsizlik yapmış ve suç işlemiştir.
Sonuçları ilan etmemdeki amaç yapılan bu usulsüzlüğü görünür kılmak, bu hukuksuzluğun yöntem haline gelmesini engellemektir.
Sayın Yargıç;
Türkiye’de devlet okullarında eğitim gören yaklaşık 16 milyon öğrencimiz bulunmaktadır. Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın en iyi şekilde yetiştirilmesi devletin sorumluluğundadır. Bu sorumluluk da ancak eğitimin iyi yönetilmesiyle, liyakatli kadroların tespit edilerek göreve getirilmesiyle yerine getirilebilir. Liyakati devre dışı bırakan mülakat yöntemi en başta ülkemizdeki 16 milyon öğrencinin nitelikli eğitim haklarını ellerinden almak demektir. Çocuklarımızın nitelikli eğitim hakları için mücadele etmek Bursa Şube Başkanlığı görevini yürüttüğüm Eğitim-İş Sendikamızın da tüzüğünde belirlediği mücadele amaçlarından birisidir. Bu usulsüzlüğe müdahale etmeyi Cumhuriyet’in çağdaş ve ilerici bir öğretmeni olarak tarihsel bir sorumluluk ve toplumsal bir görev olarak görmekteyim.
Bu usulsüzlük aynı sahada örgütlenen sendikalarımız arasında da haksız rekabet yaratmaktadır. İdare bu yolla kendisine yakın olan ve sorunlara duyarsız kendisini hiç rahatsız etmeyen bu yandaş sendikanın bünyesinde bir kümelenme yaratmaktadır. İdarenin bu usulsüzlüğü Anayasa’da tanınmış olan örgütlenme özgürlüğü hakkını da kullanılamaz hale getirmektedir. Müdahalemizin bir başka nedeni de Anayasal örgütlenme hakkımızın elimizden alınmasına engel olmaktır.


Sayın Yargıç;
Ortada belgeleriyle kanıtlanmış ve kamuoyuna açıklanmış büyük bir usulsüzlük bulunmaktadır. Böylesine büyük bir usulsüzlüğü organize bir şekilde yapan kamu yöneticileri şu an makamlarında otururken, bu yolla ataması yapılan okul yöneticileri haksız yere atandıkları makamları işgal ederken, Türkiye’de yaygın bir kadrolaşma yöntemi haline getirilen sözlü sınavlardaki usulsüzlüğü açığa çıkaran şahsımın yargılanıyor olması kamu vicdanını derinden yaralamaktadır. Asıl yargılanması gerekenler bu usulsüzlüğü yaratanlardır.
İlgili sendikanın genel merkezinin ve üyelerinin hakkımda suçlamalarda bulunmalarındaki amacın kişisel haklarını korumak olduğuna inanmıyorum. Asıl amaç bu usulsüzlüklerin üzerine gitmeye çalışanları susturmak ve sindirmektir. Bu dava üzerinden kamuoyuna bir mesaj verilmeye çalışılıyor. Hakkımda yapılan suçlamaları, toplumda yaygın olarak kullanılan bir sözle ifade etmek gerekirse, bu durum tam olarak yavuz hırsızın ev sahibini bastırmaya çalışmasıdır. Ancak Türk Adaleti’ nin  yavuz olanın, güçlü olanın yanında olmak yerine haklı olanın yanıda olacağına dair beklentim yüksektir.
Sayın Yargıç;
Ülkenin dört bir yanında bu davayı takip eden geniş bir kamuoyu bulunmaktadır. Bir yılı aşkın süredir devam eden davanın bu celsede beraat ile sonuçlanması bile kamuoyu vicdanını yeteri kadar rahatlatamayacaktır. Önünüzdeki dosyada somutlaşmış olarak duran usulsüzlüğü yapanlar ne zaman adaletin karşısında çıkarsa, vicdanlarımız o zaman rahatlamış olacaktır. 
Özkan RONA
Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı

Günün Diğer Haberleri