2017-2018 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI YARIYIL DEĞERLENDİRMESİ

Eğitim İş Kocaeli1 Nolu Şube Yönetim Kurulu 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı yarıyıl değerlendirmesi yaptı.

SENDİKA - 2018-01-20 21:59:41

Değerli Basın Emekçileri, Sayın Veliler, Eğitim Emekçileri ve Sevgili Öğrenciler;

2017 – 2018 Eğitim Öğretim yılında da son yıllarda olduğu gibi bilimsel, laik ve çağdaş eğitimden biraz daha uzaklaştırılmış olmanın hüznü ile bir eğitim öğretim döneminin daha sonuna gelmiş bulunuyoruz.

2017 – 2018 Eğitim öğretim yılı birinci dönemi denildiğinde maalesef akla ilk gelen hususlar;

Sınav sistemlerinde ve müfredattaki değişiklikler, Dernek ve vakıflarla imzalanan protokoller, Personel istihdam sorunları, Derslik açıkları, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar, İkili öğretim, taşımalı eğitim, uluslararası sınavlardaki başarısızlıklar, Öğrencilerin tarikat ve cemaatlerin yurtlarına mahkum edilmesi, Çocukların örgün eğitim dışına itilmesi, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik, Hukuksuz bir şekilde görevden alma ve ihraçlar, sürgün uygulamaları gibi sorunlar maalesef bu öğretim yılına damgasını vurmuştur.

Basınımızın Değerli Temsilcileri;

2017 – 2018 Eğitim Öğretim yılı birinci döneminde yaşanan sorunların birkaçına kısaca değinecek olursak;

 

İKİ SINAV BİRDEN DEĞİŞTİ ANCAK BELİRSİZLİKLER SÜRÜYOR

2017-2018 eğitim öğretim yılı Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) tartışmalarının gölgesinde başladı. TEOG, öğrencilerin sınav stresi yaşaması gerekçe gösterilerek kaldırıldı.

Yeni sistemde, öğrencilerin yüzde 90’ı için adrese dayalı kayıt sistemi öngörülürken, öğrencilerin sadece yüzde 10’u, Bakan’ın tabiriyle ‘nitelikli’ okullara gidebilecektir. Yani öğrencilerin büyük bir bölümü, imam hatiplere, meslek liseleri ve açık liseye yönlendirilecektir.

TEOG’un kaldırılmasının ardından üniversiteye geçiş sistemi, “ben yaptım oldu” mantığıyla değiştirilmiştir. Yedi yıldır uygulanan YGS ve LYS kaldırılmış, yerine Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) getirilmiştir. Ancak sisteme ilişkin belirsizlikler hala giderilememiştir.

 

EĞİTİMDE DİNSELLEŞME ARTIYOR

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2017-2019 yatırım planına göre fen liselerine 109.6 milyon lira bütçe ayrılırken imam hatip okullarına 1.7 milyar lira ayrılması, iktidarın önceliğini gözler önüne sermektedir. Bu rakamlar 1 fen lisesine karşılık 17 imam hatip lisesi kurulacağı anlamına gelmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı ulusal eğitimden uzaklaşmış, iktidara yakın dini kurum ve vakıflarla protokoller imzalanmıştır. Böylece vakıf ve derneklerin devlet okullarında “değerler eğitimi” adı altında ders ve seminerler vermeleri, bağış toplamaları, dini içerikli yayınları dağıtmaları sağlanmıştır.

MEB’in, bilimsel, çağdaş ve laik eğitim karşıtı, Atatürk ilke ve devrimleri ile Cumhuriyetin ve Devrim Kanunlarının temel ilkelerine aykırı düşünce ve faaliyetleri ile bilinen bu tür vakıflarla işbirliğine gitmesi,  ulusal ve laik eğitimin içini boşaltma çabalarının bir örneği olmuştur.

 

BÜTÇEDEN EĞİTİME AYRILAN PAY YETERSİZ

Bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bu miktar, eğitimin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan ve eksiklikleri gidermekten oldukça uzaktır. Yıllardır eğitime en çok pay ayırdığını iddia eden AKP Hükümeti, 2018 yılı için de sadece zorunlu harcamaları karşılayan bir bütçe hazırlamıştır. 

 

PDR YÖNETMELİĞİ BİLİMSELLİKTEN UZAK BİR ŞEKİLDE DEĞİŞTİRİLDİ

10 Kasım 2017 tarihinde yayımlanan MEB Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği ile okullarımızdan Psikolojik Danışmanlık hizmetleri kaldırılmış, içeriği tamamen bilimsel gerçeklerden uzak bir düzenleme yapılmıştır. Rehber öğretmenlere görevleri ile bağdaşması mümkün olmayan belleticilik ve nöbet görevi dayatılmıştır.

 

Bugüne kadar çocuklarımızın maruz kaldığı şiddet, istismar, aile içi sorunlar gibi konularda yaşanan psikolojik travma niteliğindeki adli ve idari olayların ortaya çıkarılması noktasında yararlandığımız danışma hizmeti okullarımızdan kaldırılmıştır. 

 

PERFORMANS DAYATMASI YENİDEN GÜNDEMDE

Bilindiği üzere Milli Eğitim Bakanlığı tarafından “Öğretmen Strateji Belgesi” hazırlanmış ve 9 Haziran 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

 

Performans değerlendirme sistemi, öğretmenlik mesleğini değersizleştirmenin geldiği noktayı göstermektedir. Bu değerlendirmelerin bütünüyle “yandaş-muhalif” çerçevesinde gerçekleştiği ve MEB’in amacının eğitimde ücretli, sözleşmeli ve güvencesiz istihdamı yaygınlaştırmak olduğu herkesin malumu olmuştur.

YETKİLİLERE ÇAĞRIMIZDIR

Yapılacak sistem değişikliği ve müfredat düzenlemelerinin tespit edilen ihtiyaçlar doğrultusunda, toplumun ve eğitim sisteminin tüm paydaşlarının onayı ile olması durumunda etkili ve başarılı olma olasılığı yüksek olacaktır. Oysa Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim mevzuatlarında sayısız düzenlemeleri “emrivaki” bir şekilde yapmış ve istenilen sonuç alınamamıştır.

Türkiye’de eğitimle ilgili temel düzenleyici anlayış Anayasa’nın 42.maddesinde yer almaktadır. Anayasanın 42.maddesi “eğitim-öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.” hükmü yer almıştır.

Anayasa’da kesin hükümler varken, eğitim sistemli bir şekilde bilimsellikten ve çağdaşlıktan uzaklaştırmıştır.

Anayasa’da ve Milli Eğitim genel politikalarını belirleyen 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda belirtilen eğitim şekli “çağdaş, bilimsel ve laik eğitimdir.”  Milli Eğitim Bakanlığı hatalı kararları ve uygulamaları sonucunda Cumhuriyetin eğitim anlayışı yok edilme noktasına getirilmeye çalışıldığı izlenimi yaratmaktadır.

Eğitim-İş Kocaeli 1 No’lu Şube olarak, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin, siyasi iktidarın yarattığı enkazın altında yok olmaması için acil adımlar atılması zorunluluğunu bir kez daha belirtiyor, parasız, bilimsel, demokratik ve laik eğitimin tüm yurttaşlar için ayrım gözetmeksizin hayata geçirilmesini istiyoruz. Tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize iyi tatiller diliyoruz.

 

Eğitim İş Kocaeli 1 No’lu Şube Yönetim Kurulu Adına

Sabri MUTLU

Şube Sekreteri

 

Günün Diğer Haberleri