YOL ARKADAŞLARI GRUBU ADAYLARINI AÇIKLADI

Birleşik Kamu İş Konfederasyonunun 23-24 Aralık 2017 tarihlerinde yapılacak olan Genel Kurulunda Eğitim İş Sendikasında bulunan Yol Arkadaşları Grubu Konfederasyon Yönetim Kurulu adaylarını açıkladı.

SENDİKA - 2017-12-14 20:41:21

Birleşik Kamu İş Konfederasyonunun 23-24 Aralık 2017 tarihlerinde yapılacak olan Genel Kurulunda Eğitim İş Sendikasında bulunan Yol Arkadaşları Grubu Konfederasyon Yönetim Kurulu adaylarını açıkladı.

Değerli Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Kurul Delegelerimiz,

Değerli Yol Arkadaşlarımız;

Değerli Yoldaşlarımız

 

Hepimizin bildiği ve her gün biraz daha ağır olarak hissettiği üzere, dünya zorbalıklar ve savaşlar çağındayken,  nice umut ve insanlık için ilerici ilkelerle kurulan genç Cumhuriyet’imiz, AKP iktidarının hüküm sürdüğü on altı yılda çok zarar görmüştür.

 

Yurttaşların yaşam tarzının sorgulandığı, adil yargılanmaya kadar sayısız hakkının kırpıldığı bu dönemde, kuşkusuz en büyük saldırıya, işçiler ve kamu emekçileri maruz kalmıştır. AKP’nin emekçiler üzerindeki ağır baskısı, iktidarın “Biz bunu patronlar için çıkarttık.” dediği OHAL sürecinde daha da artmış, bıçak kemiğe dayanmakla kalmamış, kemiği kesmeye başlamıştır.

 

İşte böyle bir süreçte, konfederasyonumuz gibi dik duran, baskılara rağmen emekçilerin alın teri için mücadele eden, inadına demokrasi ve Cumhuriyet kavgası veren demokratik kitle örgütleri ve sendikalarımız kurmak istediğimiz geleceğin önsözleri olmuştur.

 

Çok Değerli Delegeler;

 

Bugün daha da güçlendirmek, büyütmek için uğraştığımız örgütümüz, bize dünün mirasıdır. Ve nasıl bugünümüzde dün verilen emeklerin payı varsa, yarının gövdesi de bugüne uzanmaktadır. Bugün vereceğimiz demokrasi mücadelesi, bugün söyleyeceğimiz doğru bir söz, yarınlarımızın belirleyeni olacaktır.

 

Böylesine zorlu bir dönemeçte çatı örgütümüzü tekrar şekillendirmek, kalemizi güçlendirmek için kolları sıvayan tüm yol arkadaşlarımızla rotamızı paylaşmaktan gurur duyuyoruz.

 

Bu karanlık günlerde demokrasi mücadelesi veren örgütümüzün, iç işleyişinde de örnek olmasını hedefliyoruz. Tepeden tabana dayatmacı bir karar alma ve bildirme mekanizması yerine, tabanın tepeye tüm söz, talep ve önerilerini iletebilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kararı uygulayacak olanların, alınacak kararda sözü olması ilkesinin demokrasinin bir şartı olduğunu biliyoruz. Bu çerçevede işyerleri ve şubelerden başlayarak, sendika genel merkezlerine ve oradan da çatı örgütümüze kadar uzanacak, sağlıklı bir karar mekanizması oluşturacağız. Birçok örgüt ve konfederasyonda kağıt üzerinde kalan bu sendikal demokrasi sistemini, örgütümüzde işler kılmak için hazırız.

 

Konfederasyonumuz için ortaya koyduğumuz hedeflerimizi gerçekleştirebilme arzumuz, kadrolarının uyumuna, birikimine ve enerjisine bağlı olduğu kadar, tüzüğümüzde bazı değişiklikler yapılmasını da zorunlu kılmaktadır. Türkiye’de demokrasi kültürünün uğradığı saldırılara karşı duran örgütlerin başında gelen konfederasyonumuza yakışan, bazı tüzük değişiklikleriyle getirilecek daha demokratik bir temsiliyet sistemidir.

 

Bilindiği üzere konfederasyonumuza bağlı bazı sendikalarımız, üye sayılarının barajı geçememesi nedeniyle genel kurula delege verememektedir. Bu tablo, gerçek temsiliyet ilkesine aykırıdır. Bunun yerine, bu zor zamanlarda çatı örgütümüz altında mücadele eden her sendikaya -üyesi sayısı ne olursa olsun- bir doğal delege verilmesini öngörmekteyiz. Her sendika bir doğal delege aldıktan sonra kalan delege hesabını sendika üye sayılarına göre hesaplamak, hem hakkaniyetli hem de daha demokratik olacaktır. Ayrıca konfederasyonumuza üye sendikaların tüzüklerinin asgari ölçüde birbirine benzeştirilmesi de örgüt tutarlılığını pekiştirmek açısından önemli bir ihtiyaç olarak karşımızda durmaktadır. Sadece sendikalarımızın değil, demokrasi mücadelesinin de çatı örgütü olmayı hedefleyen konfederasyonumuzu yüceltecek, büyütecek bu değişiklikleri yapmak için adayız.

 

Böylesine zorlu bir dönemde, kamu çalışanlarının gerçek temsilcisi olmanın verdiği sorumluluğu konfederasyonumuzun merkez yönetimini de azami ölçülerde paylaşarak, sözü, yetkiyi ve kararı ortaklaştırmayı hedefliyoruz. Tam da bu nedenle konfederasyonumuz MYK’sına üç arkadaşımızla aday olarak, yönetimi ve sorumluluğu daha çok sendikamızla paylaşarak demokratik ve katılımcı bir yönetim kurulu oluşturmanın peşinde olduğumuzun bilinmesini isteriz.

 

Ulu bir çınar olan örgütümüzün daha da güçlenmesi, en az bütün kadar kıymetli köklerinin, gövdeye tam teması ile mümkündür. Çatı örgütümüzün daha da kuvvetlenmesi için yereller ile temasın eksiksiz ve sağlıklı olması şarttır. Bu nedenle periyodik il ve bölge toplantıları düzenleyecek, örgütün her bir unsurunun çatıya temasını sağlayacağız. Yerellerde kuvvetlenecek bir Birleşik Kamu-İş, daha güçlü bir emek-demokrasi kalesi olacaktır. Kalemizi yıkılmaz kılmak için adayız!

 

Atatürk’e,onun ilke ve devrimlerine, temel insan haklarına, laik eğitim ve laik yaşam biçimine yapılan her türlü saldırıya karşı verilecek mücadelede, tüm bileşenlerimizle örnek bir duruş sergilemeye bilenmiş durumdayız. Bu bakışla tüm demokratik kitle örgütlerinin Cumhuriyet ve yaşanası bir Türkiye mücadelesine öncülük edeceğiz.

 

“Söz ve karar emekçilerindir.” şiarı, OHAL döneminde daha da silikleştirilmeye çalışılmıştır. Emekçinin en etkili mücadele aracı olan grev hakkı, iktidar tarafından tarihe gömülme tehlikesi altındadır. Bu gidişe, bu alın teri düşmanlığına dur diyecek bir örgüt varsa o da Birleşik Kamu İş’tir. Bu yüzden grevli gerçek bir toplu sözleşme hakkı mücadelemize hız vereceğiz!

 

Emekçilerin alın terini görmezden gelenler, onun canını hiçe saymak konusunda daha da aymazlaşmıştır. Emekçinin iş başındayken sakat kalmasını ya da yaşamını yitirmesini, kendi gaddarlıkları, denetimsizlikleri, umursamazlıkları yerine o iş kolunun ‘fıtratında’ arayanlara karşı, dik bir duruş, her zamankinden daha çok bir onur ve yaşam kavgası vermek anlamı taşımaktadır. Bu nedenle TİS çalışmalarında bu dönem olduğu gibi temel gündem olarak iş güvencesini savunacağız.

 

KHK’larla meşruiyet kazandırılmaya çalışılan iş güvencesizliğine geçit vermeyecek, emekçinin sağlığı, canı için verilen mücadelenin örgütleyicisi ve öncüsü olacağız.

 

Ne yazık ki bugün ülkemizde açlık/ yoksulluk sınırını bile doğru belirleyemeyen örgütler bulunmaktadır. Birleşik Kamu İş’in varlığı, bu boşlukta daha da kudretlenmektedir. Konfederasyonumuzun aylık yayınladığı “Halkın Enflasyonu”, “Halkın Açlık Sınırı”, “Halkın Yoksulluk Sınırı” araştırmaları önemli bir ARGE faaliyetidir. Önümüzdeki süreçte ARGE çalışmalarımızın bütün ihtiyaçlarını karşılayıp özelde kamu çalışanlarının, genelde ise bütün emekçilerin gözü kulağı olmaya devam edeceğiz.

 

Kadını eve hapsetmek isteyen, çalışan kadından ve onun alın terinden haz etmeyen bir iktidar partisiyle karşı karşıyayız. Konfederasyonumuz, gerek sınıf mücadelesi gerekse gericilik karşıtı mücadelede en önemli toplumsal kesimin kadınlar olduğunun bilinciyle, bu toplumsal kesimin kamu emekçileri içerisinde örgütlenmesine daha da ağırlık verecektir. Gerici saldırılara karşı verilecek mücadele, hem emek hem de yaşanabilir bir Türkiye kavgasıdır. Sınıf kavgasının, laiklik, bilimsellik, aydınlanma ve Cumhuriyet mücadelesinin asli unsurları kadınlardır. Bu mücadelemizde kadınların, özne olarak yer almalarını sağlamak için adayız!

 

Emekçileri düşman ve bir sömürü aracı olarak gören zihniyet, onları parçalayarak zapturapt altına alma gayretine hız vermiştir. Ülkemizde ve dünyada, emekçiler üzerindeki baskı artmış, sömürü arsızlaşmıştır. Ekmek kavgası için böylesi vahim bir dönemde, bu saldırılar karşısında sınıf bütünlüğünü korumak, her zamankinden elzem hale gelmiştir. Bu birliği bozmak, kuvvetimizi dağıtmak için yaratılan etnik, dinsel ve cinsiyet üzerine dayalı ayrımcılıklarla topyekün mücadele edeceğimizi duyuruyoruz.

 

Bizim mücadelemizin sol cevahirinde, bize yakıştığı üzere anti-emperyalist, gericilik ve sermaye karşıtı bir duruş olacaktır. Sınıf bilincimizi ve birliğimizi güçlendirmek, sürekliliğini sağlamak; emeğin en birleştirici unsur olduğunu tekrar tarihe kazımak için adayız. Birleşik Kamu İş’i  toplumsal gelişim için ırkçılıktan, gericilikten, bölücülükten, sömürüden kurtulabilmenin okulu haline getireceğiz.

 

Emek ve sınıf mücadelesinde Birleşik Kamu İş üyesi olmanın bilinci ve onuruyla, bugün bütün topluma unutturulmaya çalışılan dayanışma duygusunun çatı örgütümüzden  başlayarak yeniden üretilmesini ve kalıcı hale getirilmesini sağlamak için adayız!

 

15 Temmuz darbe girişimini “Allah’ın bir lütfu” olarak gören iktidar, krizi fırsata çevirmiş, OHAL’i kullanarak onun sopası olan KHK’ları, emekçiler üzerinde sallamaya başlamıştır. OHAL, emek karşıtı her girişimin yasal kılıfı haline getirilmeye çalışılmış, ilerici birçok emekçi, tüm hakları askıya alınarak işinden edilmiştir. Kamu Personel Rejimi adı altında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nu kaldırmayı hedeflerken, özel istihdam büroları ile taşeronlaşmanın da ötesinde emeği köleleştirmek için adımlar atılmaktadır. Kendisi ‘kandırıldığı’ için darbe girişimine maruz kaldığını ileri süren iktidar, Türkiye İşçi Sınıfı’na 1980 darbesini aratmayan koşullar yaratmaya başlamıştır. Bu antidemokratik, emek düşmanı saldırıları püskürtmek, sınıf bilinci olan bir emekçinin ‘kandırılamayacağı’ gibi, boyun da eğmeyeceğini göstermek için adayız!

 

Kendi varlığını korumak ve kuvvetlendirmek için her değer ve kavrama musallat olan İktidar, bugüne kadar adını anmaktan imtina ettiği, ders kitaplarından, ulusal bayramların kutlamaprogramlarından çıkardığı Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü dilinden düşürmemeye başlamıştır. Onun kurduğu Cumhuriyet’in ilkeleri, değerleri ve onun düşleriyle tamamen çelişen iktidarın, bu değerimize saldırmasına izin vermediğimiz gibi kullanmasına da sessiz kalmayacağız. Bu Cumhuriyet’in nasıl ve hangi düşlerle kurulduğunu, nasıl bir geleceğe layık olduğunu yılmadan anlatacak, Atatürk’ün çizdiği rotadan şaşmayacağız.

 

Sevgili Birleşik Kamu İş Genel Kurul Delegeleri,

 

Tarih, her zaman doğru notu düşmüştür. Faşist diktatörler, zalimler, tarihin utanç sayfalarında yerini alırken;  sınıf ve demokrasi mücadelesi verenler adeta ölümsüzleşmiştir. Bugün nasıl bir karanlık dönemden geçersek geçelim; “Gecenin en karanlık olduğu an, şafağın sökmesine en yakın vakittir.” sözünü bir kenara bırakacağız! Üstümüzde koca bir işçi sınıfının hakkı ve sorumluluğu varken bizim sabahı bekleme lüksümüz yok. Mücadelemizin aydınlığıyla karanlığı parçalamak, tarihe onurlu bir not düşmek için adayız!

 

YAŞASIN ONURLU MÜCADELEMİZ!

YAŞASIN BİRLEŞİK KAMU İŞ!


Günün Diğer Haberleri