1 Ağustos 2017 de başlayacak olan toplu sözleşme sürecinde milyonlarca kamu emekçisinin gözü kulağı Ankara’da olacak.
Yaptıkları son iki toplu sözleşmede enflasyon oranı altında kalan toplu sözleşmeye imza atan yetkili sendikanın bu toplu sözleşmede nasıl bir yol izleyeceğini hep birlikte göreceğiz.
Türkiye bir yılı aşkın süredir OHAL koşullarında ve KHK’larla yönetilmektedir. OHAL kamu emekçilerinin ve bütün çalışanların hak arama mücadelesinin önünde büyük bir engel oluşturmaktadır. İşçi kardeşlerimizin OHAL bahane edilerek grevlerinin yasaklanması bu engellemelerin en önemli örneğini oluşturmaktadır. Hak aramaya dönük, barışçıl, sivil eylem ve gösteriler yasaklanmaktadır.
Muhalif sendikalara üyeliğin çeşitli şekillerde önünün kesilmeye çalışıldığı bu süreçte, Birleşik KAMU-İŞ; üye sayısını artırmaya devam eden tek sendika olarak, kamu emekçilerinin sesi olmaya devam edecektir. Bu anlamda sendikal taleplerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.
KAMUDA ADALET YENİDEN SAĞLANMALIDIR.
En düşük memur aylığının 2002 yılında milli gelirden aldığı pay kadar bir pay alabilmesini sağlamayı esas alan bir ücret zammı talep ediyoruz. Çalışanların 2002 yılından bu yana karşı kaşıya kaldığı kayıplar yüzdelik zamlarla telafi edilemeyecek bir noktaya ulaşmıştır. Bu nedenle, emekli memurlara da yansıtılabilecek şekilde kamu çalışanlarına seyyanen bir zam yapılması kaçınılmazdır. En düşük memur maaşı dikkate alınarak öncelikle tüm kamu çalışanlarının maaşlarına seyyanen 750 lira zam yapılmalıdır.
Kamuda aynı kadro ve unvanlarda çalışanlar arasındaki ücret farklılıkları giderilmeli eşit işe eşit ücret ödenmelidir.
Kamu çalışanlarına maaşlarıyla birlikte yapılan tüm ek ödemeler emekliliğe esas alınmalı ve bu tutarlar emekli aylığına da yansıtılmalıdır. Kademeli ek gösterge artışı ile birlikte, 3600 ek gösterge 1. derecedeki tüm kamu emekçilerine verilmelidir.
MÜLAKAT UYGULAMASINA DERHAL SON VERİLMELİDİR.
Kamuda göreve başlama ve görevde yükselmelerde, sözlü sınav uygulaması tamamen haksızlık olduğu, emeğe saygısızlık olduğu, başkasının hakkına el koyma olduğu, eskilerin deyimi ile torpil demek olduğunu bilmeyen, duymayan kalmamıştır.20 yıl önce kaldırılan bu torpil mekanizmasını hiçbir gerekçe ile açıklayamazsınız. Bir an önce bu uygulamaya son verilmelidir. Görevde yükselmede kurum içinde seçimlerin de dahil edildiği liyakat esas alınmalıdır.
Tayin, terfi, yer değiştirme ve görev değiştirme konularında mevzuat yeniden düzenlenerek keyfi kararlar ve siyasi kadrolaşma önlenmeli, atama ve terfi işlemlerinde eğitim, kariyer ve liyakati esas alacak bir sistem oluşturulmalıdır.
Kamu çalışanları, 4A, 4/B,4/C, 399 sayılı KHK'ye tabi sözleşmeli personel vb. ayrımlara tabi tutulmamalı, tüm kamu çalışanları aynı statüde istihdam edilmelidir. Taşeron uygulamasına kesinlikle son verilmeli, çalışanların sendikalı olmalarının önündeki tüm fiili engeller ortadan kaldırılmalıdır.
Kamu varlıklarının özelleştirilmesinden vaz geçilmelidir. Daha önce özelleştirilen kuruluşlardan özelleştirme öncesi hedeflere uygun olmayan şekilde çalışan veya çalışması tamamen durdurulan kuruluşlar, tekrar kamulaştırılarak ekonomiye kazandırılmalı bu yolla istihdam arttırılmalıdır.
SİYASET YAPMA YASAĞI KALDIRILMALIDIR.
Siyasetin her alanda var olduğu ve yönetici atamaların siyasi yollarla gerçekleştiği bir ortamda memura siyaset yapma yasağı anlamını yitirmiştir. Ayrıca toplumun demokratikleşmesi ve yönetime her alanda katılabilmesi için, kamu çalışanlarına siyaset yapma ve siyasi partilere üye olma yasağı kaldırılmalıdır.
Birleşik KAMU-İŞ olarak, laik bilimsel eğitimden, hak, hukuk ve adalet kavramlarından ödün vermeden, dil, din ve ırk ayrıcılığımı yapmadan, eşit yurttaşlık temelimde insanca yaşamak için, bütün kamu emekçilerimiz için, emeklilerimiz için, işsiz milyonlarca gençlerimiz için, mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız.31.07.2017
Rüstem KARA
Birleşik KAMU-İş Samsun İl Temsilcisi
Eğitim- İş Şube Başkanı