KUBİLAYIN MİRASINA SAHİP ÇIKACAĞIZ
ŞEHİTLERİMİZ ARASINDA AYRIMCILIK YAPILIYOR
Değerli Basın Mensupları:
23 Aralık 1930’da Menemen’deki Cumhuriyet Devrimleri’ne karşı başlatılan gerici ayaklanmayı engellemek için harekete geçen; genç cumhuriyeti koruma bilinciyle vatanseverlik görevini yerine getiren ve bu uğurda seriat yanlıları tarafından başı kesilerek şehit edilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı, yine aynı kalkışmada şehit edilen Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki’yi, şehit edilişlerinin 86. Yılında saygıyla ve minnetle anıyoruz.
Kubilay, o zamanki adı Bursa Muallim Mektebi olan bu okuldan mezun olmuş bir öğretmendir ve bu nedenle de okul içinde bir de Kubilay büstü bulunmaktadır. Ancak her yıl düzenli olarak 23 Aralık tarihinde okulda yapılan Kubilay Anma Programı, en son 2014 yılında yapılabilmiş, son iki yıldır yapılmak istenen anma programları 2014’de göreve getirilen okul müdürü Aydın KILIÇ ve diğer eğitim yöneticileri tarafından engellenmektedir.
23 Aralık 2014’de son kez düzenlenen anma programında bir konuşma yapan okul müdürü Aydın KILIÇ bu konuşmasında Menemen Ayaklanması’nın gerici bir kalkışma olmadığını da söyleyecek kadar ileri gitmiştir. İşte iki yıldır okulda anma programı yapılmasını engellemelerinin altında yatan asıl neden de budur: Gelecek nesillerin Kubilay’ın mücadelesini anlamalarından korkmaktadırlar. Kubilay gericiliğe karşı mücadele ederken şehit olmuş bir semboldür ve bu zihniyet sahipleri Kubilay’dan rahatsızdırlar. Menemen’de yaşanan tarihi gerçekler bütün çıplaklığıyla ortada iken, engelleme çabaları gösteriyor ki bu yöneticiler Kubilay’lardan yana değil açık bir şekilde Derviş Mehmet’lerden yanadırlar.
Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu güne kadar ülkemizin birliği ve bütünlüğü için binlerce şehit vermiş acılı bir coğrafyada, bu acıları yaşamaya devam ediyoruz. Hiçbir ayrımı olmaksızın tüm şehitlerimizin manevi değeri aynı olmalıdır. Yani bölücü terör örgütüyle mücadelede verdiğimiz şehitler ne ise Kubilay da odur. Gerici terör örgütleriyle mücadelede verdiğimiz şehitlerimiz ne ise Kubilay da odur. 15 Temmuz gerici kakışmasını engellemek için yaşamlarını kaybeden şehitlerimiz ne ise Menemen’deki gerici kalkışmada yaşamını kaybeden Kubilay da odur. Ancak görüyoruz ki yetkiyi elinde bulunduranlar kendi siyasal anlayışlarına göre şehitlerimizi kategorize etmekte, şehitlerimiz arasında açık bir ayrımcılık yapmaktadırlar. Bugün Devrim Şehidi Kubilay’ın anılmaması, anma programının engellenmesi de şehitlerimiz arasında yapılan ayrımcılığın açık bir göstergesidir.
Kentimizin yöneticileri şehitlerimiz arasında yaratılan bu ayrımcılığa izin vermemelidirler. Ya bu çirkinliğe bir an önce son vererek Şehit Asteğmen Kubilay’a hakettiği değerin verilmesini sağlanmalı, ya da türlü acılar yaşadığımız bu zor günlerde bir daha birlik beraberlikten söz etmemelidirler. Çünkü inandırıcılığı olmamaktadır.
Bugün burada Kubilay Anıtı’nı ziyaret etmemiz için uygun koşulların yaratılmasını sağlayan Yıldırım Kaymakamı’mız Sayın Mehmet AYDIN’a da göstermiş oldukları gerçek devlet adamlığı tavırları nedeniyle tüm kurumlarımız adına teşekkürlerimizi sunarız.
Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne, Atatürk Devrimleri’ne ve Laik Cumhuriyet’e karşı girişilecek her türlü kalkışmanın karşısına Kubilay gibi dikileceğimize ve Kubilay gibi canımız pahasına mücadele edeceğimize kimsenin şüphesi olmasın.
Şartlar ne olursa olsun HEPİMİZ KUBİLAYIZ !
Katılımcı Kurumlar Adına
Özkan RONA
Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı