Eğitim siyaset üstüdür, siyasete kurban edilemez.

Eğitim İş Genel Eğitim Sekreteri Şaban Özdemir yazdı;Eğitim siyaset üstüdür, siyasete kurban edilemez.

SENDİKA - 2016-12-22 22:28:33

Yine terör yine ateş düşen ocaklar. Bir hafta önce Beşiktaş’ta yaşanan kanlı saldırının ardından şimdi de Kayseri’den geldi acı haber. Hem de yine kalleşçe bir saldırı ve vatani görevini yapmak üzere orada bulunan askerler çarşı iznine çıkarken patlatıldı bombalar. 14 şehidimiz 55 yaralımız var. Şehitlerimize rahmet yakınlarına ve tüm ulusumuza başsağlığı  ve sabırlar diliyoruz.
Büyük Atatürk’ün yurtta sulh cihanda sulh felsefesinden ne kadar çok uzaklaşırsak bu acıları da maalesef o kadar çok yaşıyoruz… Ülkemizin her bir tarafında adeta dost ülke kalmamış, içeride ise emperyalist güçlerin maşaları bizleri ayırmaya ayrıştırmaya devam ederken bir taraftan da idari ve istihbarat eksikliğini hissediyor ve her defasında intikamı alınacak cümleleriyle adeta oyalanıyoruz. 
Bedeli ne sorunlular  ödüyor ne de sorumlular. Maalesef bedeli ödeyen ateş düşen ocaklar, analar babalar…
Tam 14 yıl önce iktidarı devralanlar adeta sıfır terör ile devraldıkları ülkemizde bugün ana gündem maddelerimizden birisi terör olmuştur. Bizim en önemli maddemiz terör iken içimiz yanar iken kamuoyu her şeyin çözümü orada denilerek başkanlıkla oyalanmakta, cumhuriyetin temel kazanımları yok edilmekte, tek adam rejiminin atılan temellerinin hukuki zemini hazırlanmaktadır.
Eğer başkanlık sitemi;
Terörü bitirecekse,
Eşitlik, özgürlük, demokrasi, barış hakim kılınacaksa
İşsize iş, aşsıza aş olacaksa,
Ülkemizi çağdaş medeniyetler seviyesinin üstüne çıkaracaksa,
Bilimsel, laik demokratik, kamusal eğitimin anahtarı ise,
Yeni FETÖ’lere izin vermeyecekse,
Tamam kabul edelim başkanlık sistemini fakat bunun böyle olmayacağı açıktır.
Bugün eğitimde uluslararası kuruluşların değerlendirmeleri ortadadır. 2003’teki durumdan bile daha aşağılarda olan bir eğitim sistemimiz söz konusudur.
Sayın bakan puanları meslek liseleri düşürdü diyerek adeta 14 yılı inkar etmekte ve daha düşük kategoride bulunan imam hatip liselerini de gizleme yarışına girmektedir. Bugün meslek liselerini bu konuma getiren de 14 yıldır ülkeyi yönetenlerdir. Öğrencileri istemedikleri alanlara istemedikleri halde cebrederek meslek liselerine gönderen anlayıştır. Yola “Cebrederek değil cezbederek meslek lisesi” diye çıkıp cebrederek öğrenci yerleştiren sistemin sonu tabii ki budur. Aynı durum İmam Hatip Liseleri için de geçerlidir.
İnsanları istemedikleri halde başka alternatif bırakmayarak zorla imam hatip lise ve ortaokuluna göndererek başarıyı yakalayamaz, bilmem kaç milyon imam hatip öğrencisi var diye övünmekten öteye gidemezsiniz.
Eğitim bilimsellikten tamamen uzaklaşmış, akşamdan sabaha alınan kararlarla yönetilmektedir. 
Müfredatların içi boşaltılmış, öğretmenlerin mesleki onurları adeta hiç sayılan uygulamalara imza atılmıştır.
14 yıl içerisinde üst düzey kadrolardan okul müdür yardımcılığı kadrolarına kadar her kadro alt üst edilmiş, zorla görevlerinden alınmış, liyakat hiçe sayılarak itaate, yandaşlığa dayalı kadrolarla doldurulmuştur. 
Gelinen son noktada öğretmenlerin atanmasında da sözleşmeli ve sözlü sınavla alımların hukuki alt yapısı OHAL bahanesiyle çıkarılmıştır.
Ülkenin en köklü ve başarılı okulları da “proje okulu” adı altında ters düz edilirken, yönetim ve eğitim kadroları keyfiyete göre değiştirilirken diğer taraftan da kendi “proje okulları” nı yaratmanın formülü bulunmuştur. Buna ilaveten FETÖ okulları da proje okulu adı altında bakanlığa bağlanmış ve FETÖ lanet darbesine yol açan yapılanmaların bir benzerinin devlet eliyle yapılanmasının önü açılırcasına bir uygulamaya girişilmiştir.
Okulları dernek ve vakıflar adeta ele geçirmiş bazıları para toplarken, bazıları öğrencilere eğitim veriyor, bazıları yurt sağlıyor, bazıları da öğretmen eğitimini gerçekleştirme rolünü üstlenmiştir.
Darbe girişiminden ders çıkarıldığını Yenikapı ruhu diye ilan edenler bugün darbe girişimini fırsata çevirircesine uygulamalara, düzenlemelere ve kamu personeli kıyımına imza atmaktadırlar.
On binlerce kamu çalışanı memuriyetten ihraç edilirken kişilere suçları söylenmediği gibi tek bir savunmalarına ya da ifadelerine daha başvurulmamıştır. Böylece evrensel hukuk dahi askıya alınmıştır.
Yine onbinlerce öğretmen açığa alınmış, görevden uzaklaştırılmış yine kendin çal kendin oyna misali bölüm bölüm görevlerine iade edilmişlerdir.  Bu öğretmenler de hangi suçlamalarla karşıya olduklarını bilmemektedirler.
Bugün lanet darbe girişiminin üzerinden 157 gün geçtiği halde bırakın göreve döndürülmeyi tek bir ifadesine dahi başvurulmaksızın açıkta bekleyen binlerce öğretmen bulunmaktadır. Kimi valiliklerde yapılan işlemler akla zarar olup darbe girişimi sonrası hiç ilgisi olmayan, geçmişi FETÖ ile mücadelede geçmiş öğretmenlere FETÖ üyeliği ya da destekçiliğinden soruşturmalar açılmış, açılan soruşturmalar ve hiç soruşturma açılmaksızın açığa alınan öğretmenlere valiliklerce işlem yapılmamakta göreve döndürülmeyerek kamu zararına devam edilmektedir. Gerçekliğine bakılmaksızın insanları FETÖ cü diye suçlamak bürokrat kalmanın, bürokraside yükselmenin ve kendi FETÖ’cülüğünü örtmenin yolu haline gelmiştir. Çok kişiyi FETÖ’cü ilan etmek prim kaynağı haline dönüşmüş adeta sayıda yarışılır bir hal almıştır.
İşte bir yandan kadrolaşmaya yönelik yönetimsel sorunlar, diğer taraftan içi boşaltılmış müfredatlar, başka bir taraftan hukuk tanımazlık devam ederken bir de FETÖ bahanesi ile açığa alınan öğretmenler ve boş geçen derslerle karşı karşıyayız.
Okullarda vakıf ve derneklerin istilası yetmezmiş gibi şimdi de 15 Temmuz medetçileri ortaya çıkmış her gün 15 Temmuzla ilgili programlar yapmak, okullar bir yana dersliklere kadar 15 Temmuzla ilgili adlar vermek, eğitim öğretimi bir yana bırakıp her gün 15 Temmuzu yaşatmaya çalışmaktan medet uman yöneticiler türemiştir…
Öncelikle tüm ülkede normalleşme sağlanmalı, OHAL uygulamalarına son verilmelidir.
Bugün eğitim yanlış uygulamaların ve siyasetin esiri haline getirilmiştir. Eğitim siyaset üstüdür ve siyasete de ticarete de kurban edilemez.
Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı;
-    Laik, bilimsel eğitimi öne çıkarmak,
-    Yargı kararlarına ve hukuka saygı duymak
-    Özel sektöre destek vermek değil, kamusal ve parasız eğitimi sağlamak,
-    İtaate değil, liyakate dayalı yönetici atama sistemini hayata geçirmek,
-    Öğrenciler için dayatmaya dayalı yönlendirme değil isteğe ve ihtiyaca bağlı bir yönlendirme sistemi kurmak,
-    FETÖ darbe girişimini fırsat bilen değil ders alarak bundan sonra tekrarı olmaması için gerekli tedbirleri almak,
-    Sözlü ya da sözleşmeli sistem değil kadrolu ve adil öğretmen atama sistemine dönmek,
Zorundadır. 
Eğitim İş olarak; bu yöndeki mücadelemize, haksızlığa uğrayan tüm eğitimcilerin yanında yer almaya, bilimsel, laik, demokratik, parasız ve kamusal eğitimi savunmaya, yanlışlıkların karşısında durmaya devam edeceğiz.  


Şaban ÖZDEMİR
Eğitim İş Genel Eğitim Sekreteri

Günün Diğer Haberleri