Kamu emekçilerinde öğretmen örgütlenmesinin önemi ve yeri bir başkadır…
Öğretmenler devletin ideolojik aygıtının önemli bir parçası…
Düzene uygun insanların yetiştirilmesinde büyük pay sahibi…
İmam ve öğretmen; düzene uygun insan yetiştirmenin ötesinde düzene boyun eğmeyi de sağlayan ve öğreten önemli ‘araç’lar…
***
Ama öğretmenin yalnızca devletin ideolojik aygıtının bir parçası olmanın da ötesinde yer alabilen bir yapısı var…
Özellikle Türkiye’de “öğretmen” aynı zamanda bir “aydınlanma meşalesi” görevini görebiliyor…
Cumhuriyetle birlikte öğretmen; Türkiye’nin en ücra köşelerine bile aydınlanma ve Cumhuriyet ışığını taşıyan meşalelerdir…
Bu nedenle Türkiye’nin her köşesinde öğretmenlerin karşısında her yerde her zaman gerici-yobaz kesimler yer almıştır…
***
Cumhuriyet devriminin taşıyıcısı öğretmenler olmuştur…
Kubilay olayı, öğretmen ve gericilik karşıtlığını en iyi simgeleyen olaylardan birisidir…
Türkiye’nin her yerinde öğretmenler gericiliğin hedefi olmuştur…
Türkiye’nin her yerinde öğretmenlerin hedefi gericilik olmuştur…
***
Cumhuriyet ve aydınlanma ışığını temsil eden öğretmenlerin Anadolu’da yaşadıkları destansı mücadele öykülerinden geçilmez…
Özellikle de kadın öğretmenlerin yaşadıkları ve mücadelede ödedikleri ağır bedeller unutulmaz…
Muallimler Cemiyetinden TÖS’e, TÖS’ten TÖB-DER’e uzun bir mücadele ve örgütlenme tarihine sahip olan öğretmen hareketine günümüzde de büyük görevler düşüyor…
Cumhuriyet ve aydınlanma ışığını günümüzde temsil eden Eğitim-İş’e daha da büyük görevler düşüyor…
***
KESK’te ve Eğitim-Sen’de yaşanan ayrışmayla yeniden yola çıkan Eğitim-İş birçok zorluğu aşarak bugünlere ulaşmıştır…
Eğitim-İş; kararlı ve ısrarlı mücadelesiyle bugünlere iğneyle kuyu kazarak adım adım ilerlemiştir…
İktidarın her türlü baskısına göğüs germiş; iktidarın baskısına rağmen yürüyüşüne emin adımlarla devam etmiştir…
Eğitim-İş yalnızca iktidarın baskısına göğüs germekle kalmamış; KESK ve Eğitim-Sen çevresinden kaynaklanan her türlü yalana ve iftiraya karşı da mücadele ederek bugünlere gelmiştir…
***
Bugün eğitim kolunda iki sendika büyüyor…
Birisi; iktidar yanlısı Eğitim-Bir-Sen…
Diğeri; Cumhuriyet ve aydınlanma mücadelesinin temsilcisi Eğitim-İş…
Eğitim-Bir-Sen; İktidarın baskısı ve dayatmasıyla “hormonlu” bir büyüme sağlarken; Eğitim-İş Sendikası bütün baskılara, zorluklara ve yalanlara rağmen büyümeye devam ediyor…
***
Eğitim-İş Sendikası aynı zamanda Birleşik Kamu İş Konfederasyonunun kurucu ve öncü sendikasıdır…
Üye sayısı, birikimi ve deneyimiyle Birleşik Kamu İş Konfederasyonunun da lokomotifidir…
Dolayısıyla Eğitim-İş Sendikasına yalnızca öğretmenlerin eğitim iş kolunun örgütlenmesinde görevler düşmüyor…
Eğitim-İş Sendikasına Birleşik Kamu İş konfederasyonunun büyümesinde ve örgütlenmesinde de büyük görevler düşüyor…
***
Artık; Kamu emekçilerinin mücadele ve örgütlenme merkezi Birleşik Kamu İş’tir…
Artık; Eğitim iş kolunda kamu emekçilerinin mücadele ve örgütlenme merkezi Eğitim-İş’tir…
Bu bilinç ve sorumlulukla hareket edilmelidir…
Bu bilinç ve sorumlulukla mücadele edilmelidir…
***
Eğitim-İş Sendikası yakın zamanda kendi iç sorunlarıyla çokça vakit kaybetti…
Tümüyle idari ve kişisel yönetim tarzlarının çatışmasının ürünü olan bu “iç sorunlar” Eğitim-İş’e büyük zaman ve enerji kaybettirdi…
Yapılan kongreyle kısmen de olsa bu sorunlar aşıldı…
Şimdi görev; Sendikanın kuruluş ilkelerine hep birlikte sahip çıkarak Eğitim-İş’i ve Birleşik Kamu İş’i büyütmektir…
***
Kamu emekçilerine yönelik baskılar, saldırılar artarak devam ediyor…
Özellikle AKP-Cemaat ortaklığının bitmesinin ve AKP-Cemaat çatışmasının bedelini en çok kamu emekçileri ödüyor…
Sözde FETÖ’cüleri ve PKK yandaşlarını kamudan “temizleme” için operasyonlar kamudaki tüm muhaliflere yöneliyor…
Bundan Eğitim-İş ve Birleşik Kamu İş de nasibini alıyor…
***
Yeni dönemde Eğitim-İş Sendikasına büyük görevler düşüyor…
Eğitim-İş; bir yandan kendi iç birliğini güçlendirmeli bir yandan da kamu emekçilerinin sesi olmaya yönelmelidir…
Cumhuriyet ve aydınlanma mücadelesiyle, kamu emekçilerinin taleplerinin harmanlayan bir görev Eğitim-İş’i bekliyor…
Eğitim-İş üyeleri; Mustafa Kemal’in öğretmenleri olduğunu unutmamalı…
İmambakır Üküş
www.istanbulgerçegi.com Genel Yayın Yönetmeni
Mebrum Hurma
12:27 -