ANKARA(ANKA) - Orhan Aysezen - Avrupa Komisyonu yayımladığı son "reformlar" raporunda Türkiye'de "kayyım" atanan basın kuruluşları arasında Habertürk'ü de saydı.
Avrupa Komisyonu'nun "Arnavutluk, Makedonya, Karadağ, Sırbistan, TÜrkiye, Bosna Hersek ve Kosovo'nun 2016 Ekonomik Reform Programları" başlıklı raporu yayımlandı.
-AVRUPA KOMİSYONU RAPORUNDA HABERTÜRK'E KAYYUM!-
Avrupa Komisyonu raporunda "İş ortamı, kurumsal yönetim ve kayıtdışı ekonominin azaltılması" bölümünde, "Türkiye'nin yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü bağlamındaki zayıf performansı, öngörülebilirlik ve istikrar eksikliğine işaret ediyor ve yatırımı çekme ve koruma konusunda kritik" altbaşlığı altında bazı gazete isimleri verilerek şöyle denildi:
"Yargı süreçlerinin şeffaflığı, farklı kanunlarla ilgili birçok düzenlemenin tek pakette bir araya getirildiği geniş kapsamlı kanunların çoğalmasıyla azaldı. Ayrıca yaşayamayan şirket ve sektörleri korumaya yönelik teknik mevzuatta sık sık yapılan değişiklikler, kamu ihalelerinde verilen istisnalarda artış, vergi teftişlerinin siyasi motivasyonla yapıldığı algısı ve paydaşlara yetersiz danışma, yasal belirsizlik atmosferi oluşmasına katkıda bulundu.
Ekonomik Reform Programı, yargı üzerinde, başarıldığında olumlu olarak değerlendirilebilecek, yargıda verimliliğin artırılması ve yönetimsel yükün azaltılması çalışmalarını getiriyor. Ancak ERP, vergi yönetimi, finansal suç birimleri ve mahkemelerin aktif biçimde kullanılması yoluyla kritik basın ve iş aleminden kişilere yönelik hedef alınarak yapılan çalışmaların iş ortamı üzerindeki etkileri üzerine yeterince eğilmiyor. Hükümet yönetimlerine mütevelli atanması yoluyla bir bankada (Bank Asya), birakç medya varlığında (Bugün, Habertürk, Zaman) ve şirketlerin (Koza-İpek grubu) aktif kontrolünü elde etmiştir."
-KANALTÜRK İLE Mİ KARIŞTIRDI?-
Avrupa Komisyonu'nun Habertürk'ü geçen yıl Ekim ayında "kayyım" atanan "Kanaltürk" ile karıştırmış olabileceği belirtildi.
-RAPORDA TÜRKİYE'DEN BEKLENTİLER-
Raporda Türk ekonomisinin geçen dört yılda ortalama yüze 3.3 oranında yıllık büyüme sağladığı belirtilirken "2016-2018 Ekonomik Reform Programı, hızlanan iş ortamı ve iki haneli ihracat büyümesinin de desteğiyle ekonmik büyümenin iyimser biçimde yüzde 5'e yükseleceğini öngörüyor. Aynı zamanda cari işlemler açığının daralması enflasyonun da gerilemesi bekleniyor. Genelde projeksiyonlar, realistik bir tahminden çok çok politika hedefleri gibi görünüyor" denildi.
Türk ekonomisinin iki büyük makroekonomik zorlukla karşı karşıya olmaya devam ettiğini kaydeden Avrupa Komisyonu, bunların dışta; cari açıkta, 2015'te GSYH'nın yüzde 4.5'i olarak görülen kalıcı açık hesaplandığını bildirdi. Dalgalı kurun buradaki oynaklığın büyük bölümünü absorbe ettiğini, ancak durumun kimi zaman sıkıntılı makroekonomik ayarlamalarla sonuçlanabileceğini kaydeden Avrupa Komisyonu, içteki zorluğu ise "enflasyonun yüksek tekli rakamlarda kalması" olarak tanımladı.
AK iki büyük zorluk hakkında, "Ekonomik Reform Programı bu iki dengesizlikte program dönemi esnasında düşüş öngörüyor, ancak makroekonomik politika karışımının bunu başarmada nasıl ayarlanacağı konusuna işaret etmiyor" eleştirisini getirdi.
Kamu borcunun sürdürülebilirliğinde bir sorun olmamasına karşın daha sıkı bir mali duruşun, özellikle ulusal tasarrufta artış zorunluluğu açısından, makroekonomik zorluklar gözönüne alındığında daha uygun olacağı belirtildi. Raporda şöyle denildi:
"Makroekonomik istikrarı artırmak ve ekonominin büyüme potansiyelini geliştirmek Türkiye'nin büyük ekonomik politika zorlukları. Mali ve Parasal politikaları düzenlemek suretiyle ekonominin iç ve dış dengesizliklerine hitap etmek, ani ve şiddetli makroekonomik düzenleme riskini düşürür. Aynı zamanda kapsamlı yapısal reformların uygulanması, rekabetin artması, iş ortamının iyileştirilmesi ve potansiyel büyümenin yükseltilmesi suretiyle ülkenin ekonomik hedeflerini başarmasına yardımcı olur."
-AVRUPA KOMİSYONU'NA GÖRE TEMEL ZORLUKLAR-
Avrupa Komisoynu raporunda, Türkiye'nin "ana zorlukları" ise şöyle sıralandı:
"-İç ve dış dengesizliklerin düşürülmesi gereksinimi açısından iç tasarruflar çok düşük.
-Yerli ve yabancı yatırımcıların güveninin, Türk ekonomisi üzerindeki olumsuz yansımalarıyla birlikte ülkedeki güvenlik ve siyasi gelişmelerden önemli ölçüde etkilenmesi muhtemel. Hukukun üstünlüğü ve yargı, özellikle özel sektör varlıklarını etkileyen kararlar ve ifade özgürlüğü ve basın dahil temel haklara tecavüzde bulunma yoluyla zayıflatıldı.
-Cari işlem açıklarının daraltılması, ekonominin ihracat potansiyelinde iyileşmeyi de geciktiren yapısal reform sürecindeki yavaşlama nedeniyle geriledi.
-"GÜÇLÜ ASGARİ ÜCRET RİSK"-
-Türkiye önemli emek piyasası zorluklarıyla karşı karşıya. Bu yansımasını kadınların emek piyasasına düşük katılım istihdam oranlarında; istihdam edilmeyen, okumayan yüksek sayıda genç nüfusta, yüksek kayıtdışılıkta ve emek gücünün düşük niteliğinde buluyor. Dengesizlikler ekonominin, daha kapsayıcı bir büyümeyi destekleyecek yüksek verimlilik ve çeşitlenme başarısını engelliyor. Güçlü asgari ücret artışı ve göçmen akını kayıtdışı istihdamda daha büyük bir artış riski getiriyor.
-Türkiye'nin Ekonomik Reform Programı, hükümetin katılım-öncesi gündemin ekonomik yönleriyle meşgul olmaya tam hazır bulunduğunu olumsuz yansıtacak biçimde tekrar, çok geç sunuldu. ERP'nin makroekonomik tahminleri aşırı biçimde iyimser ve içle tam uyumlu değil. Program ilk kez yapısal reformlara ayrılan bir bölüme sahip. Ayrıntı seviyesi ve bu bölümün kapsamlılığı hala eşitsiz ve teşhis yönleri ve sistematik mali analizler, bütçeleme ve reform önlemlerinin takvimlenmesine yönelik olarak daha güçlü bir odaklanma yararlı olacaktır."
Türkiye'nin 2001 yılından sonra ekonomik ve siyasi reform süreci başlatmasından bu yana olağanüstü bir kalkınma gördüğünü belirten Avrupa Komisyonu, "Ancak son yıllarda reform süreci gecikti hatta, hukukun üstünlüğü gibi, yatırım iklimi için önemli bazı alanlarda tersine döndü" dedi. (ANKA)
(HM/ORH)