-DİYABETLİLER RAMAZAN’DA NE YAPMALI?

-Yeme düzenindeki değişim, diyabetlilere hayati riskler getirebiliyor. Doç. Dr. Serpil Salman diyabet hastalarının Ramazan ayında beslenme konusunda dikkat etmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

SAĞLIK - 2016-06-06 16:05:17

ANKARA (ANKA) – Yeme düzenindeki değişim, diyabetlilere hayati riskler getirebiliyor. Doç. Dr. Serpil Salman diyabet hastalarının Ramazan ayında beslenme konusunda dikkat etmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

Ramazan bu yıl çok uzun ve sıcak yaz günlerine denk geliyor. Hayat boyu beslenmelerine özen göstermesi gereken diyabetliler için de oruç tutmalı mı, tutmamalı mı tartışmaları yaşanıyor. Yeme düzenindeki değişiklikler nedeni ile oruç tutmanın diyabetliye bazı riskler getirebileceğini söyleyen Liv Hospital Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Serpil Salman “Bu riskler hastaların bir kısmında hayatı tehdit edecek kadar ciddi olabilir. Bu nedenle hastaların oruç tutma kararlarını hekimleri ile paylaşmaları, yüksek riskli iseler oruç tutmamaları gerekir. Yüksek riskli olmayan ve oruç tutmak isteyen diyabetliler ise bazı tedbirler almalıdır” dedi. Doç. Dr. Serpil Salman diyabet hastalarının Ramazan ayında beslenme konusunda dikkat etmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

-DİYABETLİ HASTADA ORUCUN RİSKLERİ NELERDİR?-

Diyabetli hastaların ana öğün ve ara öğünler şeklinde düzenli beslenmesi gerektiğini söyleyen Salman, orucun buna olanak vermediğini, şekerin dengesizleştiğini ifade etti. İnsülin ve bazı ilaçların hipoglisemi (Aşırı şeker düşüklüğü) riski yarattığını kaydeden Salman, “Bu riskten korunmak için düzenli beslenmek şarttır. Sahurda bu ilaçları alan bir hasta gün içinde ağır şeker düşüklüğü nedeniyle birçok sorun yaşayabilir” uyarısında bulundu.

Şeker düşüklüğü yaşamamak için ilaç almamanın çözüm olmayacağını ifade eden Salman, ilaç almamanın şekeri çok yükseleceğini belirterek, şöyle devam etti:

“İftarda tüketilen gıdanın ardından kan şekeri, kan yağları ve tansiyonda ani yükselmeler olabilir. Ayrıca tromboz (damar pıhtılaşması) gelişebilir. Bütün bunlar kalp krizi, felç gibi riskleri artırır. Gün içinde sıvı alımı yoktur. Bu durum kan şekerinin daha da artmasına ve özellikle insülin eksikliği olan hastalarda şeker komasına yol açabilir. Sıvı eksikliğine bağlı olarak böbrek sorunları yaşanabilir.”

-NASIL ÇÖZÜMLER ÜRETİLEBİLİR?-

“İftarda sofralar özenle hazırlanır, sofrada hiçbir şey eksik olmaz. Bu nedenle, diyabetli oruç tutmasa bile diyete uyum sorunu yaşayabilir. Alınan gıda miktarına dikkat etmek gerekir” diyen Salman, sadece diyet ve egzersizle izlenen hastaların, iftarda aşırı yememeye dikkat ederek ve sıvı alımını artırarak kan şekerini dengede tutmaya çalışabileceğini söyledi. Şeker izlemi yapılıp gerektiğinde orucun bırakılması gerektiğini ifade eden Salman, “İftarda birden bire gıdaya yüklenilmemeli, gece boyunca öğün bölünerek tüketilmelidir. Sıvı alımı artırılmalıdır. Tatlı tüketilmemeli, az miktarda tüketilecekse bile iftar saati tercih edilmelidir. İnsülin kullananlar oruç tutamaz. Hap tedavisi ile ilgili olarak doktorları ile konuşmak gerekir” dedi.

-KİMLER DAHA RİSKLİ?-

Salman, Ramazan’dan önceki 3 ayda ağır (şuur kaybedecek derecede) hipoglisemi veya yüksek şeker koması geçirmiş hastaların, sık hipoglisemi geçirenlerin, hipoglisemiye girdiğini hissedemeyenlerin, şekeri çok ayarsız olanların, Tip-1 diyabetlilerin, ağır işte çalışanların, gebelerin, diyaliz hastalarının, diyaliz olmasa bile böbrek yetersizliği olanların, ileri yaştakilerin, insülin veya insülin salgılatıcı ilaç kullanıp yalnız yaşayanların ve ciddi kalp damar hastalığı olanların risk grubunda olduğunu sözlerine ekledi. (ANKA)

(TA/ORH)

Günün Diğer Haberleri