ELİF ÖĞRETMENE AÇIK MEKTUP

ELİF ÖĞRETMENE AÇIK MEKTUP

EĞİTİM - 2013-11-24 21:17:20

Elif öğretmenim, duydum ki sözleşmeli öğretmenmişsin.Duydum ki hastalanmışsın ve doktorlar sana beyin tümörü teşhisi koymuşlar.Duydum ki tedavin için 40 gün rapor alınca, rapor hakkın 30 gün olduğundan işine son verilmiş.
Öğretmenim, sanma bunları o anlı şanlı gazetelerden okudum.Sanma bunları, izlenme rekorları kıran televizyon kanallarından duydum.Çünkü, onlar için senin başına gelenlerin haber değeri yoktur.
Bu haber, internet haberleri içinden gözüme ilişti. Küçücük yazılmıştı.Ama o küçücük haber yüreğimi sızlattı, gözlerimi doldurdu, gözlerimden değil yüreğimden akan yaşlar sel oldu,dağları ovaları aştı, Spartaküs’ün isyan bayrağını açtığı, Kunta Kinte’nin kırbaçlandığı yerlere ulaştı.
Senin bu haberin, hissediyorum, Cumhuriyet’in Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’in kemiklerini sızlattı.Çünkü O, öğretmenleri maaşlarını alamayınca İçişleri Bakanı’nı istifaya davet edebilecek kadar bu davaya inanmıştı.Çünkü O, Kayseri’nin Develi İlçesinde hasta olan öğretmenini Haydarpaşa’ya tedaviye göndererek Cumhuriyet’in öğretmenlerin omuzlarında yükseleceğine inanmıştı.
Senin haberini okuduktan sonra sınıfımda asılı duran Mustafa Kemal’in resmine bakmaya utandım.Çünkü o mavi gözlü dev, Cumhuriyet’i kimsesizlerin kimsesi olsun diye kurmuştu.
Ya şimdi öyle mi Elif Öğretmenim…
‘’Öğretmenler 3 gün çalışıyor, 2 gün okey oynuyor’’ dedi bu ülkenin bakanı.Yüz inlerce öğretmen ayağa kalkamadık.
‘’ Aldığınız maaşı beğenmiyorsanız daha düşük ücretle çalışacaklar var beğenmiyorsanız ayrılın’’ dendi başımızı yere eğdik, sesimizi çıkaramadık.
On binlerce gencimizi ücretli, sözleşmeli köle yaptılar hesap soramadık.
Senin gibi sözleşmeli olan Sevim öğretmenim, primi dolmadığı için tedavi olamadı ve zatürreden öldü gitti, sokağa dökülemedik.
Kabuğumuza çekildik,bana dokunmayan yılan bin yaşasın dedik.Torpil arayarak başkalarının hakkını gasp ettik.Ama torpil ararken kendi haklarımızı torpillediğimizin farkına varamadık.
Sevim öğretmen bile bile ölüme giderken,’’ Ey iktidar, ey Milli Eğitim Bakanı yüreğiniz taş mı kesildi!!! ‘’diye hep birlikte haykıramadık.
Suç bizde Elif Öğretmenim, suç bizde…
Hasta olan sen değilsin aslında,doktorlar sana yanlış teşhis koymuş.
Beyninde tümör olan sesini çıkarmayanlar aslında.
Bizler akıl tutulmasına yakalanmışız da haberimiz yok..Beynimizi tümörler kaplanmış da farkında değiliz.
Utanıyoruz Elif öğretmenim, sizlerin ücretli köle olmasına engel olamadığımız için.
Utanıyoruz Elif öğretmenim, ‘’Öğretmenler Cumhuriyet sizden fikri hür,irfanı hür, vicdanı hür nesiller ister’’ diyen Atatürk’ e layık olamadığımız için.
Utanıyoruz öğretmenim, öğretmen odalarında maç kritikleri yapıp, pasta börek tarifleri anlatıp , kendi sorunlarımızı konuşamadığımız için.
Utanıyoruz Elif Öğretmenim, utanıyoruz.
Ama Elif öğretmenlerin,Sevim öğretmenlerin başına gelenlerden, utanmayanların cirit attığı bir ülkede, utanmak da bir erdem olsa gerek.


Ömer ARSLAN

Eğitim İş Genel Özlük Hukuk Sekreteri

Günün Diğer Haberleri