ADAY ÖĞRETMENLİK SÜRECİ HUKUKA VE ADALET İLKELERİNE AYKIRIDIR!

Eğitim İş Sendikası Genel Merkezinden yapılan açıklama

SENDİKA - 2015-10-06 11:28:04

Aday öğretmenlerimiz Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 11 Ekim 2015 tarihinde adaylıklarının kaldırılması sürecinin bir parçası olan yazılı sınava tabi tutulacaklar. Bilindiği üzere, 17 Nisan 2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’yle birlikte, aday öğretmenlikten asli öğretmenliğe geçiş için sınav şartı getirilmiştir. Buna göre, 2014 Eylül ayında atanan 40 bin aday öğretmen, 11 Ekim 2015 tarihinde yapılacak olan sınavda başarılı olursa asil öğretmenliğe geçiş yapacak.

Üniversitelerin eğitim fakültelerinden “öğretmen” diploması ve yeterliliği ile mezun olan öğretmenlerimiz KPSS gibi zorlu ve yüzbinlerce kişinin girdiği bir sınavdan da başarıyla geçtikten sonra “aday öğretmen” statüsü ile ülkenin değişik bölgelerindeki okullarda çalışmaya başlamaktadırlar.

Mevzuat gereği adaylıkları süresince bir performans değerlendirme işlemine tabi tutulmakta, performans değerlendirmesinde başarılı sayılanlar yazılı sınava girmeye hak kazanmaktadır. Nesnel olmayan bu değerlendirme sürecinde maarif müfettişi, kurum müdürü ve danışman öğretmen yer almaktadır. Performans değerlendirme sürecinin ardından yazılı bir sınava tabi tutulan aday öğretmenlerimiz bu sınavın sonuçları dahi açıklanmadan bir sözlü sınava sokulmaktadır.

Yazılı sınavda öğretmenlerimiz KPSS sınavında başarıyla atlattıkları “Eğitim Bilimleri” alanında yeniden bir yeterlilik değerlendirmesinden geçirilmektedir. Yazılı sınavda “ucu açık” soru türünün de kullanılması sınavda sübjektif esaslara göre hareket edileceği; bakanlıkça yapılacak yazılı sınavın da objektif olamayacağı kuşkusunu yaratmaktadır. Nitekim bakanlıkça yapılan “SBS sınavı” ve yine “Görevde Yükselme Sınavları” ve sınav uygulamaları şaibelere yol açmış; yargıya taşınmış bir kısmı da iptal edilmiştir.

Bunun dışında sözlü sınav uygulamasının Danıştay’ın yerleşik kararlarıyla artık hukuki güvenden ve denetlenebilirlikten uzak olduğu kabul edilmiştir. Sözlü sınav uygulamasının hukuksal yönden güvenilir, denetlenebilir ve şeffaf olmaktan uzak; her türlü sübjektif ve keyfi değerlendirmelere açık olduğu yargı kararlarıyla da teyit ve tespit edilmiştir.

11 Ekim 2015 tarihinde yapılacak yazılı sınavda başarısız olan öğretmenlerin okulları değiştirilerek başka okullara atanacaklardır. Ülkemizin birçok okulunda aynı branştan iki öğretmen dahi bulunmamakta, aday öğretmenlerimiz atandıkları andan itibaren okulların ders yükünü sırtlanmaktadır. Hal böyleyken bu öğretmenlerimizin başka bir okula sürgüne gider gibi gönderilmeleri, eğitim öğretimin devam ettiği bir süreçte öğrencilerimizin başarısına olumsuz etki yapacağı açıktır. Başarısız damgası haksız yere üzerine vurulmuş bir öğretmenimiz, gittiği okulda bu yafta ve ruh haliyle adaylık kaldırılma işlemlerine sıfırdan başlatılacaktır.

Öğretmenlerin adaylığının kaldırılması sürecindeki sorunların kaynağı Milli Eğitim Bakanlığı’nın 17 Nisan 2015 tarihinde çıkartmış olduğu Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama Ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’dir.

Sendikamız Eğitim İş, söz konusu yönetmelik yayınlandıktan kısa bir süre sonra, 27 Nisan 2015 tarihinde yönetmeliğin birçok hukuka aykırı maddelerinin yanında aday öğretmenliğin kaldırılmasına yönelik düzenlemelerin de iptal edilmesi için Danıştay’a dava açmıştır. Performans değerlendirmeye ilişkin düzenlemeye, yazılı ve sözlü sınav uygulamalarına karşı açmış olduğumuz “yürütmenin durdurulması” talepli bu dava halen Danıştay’da devam etmektedir.

Eğitim-İş olarak, üniversite eğitiminin ardından KPSS engelini aşarak ataması yapılan, bir yıl fiili olarak çalışan aday öğretmenlerin tekrar yazılı ve sözlü sınava tabi tutulmasını kabul edilebilir bulmuyoruz.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın ataması yapılan aday öğretmenlerimize dayattığı bu sınavlar silsilesinin her aşaması adalet ilkeleri ve liyakate dayalı ölçme-değerlendirme sistemi bakımından sorunludur. Bu, AKP kendi yandaşlarını kayıracağı, yandaş olmayanları da “adaylığını kaldırmam meslekten atarım” tehdidiyle boyun eğdireceği bir sistemdir. Okul müdür ve müdür yardımcılarının görevlerine son vererek tamamen yandaş atama modeli var eden AKP hükümeti, bütün kurumları kendine biat eden idarecilerle doldurmuştur. Şimdi de güçlüklerle, bin bir zahmetle kazandıkları KPSS sınavı ile öğretmenliğe atanan öğretmenlerimizi, yandaş idarecilerin performans değerlendirmesine tabi tutmaktadır.

AKP iktidarı devam ettikçe, yandaşların kayırıldığı sistem de devam edecek, aday ve asil öğretmenler hiç ayrımsız mesleklerinden atılma ve kadro güvencelerini kaybetme riskini yaşayacaklardır. Yoksul halkın türlü fedakârlıklarıyla okutulan evlatları, AKP’nin kayırmacı ve adaletsiz sınav sistemi neticesinde mesleklerini kaybetme tehdidi yaşamaktadır.

Eğitim-İş olarak, aday öğretmenliğin kaldırılma sürecini tamamen yansız, objektif ve adaletli bir yönetmelikle yapılmasını, yandaşlığın değil yapılan işin niteliğinin esas alınmasını talep ediyoruz. Aday öğretmenlerimizin karşılaşacağı her mağduriyette örgütlü gücüyle yanlarında olacak ve hukuk içinde mücadelemizi sürdüreceğiz.

                                              

                                                                                  MERKEZ YÖNETİM KURULU

Günün Diğer Haberleri