EĞİTİM İŞ:25 Ağustos, 2015 BÜYÜK TAARRUZ’UN 93.YILINDA KOCATEPE’DEYİZ

26 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlayan ve 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Savaşı ile yurdumuz düşman işgalinden kurtarılmış,

SENDİKA - 2015-08-26 01:42:05

26 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlayan ve 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Savaşı ile yurdumuz düşman işgalinden kurtarılmış, ulusumuz özgürlük ve bağımsızlığına kavuşmuştur. Türk Ulusu birlik ve beraberlik anlayışı içerisinde kendisini tarih sahnesinden silmek isteyen emperyalist güçlere gereken dersi vermiş, 30 Ağustos Zaferiyle tüm mazlum uluslara örnek olmuştur. Hiçbir şekilde bağımsızlık ve özgürlüğünden ödün vermeyeceğini gösteren ulusumuz, sonsuza kadar var olacağını da tüm dünyaya kabul ettirmiştir.

30 Ağustos Zaferi, ülkemizi parçalamak ve ulusumuzu esaret altına almak isteyen emperyalist devletlere karşı, tüm olanaksızlıklara rağmen kazanılan bir onur ve bağımsızlık mücadelesidir. Bu mücadelenin sonunda özgür, bağımsız, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri atılmış, toplumu feodalizmin ve gericiliğin baskısından kurtaran devrimler gerçekleştirilmiştir. Karar verme ve yönetme yetkisinin tek bir kişinin elinde toplandığı padişahlık sisteminden demokratik bir cumhuriyete giden yol böylece açılmıştır.

Ancak demokrasiyi amaç değil, kendi ümmetçi anlayışlarını gerçekleştirmek için araç olarak gören zihniyet, bugün ne yazık ki işbaşındadır. Bu zihniyet, emperyalist güçlerin de desteğiyle, emperyalizme karşı verilen büyük mücadelenin sonunda Lozan Antlaşması’yla elde edilen kazanımları pervasızca yok etmeye çalışmakta, Sevr’i yeniden gündeme taşımaktadırlar.

Tarikat-cemaat-siyaset ilişkisinde biat kültürüyle yetişen AKP yöneticileri, bir taraftan demokrasi havarisi kesilirken, diğer taraftan da tek parti iktidarı ve başkanlık sistemiyle padişahlık rejimine özlem duymaktadırlar. Tamamıyla yolsuzluk batağına saplanmış, hukuk tanımaz, baskıcı AKP iktidarı, bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü ve demokrasimizi taçlandıran, aydınlanma devrimimiz Cumhuriyet’in kazanımlarını yok etmek için her türlü çabayı göstermektedir.

Ülkemizin etrafı başta Ortadoğu’da Suriye olmak üzere her taraftan ateş çemberiyle kuşatılmıştır. Komşularımızla sıfır sorun diye yola çıkan siyasal iktidar, emperyalist güçler ve onların dünyayı paylaşma hırslarının adeta taşeronluğunu yaparak ülkemizi büyük bir savaşın eşiğine getirmiştir. Bugün özgürlüğümüz ve bağımsızlığımız, birlik ve bütünlüğümüz tehdit altındadır. 7 Haziran 2015 seçimlerinde diktatörlüğün önünü açacak başkanlık sistemi için gerekli oyu alamayanlar, ülkeyi tekrar seçime götürmek ve istedikleri sonucu elde edebilmek için ülkeyi bir kan gölüne çevirmişlerdir. Çözüm Süreci adıyla sürdürülen müzakere döneminde PKK’ya her türlü müsamahayı gösteren AKP hükümeti, 7 Haziran sonrasında, cemaat ile yaşadığı ilişkinin benzeri biçimde “kandırıldığını” iddia ederek, kanlı senaryosunu devreye sokmuştur.

Türk ulusu Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, 30 Ağustos Zaferi ile sonuçlanan Kurtuluş Savaşı mücadelesini, kendi bağımsızlığını ve özgürlüğünü yok etmek isteyen saldırgan emperyalist güçlere karşı vermiştir. Kendi toprağını ve halkını sömürgeci küresel güçlere karşı savunup Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduktan sonra “savaşı mecbur kalmadıkça bir cinayet” olarak gören Mustafa Kemal Atatürk’ün dış politikasından; emperyalist devletlerin taşeronluğunda komşu ülkelerin ulus ve ülke bütünlüğüne kasteden bir politikaya AKP hükümetleri eliyle geçilmiştir. Ortadoğu’nun ekonomik kaynaklarını kontrol etmeye yönelen ABD ve AB emperyalizmi, bu amacı gerçekleştirmek için halkları birbirine boğazlatmaya ve bölgeyi bir kan gölüne çevirmeye başlamıştır. Ülkemizi yöneten AKP iktidarı da bu saldırgan savaşta emperyalistlerin safında yer almıştır. Milyonlarca göçmen Suriyeli Türkiye’ye gelmiş, yüzbinlerce çocuk sağlıklı beslenme ve eğitim görme hakkından yoksun bırakılmış, Türkiye’den gönderilen silahlarla donatılan terör örgütleri ülkemizin her tarafında eylem yapabilecek güce ve serbestiye kavuşmuştur.

Eğitim-İş, ülkemiz üzerinde oynanan senaryonun kimler tarafından yazıldığının ve rollerin kimlere verildiğinin farkındadır. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda ülkenin bağımsızlığı ve onurlu bir yaşamın kurulması uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi anmak için 25 Ağustos 2015 Salı günü saat 19.00’da Afyonkarahisar Şuhut Cumhuriyet Parkı’nda toplanarak “Bağımsızlık ve Zafer Yürüyüşü” programına başlayacağız. Çakırözü köyünden Bağımsızlık ve Zafer Yürüyüşü ile Kocatepe Anıtı’na çıkacağız. Kurtuluş Savaşı ruhunu içselleştiren Eğitim-İş üyelerinin katılacağı bu yürüyüş programı ile geçmişten bugüne ülkesinin bağımsızlığı için toprağa düşmüş tüm şehitlerimizi bir kez daha anacağız.

Bu duygu ve düşüncelerle ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimizle kutluyor, başta Büyük Önderimiz Atatürk olmak üzere canlarıyla bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz.

               MERKEZ YÖNETİM KURULU

 

Günün Diğer Haberleri