Güvencesizlik Kâbusu!

MEB Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “Tanımlar” başlıklı 4.maddesinde performans;

EĞİTİM - 2015-04-28 23:10:27

MEB Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “Tanımlar” başlıklı 4.maddesinde performans; “Aday öğretmenin görev ve sorumlulukları, atandığı eğitim kurumunun özellikleri ve Millî Eğitim Bakanlığınca belirlenen ‘Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri’ çerçevesinde oluşturulmuş mesleki  ölçütler bağlamında gösterilen başarı düzeyi; sınav ise, aday öğretmenlere uygulanacak yazılı veya yazılı ve sözlü sınav anlamına gelmektedir.

 

Aday öğretmenlere getirilen bu değerlendirme ve sınav sistemi, yeni kapitalizmin, kamu emekçilerine uygulamak istediği esnekleştirme ve güvencesizleştirme operasyonunun ilk adımıdır denilebilir. Gerçi ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen gibi öğretmenlik uygulamaları, öğretmenliğin kademelendirilmesi çalışmaları ve ataması yapılmayan öğretmen gerçekliği yaratarak, öğretmenlerin güvencesizleştirilmesi uygulamaları zaten başlamıştı.

 

Bu esnekleştirme ve güvencesizleştirme uygulamalarının önce özel sektörde uygulandığı düşünülürse, şu anda özel sektörde yeni yeni uygulanmakta olan güvencesizleştirme uygulamalarının yakın zamanda kamuda da uygulanacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok herhalde.

 

Çağrı merkezi çalışanları ile ilgili olarak Yordam Kitap’tan çıkan “İnatçı Köstebek-Çağrı Merkezlerinde Gençlik, Sınıf ve Direniş” adlı çalışmasıyla güvencesizlik konusunu detaylı bir şekilde inceleyen Özdemir (2014) bu konuyu yedi başlık altında inceliyor;

1-İş güvencesizliği.

2-İstihdam biçimlerinin güvencesizliği.

3-Sosyal güvencesizlik.

4-Gelir güvencesizliği.

5-Sendikal güvencesizlik.

6-Demokratik güvencesizlik.

7-İrade güvencesizliği.

 

İş güvencesizliği; yarın o işe sahip olunup olunamayacağının net olmadığı durumlar, çalışırken sürekli risk altında olma, yarından emin olmama ve gelecek kaygısıdır. İş güvencesizliğinin bir başka boyutu da her an yedekte bekleyen işsizliktir.

 

İstihdam biçimlerinin güvencesizliği; istihdam biçimlerinin çeşitlenmesi anlamına gelmektedir. Taşeron çalışma, ev eksenli çalışma, çağrı üzerine çalışma, sözleşmeli çalışma ve kısmi zamanlı çalışma bu istihdam biçimlerinden bazılarıdır.

 

Sosyal güvencesizlik; sosyal güvenceden uzak çalışma, yani kayıt dışı çalışmadır. Türkiye’de kayıt dışı çalışma oranının % 38 civarında olduğu bilinmektedir.

 

Gelir güvencesizliği; işten atılıp gelirsiz kalmak ya da sosyal güvence olmadığı için iş hayatını tamamladıktan sonra gelirsiz kalmak anlamına gelmektedir.

 

Sendikal güvencesizlik; yeni kapitalizm koşullarında örgütlenmenin önündeki engellerin çoğalması ve özel olarak da Türkiye’deki sendikalaşma düzeylerinde düşüş olarak kendini göstermektedir.

 

Demokratik güvencesizlik; emekçilerin kendi sözünü söyleyecek mecralarının olmaması, tüm emekçi kamusallıklarının ortadan kaldırılmasıdır. 

 

İrade güvencesizliği ise güvencesizlik örüntüsünün bir parçasıdır. Emekçileri irade yitimine getiren süreç güvencesiz çalışmadır. Yaygınlaşan sık sık iş değiştirme, hayatta dikiş tutturamama anlamına gelmektedir. Bunun sonucunda emekçiler, işinden olma, iş bulamama ve üstlendiği ebeveyn, evlat, eş rollerini yerine getirememe korkusuna kapılmaktadır.

 

Bu güvencesizlik türlerini başta çağrı merkezi çalışanları üzerinde uygulayan yeni kapitalizm, MEB aracılığıyla, Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğini çıkararak, sıranın aday öğretmenlere geldiğini, giderek diğer kamu emekçilerinin de güvencesizlik çeşitleriyle karşı karşıya kalacağını açıkça ifade ediyor.

 

Kaynaklar

 

Özdemir, G.Yücesan (2014). İnatçı Köstebek-Çağrı Merkezlerinde Gençlik, Sınıf ve Direniş. Yordam Kitap. İstanbul

 

Abdullah Damar

Günün Diğer Haberleri