TEOG' A RAMAK KALA ALTIN ÖĞÜTLER

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi ortak sınavları 29-30 Nisan 2015 tarihlerinde yapılacak. Bütün 8. Sınıflar heyecanla bu sınavı beklerken sadece çocuklarda bu heyecanı görmüyoruz tabiki öğretmenler ve anne-babalar da çocuklar kadar heyecanlı…

SINAVLAR - 2015-04-28 17:09:52

Sınav sonrası herkes kendine pay çıkaracak elbette.. Okullar başarı durumunu gözden geçirip yeni bir yol haritası hazırlayacak.. Öğretmenler kendilerini değerlendirecek (değerlendirir mi bilemiyorum çünkü genelde başarısızlık çocuklara başarı öğretmenlere mal edilir) ya da değerlendirmelerini bekliyoruz. Neden böyle bir yorum yaptığıma gelince uluslar arası sınavlarda başarı sıralamasında ülkemiz hep sonlarda ve genellikleeğitim sistemimiz eleştirilirken öğretmen yeterliliklerimiz değerlendirmeye alınmaz. Eğitim sistemimiz içinde yapılan bütün sınavlarda göz önünde tutulması gereken pek çok değişken var..  Eğitim sistemini, sınav sistemini, öğretmen yeterliliklerini, okulların fiziki yapısını, eğitime erişim fırsatlarını, okulların öğrencilere sundukları imkanları, çocukların sosyal destek unsurlarını, ailelerin çocuklara sundukları imkanları ….. sınav sonuçlarını değerlendirirken aslında bütün bunların dikkate alınması gerekir.

Kendine pay çıkaracaklardan biri de veliler olmalı. Sınavlara yükledikleri anlamlar o kadar üst düzey ki sınava çocuklar değil de onlar girecek sanki..  Gözlemlerim sınav öncesi ve sonrasında veliler en az çocuklar kadar heyecan ve kaygı yaşayıp çocukların kaygı düzeylerini de artırmaktadırlar. Çocuğun sınav başarısı hayattaki tek başarısı gibi yorumlanmakta ve bütün hayatını sınava endeksleyerek çocuğun gerçek performansını göstermesine engel olunmaktadır. Bu noktada iki farklı ebeveyn türü karşımıza çıkmaktadır; bir aşırı kaygılı ve kaygısını da çocuğa yansıtıp sınavı hayatın merkezine koyarak “sınavda başarısız olunursa hayatın her aşamasında başarısız olur” savı ile hareket eden ve çocuktaki sınav kaygısını en üst düzeye taşıyanlar. İkincisi ise çocukları ile hiç ilgilenmeyip nasılsa bu çocuktan bir şey olmaz sınavı kazansa ne olur, kazanmasa deyip çocukta var olan motivasyonu bile aşağıya çekenler…

 

 

Peki ne yapmak gerek bu sınav sürecinde? Öğretmenler ne yapmalı? Veliler ne yapmalı? En önemlisi de çocuklar ne yapmalı?

 

 

Çocukları sınava odaklayarak sosyal hayattan çekmek ve gece gündüz sınavdan bahsederek nefes almasını engellemek doğru bir yöntem değil. Başarı bir anda gelen bir şey değildir bir süreçtir. Dolayısı ile öğretmenlerimizin ve anne-babaların daha ilkokul birinci sınıftan itibaren çocuklara etkili bir çalışma alışkanlığı kazanma, zamanı etkili kullanma, amaç belirleme, okuma alışkanlığı kazanma ve okuduğunu anlama konusunda beceri kazandırılmasına yönelik ortak çalışmalıdır. Unutulmaması gereken husus sınavın bir sonuç olduğu, sürecin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğidir. Süreç ne zaman başlıyor dersek çocuğun eğitim sistemine girdiği andan başlar ve bizim eğitim sistemimizde bir işe yerleşinceye kadar geçen süreyi kapsar. Dolayısı ile çocukta sınavlara ilişkin olumsuz tutumlar oluşursa ömür boyu sınav kaygısı yaşayarak başarısız olacaktır. Çocuklara yönelik yürütülen bütün çalışmalarda aileyi de işin içine katmak gerekir. Zira çocuklara hangi hizmet sunulursa sunulsun aile tarafından desteklenmeyen hiçbir çalışma başarıya ulaşmaz. Okullarda çocuklarla yürütülecek rehberlik çalışmaları sürecinde mutlaka aile rehberliği de yapılarak çocuk ve ailenin aynı kulvarda buluşmasını sağlamak başarıyı artıracaktır.

 

 

Ülke olarak kalabalık bir genç nüfusa sahibiz ve Avrupa’daki pek çok ülkenin nüfusundan daha fazla bir öğenci potansiyelimiz var. Dolayısı ile eğitim kademeleri arasında geçişte şu an için en iyi değerlendirme sistemi akademik başarıya yönelik bir sınav sistemi gibi görünüyor. Her öğrencinin ilgisi, yeteneği, kişilik özellikleri, akademik başarısı farklıdır. Bireysel farklılıklardan dolayı her çocuğun başarısı da farklıdır. Çocukların sınav başarısını kişiliğine yönelik değerlendirmeden kendi ilgi ve yeteneğine uygun bir alana yönelmesi için çaba sarfetmek gerekir. Bu aşamada okulların ailelerle birlikte çalışarak çocuğun potansiyelini keşfetmesine ve başarılı olacağı bir alana yönelmesinde sıkı bir işbirliği yapması gerekmektedir. “okul başarısı” herşey demek değildir. Çocuklarımızın hayatta başarılı olmasına yönelik de iyi bir yatırım yapmak gerekir. Çünkü onlar geleceğin anne-babası, geleceğin bürokratı, geleceğin siyasetçisi, geleceğin…..

 

 

Onlar bizim geleceğimiz, geleceğimizi sınav başarısına endeksleyip mutsuzluğa yatırım yapmayalım….

memurburda.com

Günün Diğer Haberleri