Eğitim Pazarı…

Çocuğun evinden sonra attığı ilk adımdır okul. İlk olarak okulda sosyalleşir. Evinde hissettiği aile sıcaklığı ve güveni ilk olarak okulunda hisseder. İlk toplumsal rolünü okulda kazanır. İlk aidiyet duygusunu yaşar.

EĞİTİM - 2015-04-02 11:51:30

 Çocuğun evinden sonra attığı ilk adımdır okul. İlk olarak okulda sosyalleşir. Evinde hissettiği aile sıcaklığı ve güveni ilk olarak okulunda hisseder. İlk toplumsal rolünü okulda kazanır. İlk aidiyet duygusunu yaşar. Okul sadece öğrenme ve öğretme süreci değil, bireyin çok yönlü gelişimini destekleyen bir sistemdir. Topluma şekil veren okul aynı zamanda milli ve kültürel değerleri kazandıran, geleceğe açılan bir kapıdır. Okul öğrenci demektir ancak, öğrenci ticari bir meta değildir.

          Eğitim bir pazar olmuş ve parası olanın satın alacağı bir hizmet durumuna getirilmiştir. ‘’Dershaneleri kapatıyoruz’’ sloganı ile naralar atan siyasi iktidarın, asıl amacının eğitimin özelleştirilmesinin önünü açmak olduğu ortaya çıkmıştır. Dershaneleri özel okula dönüştürme yasası aslında, devlet okullarını özelleştirme projesidir.

           Dershaneler 1 Eylül 2015 tarihine kadar ‘’Özel Temel Liselere’’ dönüştürülecektir. Hem okul hem dershane olarak kayıtlarını açan Özel Temel Liseler reklamlarına başladı.

           Özel Temel Liseler; sabahçı-öğlenci ve uzaktan eğitim yapabilecekler, yani sınav odaklı dershane sistemi devam edecek, devlet okullarındaki devam zorunluluğu aranmayacaktır. Her ne kadar Temel Liselerde müfredatın uygulanacağı vurgulansa da sınav ve not kaygısı taşımayacakları, tamamen üniversiteye hazırlık sisteminin devam edeceği reklam ve tanıtım broşürleri okullarımızda gezmektedir. Öğrencilerimizi okullarımızdan koparacak olan bu özelleştirme, velilere cazip hale getirilip pazarlanmakta ve kamusal eğitimi tehdit etmektedir.

           Öğrencilerin devamsızlık sorunu olmayacak, sınav ve not kaygısı taşımayacak, velilerin dershaneye verdiği ücretin üstüne devletin özel okul teşviki ile maliyet karşılanacaktır. Çocuğunu sözde angaryadan uzaklaştırıp, bu büyülü ortamın içerisine çekilecek olan velilerimiz özel okulları tercih etmeye özendirilerek, devlet okullarının içi boşaltılacaktır.

           Geçiş dönemi boyunca müstakil bina ve okul bahçesi şartı aranmayacak Özel Temel Liseler, ileride kapasitelerini artırdıklarında öğrenci sayıları azalmış olan devlet okullarını kiralama yoluna mı gidilecek? Çocuğun çok yönlü gelişimini destekleyen okul kavramı dershanecilik zihniyetiyle nasıl gerçekleştirilecek? Sınav odaklı bir sistemde öğrenciyi yarış atı ve ticari bir meta olarak gören, çocuğu bencilleştiren ve birbirinin üzerine basarak yükselmeyi yaşam tarzı haline getiren dershanecilik anlayışıyla okul kavramı nasıl örtüşecek?

           ‘’İş binada değil, eğitimin mantığındadır.’’ söylemi yapan dershane yöneticilerinin bu mantığı, para kazanma mantığıdır. İktidar da kendi eliyle kamu kaynaklarını sermayeye teslim etme mantığı içerisindedir.

            Önce tüm genel liseler kapatıldı ve sınavla kazanılan Anadolu Liselerine dönüştürüldü. TEOG sınavı ile Anadolu Liselerini kazanamayan öğrenciler İmam Hatip Liselerine kayıt yaptırmak zorunda bırakılan bir sistem oluşturuldu. Şimdi ise sınavla yerleşemeyen öğrenciler için İmam Hatip ve Meslek liselerinin dışında devlet teşviki ile de desteklenen Özel Temel Liseler tek alternatif oluşturuldu. Anadolu Liselerimizin özellikle 11. ve 12.sınıflarınnın Özel Temel Liselere özendirilmesi seneye bu sınıflarımızdaki öğrenci sayılarının azalacağının sinyalini vermektedir. Bu durum aynı zamanda devlet okullarındaki sınıf sayılarının azalmasına neden olarak, öğretmenlerimizi norm fazlası durumuna düşürecektir. Not ortalaması yüksek öğrencileri tam burslu alarak başarı tablosunu yükseltecek, neredeyse yıllık dershane ücretiyle eşdeğer kayıtlarıyla işletmesini ayakta tutacaktır. Özel Temel Lise mantığı eğitimde fırsat eşitliğini bozacak ve eğitimi gerçek işlevinden koparacaktır. Ne yazık ki, eğitim  belli bir düşünceye ya da sermayeye hizmet etme noktasına getirilmiştir.

             Çocukların ilgi ve yeteneklerine göre eğitim görmeleri, özgür bireyler olmaları ve eğitimden eşit düzeyde yararlanmaları ancak kamusal ve ulusal eğitimle mümkün olacaktır. Eğitimin özelleştirilmesine, ticarileştirilmesine ve gericileştirilmesine karşı birlikte olmak, laik, bilimsel, demokratik eğitime sahip çıkarak, anasınıfından üniversite eğitimine kadar her düzeyde kamusal olmasının mücadelesini vermeliyiz.

          

        

                                                                                                                                                        Ebru SUNGAR

Günün Diğer Haberleri