Şehit eşinin atamasını yapmadılar

2 yıl önce Siirt’ten acı haber geldi. 17 asker şehit olmuştu. Fethiye Çınar, şehit eşi Pilot Üsteğmen Yakup Çınar gibi vatanı ve milleti için gözünü kırpmadan canını verebilecek nesiller yetiştirmek istiyordu. Fethiye öğretmenin atama hakkını yediler

ATAMA - 2014-12-15 12:31:58

Gazi Koray Gürbüz
Pilot Üsteğmen Yakup Çınar, 10 Kasım 2012 tarihinde Siirt’te askeri helikopterin düşmesi sonucu 16 askerle birlikte şehit oldu. O zaman eşi Fethiye Çınar 3 aylık hamileydi. Nisan ayında şehit babasını hiç göremeyecek, boynuna sarılıp koklayamayacak olan Rüzgâr Masal dünyaya geldi. Ana kız, şehit pilot üsteğmene yakışır şekilde el ele, yürek yüreğe hayata tutunmaya çalışıyorlar. Bu hafta konuğumuz şehit eşi Fethiye Çınar.

- Sizi tanıyabilir miyiz? 
Ben aslen Kırıkkaleliyim. Fakat babamın memur (Hâkim) olmasından dolayı Türkiye’de gezmediğimiz yer kalmadı. 2007 yılında Erciyes Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde yüksek lisans yaptım. Şu anda özel bir okulda öğretmenlik yapıyorum.
‘ÖNCE GÖREV’
Eşim Yakup Çınar ile 2006 yılında üniversite son sınıfta tanıştım. Okullarımızın bitmesine müteakip 2010 yılında evlendik. Yakup, Kara Havacılık Komutanlığı’nda Sikorsky Helikopter pilotu bir subaydı. Uçmayı ve işini çok severdi. 
Sürekli doğuya göreve giderdi. Bu bölgede gitmediği il, dağ, tepe yok gibiydi. Ankara’da yaşamamıza rağmen “Ankara’yı bilmem fakat doğunun bütün dağlarını bilirim” derdi. Bana  bölge ile ilgili, yaptığı görev ya da gittiği yer ile ilgili pek bilgi vermezdi fakat konuşmalarından sürekli operasyon bölgesine Özel Harekât Timlerini götürüp getirdiğini anlıyordum.
Son görevinden önce birliğine gidip yarım kalan işlerini bitirdi. Hatta son gün o kadar yoğun geçti ki bir arkadaşına çok cüzi bir borcu vardı gidip onu da ödedi. Sonra eve gelip evin eksiklerini tamamladı. Beraber evden çıktık. Ben hamile olduğum için kontrole hastaneye o da Siirt’e gitti. Ayrılmadan önce “Bu gidişle doğuma gelemeyeceksin” dedim. O da bana “Önce görev, sonra siz” dedi. 
Siirt Pervari’de düzenlenen bir operasyona Erzurum Özel Harekât Birliği’nden bir timi bırakıp tekrar başka bir timi aynı noktaya taşırken helikopterin düşmesi sonucu 16 arkadaşıyla birlikte şehit oldu. 
- Helikopterin düşmesiyle ilgili soruşturma açıldı mı?
Henüz bana bu olay ile ilgili açıklayıcı bilgi vermediler. Kazadan sonra düzenlenen “Kaza Kırım Raporu” henüz çıkmadı. Sadece helikopterin yoğun sisten dolayı dağa çarptığını söylediler. Buna inanmıyorum. Eşim bölgeyi avucunun içi gibi bilirdi. Belki bölgeye yüzlerce defa tim indirmiştir. Eminim ki “Açılım Sürecine zarar gelmesin” diye olayın terörist saldırı neticesinde gerçekleştiğini açıklamazlar.
Olaydan sonra beni Türk Silahlı Kuvvetlerinden başka arayan olmadı. Sadece TSK personeli bana sürekli destek oldu. Bence en üzücü şey bu... Çünkü eşim Yakup Çınar yalnızca benim ya da TSK’nın şehidi değil tüm Türkiye’nin şehididir. 
‘ÇALMADIĞIM KAPI KALMADI’
- Eşinizin şehit olmasından sonra iş hakkı talep ettiniz mi? 
3713 sayılı terörle mücadele kanununa göre devlet 1996’dan beri şehit ailelerinin ve gazilerin kamuda istihdam edilmesine imkân veriyor. Eşim şehit olduğunda hamile olduğum için 24 Nisan 2013 tarihinde yani doğumdan sonra iş hakkımı talep ettim.
Hayatımın geri kalan döneminde öğretmenlik mesleğime devam etmek, eşim gibi vatanı ve milleti için gözünü kırpmadan canını verebilecek nitelikte genç nesiller yetiştirmek istiyordum. 
Ancak talebim kabul edilmedi. Temmuz 2013 yılında çıkarılan bir torba yasa ile benim artık öğretmen olamayacağım, yalnızca “Lise Mezunu Denginde Memur” olabileceğim, bunun da kura ile belirleneceği İçişleri Bakanlığı Şehit Gazi İşlem Şubesi tarafından söylendi.
Oysa ben 2012 yılı Temmuz ayında KPSS sınavına girmiş ve 82 puan almıştım. Tercih yapacağım hafta eşim şehit olduğundan tercih yapamamıştım. Bu hakkımı da kaybetmek çok ağrıma gitti. 
Çalmadığım kapı kalmadı, hakkımı vermedikleri yetmiyormuş gibi bir de ben iş dileniyormuşum gibi muamele ettiler.
2014 Ocak ayına kadar mücadele ettim. Bu ülkenin Cumhurbaşkanına kadar herkese ulaştım. Sonuç hep olumsuz... Artık uğraşmıyorum. 2014 Ocak ayında şu an çalıştığım okulun genel müdürü, yaptığım iş başvurusunu kabul ederek beni hayata kazandırdı. O insana minnettarım. 
RÜZGAR MASAL ÇINAR
Rüzgâr Masal 8 aylık. Uçmayı çok seven babası ona daha annesinin karnındayken Rüzgâr adını koymuş. Annesi de okumayı çok sevdiği için Masal’ı eklemiş. Fethiye Çınar, “Şu anda beni hayatta tutan tek şey o. Onun iyi bir eğitim alması için uğraşacağım. Kızımı, babasına ve onun vatan aşkına layık biri olarak yetiştireceğim” diyor. 
Şehit Pilot Üsteğmen’in Rüzgâr Masal’a geleceği görürcesine yazdığı bir mektup da var...  
“Meleğim biliyorum ki her türlü zorluğu yenecek, babana sahip çıkacak ve beni her zaman yaşatacak bir güce sahipsin. Unutma kuzum şansın ve ben hep yanındayız. Annen sana, sen annene emanetsin. Sizi hep seveceğim ve bir nefes kadar yakınınızda olacağım... Ömrün boyunca bu vatan benimle, ben de seninle gurur duyacağım.”
AFGANİSTAN GÖREVİ
“Bir gün yurt dışına gidebileceğini, bunun için dil sınavına girmesi gerektiğini ve kendisini bu sınava hazırlamamı istedi. Ben de İngilizce gramer ve test kitapları aldım. Daha sonra görev yerinin Afganistan olduğunu duyunca kitapları kaldırıp ders çalışmamasını söyledim. 
Yine de sınava girdi. Sonuçlar açıklandı ve Afganistan’a kendisinden 0,5 puan yüksek alan Pilot Üst. Tahsin Barutçu gitti. Bir süre sonra da Afganistan’da şehit oldu. 
Yakup buna çok üzüldü. Kendisinin o göreve gitmesi gerektiğini söylerdi hep. Bu durum karşısında kendisini suçlu hissetti. “Ben şehit olacaktım, o oldu” derdi.
Bana kendisinin de başına gelebileceğini söyler, ben çok kızardım. Fakat maalesef kaderin önüne geçilmiyor. Yakup bu olaydan 6 ay sonra şehit oldu.”
AF İÇİN BİZLERDEN İCAZET ALDINIZ MI!
“Her şey bir yana Masal ve Masal gibi şehit çocuklarına bugün yaşananların hesabını nasıl verecekler. Umarım bu gidişe bir son verilir. Verilmediği takdirde şehit çocukları bir gün “Benim babam bu ülke için mi şehit oldu?” diye soracaklar. Bu ülkede şehitler sayesinde güvenli bir şekilde nefes alan her Türk evladı elini taşın altına koymalı ve şehit çocuklarının bu sorusuna cevap verebilmelidir. 
Apo’nun affedilmesinden bahseden yetkililere sesleniyorum, siz kim oluyorsunuz da affediyorsunuz?  Şehit ailesinden, kolunu bacağını kaybeden gaziden icazet aldınız mı? Bunları gördükce benim içim, eşimin de kemikleri sızlıyor.
Canını hiçe sayan gazilerimizi, geleceklerini canlarını toprağa gömen şehit ailelerini hiç mi düşünmüyorlar? Ateş yanlızca düştüğü yeri yakıyor...”
Günün Diğer Haberleri