BAŞBAKAN DAVUTOĞLU: MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞIMIZ, İŞ GÜVENLİĞİ DERSİ KOYACAK

ANKARA(ANKA) – Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Eğitim bağlamında Milli Eğitim Bakanlığımız, iş güvenliği dersi koyacak. Meslek okullarına, üniversitelerde ilgili birimlere, diğer okullarda da gerekli görüldüğünde iş güvenliği dersi konulacak. Bundan sonra işçi emekçi tanımı saygı duyulacak bir tanım olarak kalacak” dedi.

EĞİTİM - 2014-09-13 13:11:07

Başbakan Davutoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Taraflar Toplantısı sonrası açıklama yaptı. 10 işçinin hayatını kaybettiği kaza ile hükümetin güvenoyunun mutluluğunu yaşayamadığını belirten Davutoğlu, hafta başında yapılan ilk Bakanlar Kurulunun ilk gündem maddesinin bu kaza olduğunu anımsattı.

İş hayatının, toplumsal hayatın bütün öznesi ve hedefinin insan olduğunu belirten Davutoğlu, “İnsanı hedef almayan hiçbir hizmet ne kutsal addedilebilir nede topluma hizmet olarak görülebilir. Bakanlar Kurulumuzda yaklaşık 4 saat konuyu bütün detayları ile ele almıştık.  Bir eylem planı hazırlığımız var. Bu eylem planı detaylandırılacak. Bir daha iş kazalarının olmaması ama kaza her zaman olabilir. En azından bunun minilimize edilmesi için yapılacak çalışmalar çerçevesinde 4 ana alana dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bu 4 ana alan eylem planımızda da yansıyacak ve eylem planımızda da detaylandırılacak. Daha sonra ele alınacak tedbirler somut olarak kamuoyu ile paylaşılacak.” dedi.

İş güvenliğinin bir anda başlayan ya da bir anda yok olan bir şey olmadığını belirten Davutoğlu, “Bir anda bir kaza ortaya çıkmıyor. Bir anda düzeltilmiyor. Yasal mevzuatımız ne kadar gelişmiş olursa olsun ve süreç yönetimi etrafında alınacak tedbirler yeterince göz önünde bulundurulmazsa yasal düzenlemeler yeterli olmayabilir” diye konuştu.

 

-“CAN GÜVENLİĞİ BİZİM ORTAK DEĞERİMİZ”-

 

Bakanlar kurulunda Bakanlıklar ile kurumlar arasındaki koordinasyonun yeniden gözden geçirilmesi kararı adlıklarını söyleyen Başbakan Davutoğlu açıklamasına şöyle devam etti:

 “Birçok bakanlığımızın sorumluluk alanları var. Bu olay olduğu için söylüyorum. Asansörün denetimi bir bakanlığımızda, inşaatın denetimi bir bakanlığımızda iş güvenliği bir başka. Belediyelerde de sorumluluklar var. Öncelikle bunları bir sistemik bakışla, yetki ve sorumluluk paylaşımını netleştirecek bir koordinasyona ihtiyaç var. Onun için suratla harekete geçeceğiz yasal olarak aldığımız tedbirlerin uygulanması bağlamında bu göz önüne alınacak. İkincisi süreç yönetimindeki diğer husus İşveren ve işçilerin iş güvenliğini ortak bir değer olarak görmeleri ve onlarında kendi alanında bir mekanizma kurmaları önemli can güvenliği bizim ortak değerimiz.”

 

-“İŞVERENLERİMİZİN VE İŞÇİ SENDİKALARIMIZIN BİR ARAYA GELMELERİ LAZIM”-

 

“Bir teklifte bulunduk, burada ortak bir mekanizme kurmak. Ne aksıyorsa açık yüreklilikle paylaşmak. Bu süreç yönetimi açısından önemli. Denetim yine bir süreç yönetimidir. Kriz olduğunda, kriz yönetimi bağlamında işçilerimizin,  işverenlerimizin ve işçi sendikalarımızın bir araya gelmeleri lazım. İkinci önemli alan insan faktörü yani eğitim. Yasal düzenlemelerimiz 2012 iş güvenliği ve sağlığı yasası çok kapsamlı bir yasa olmakla birlikte o yasası uygulayacak insan unsuru önemli.  En fazla üzerin de durduğum konu mesleki yeterlilik kurumunun en etkin şekilde güçlendirilerek devreye sokulması. Eğitilmemiş insan elinize bir asansör kumandası verildiğinde basmada gecikse kazaya sebep verir, erken bassa yine kazaya sebep verir. O zaman kazaları engelleyecek şey performans ve ehliyet. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında bütün birimlere talimat verdik. Mesleki Yeterlilik Kurumu 2006 yılındaki belgelendirme sürecini 2014 sonuna alacak. Bunu geciktiremeyiz.”

 

-“KAMU OLARAK BUNDAN SONRA YAPTIRIMLARI ARTTIRACAĞIZ”-

“Eğitim bağlamında Milli Eğitim Bakanlığımız, iş güvenliği dersi koyacak. Meslek okullarına, üniversitelerde ilgili birimlere, diğer okullarda da gerekli görüldüğünde iş güvenliği dersi konulacak. Böylece ne kadar üzüntü verici bir tablodur ki kazada hayatını kaybeden işçilerimizden biri 1 Eylül’de işe giriyor, 7 Eylül’de kumanda yetkisine sahip oluyor. Bunun bir sertifikası bir belgesi var mı? Bundan sonra işçi emekçi tanımı saygı duyulacak bir tanım olarak kalacak. İşçi yok! İnşaat İşçisi var, kalıpçı var, betoncu var, asansörcü var. Üçüncüsü sosyal duyarlılık, kültür ve bilinçlendirme. Biz sosyal duyarlılığı kaza olduktan sonra fark ediyoruz. İşverenin itibari esas ise Bu itibara zarar veren iş kazalarını engellemek için harcamam yapmak için çekinmemek lazım. Kamu olarak bundan sonra yaptırımları arttıracağız. Ama ödülü de artıracağız. Eğer işverenin iş yerinde hiçbir kaza olmamışsa onlardan alınan kesintiler alınmayacak. Eğer ölümcül bir kaza olmuşsa şimdiki cezalardan çok daha ağır ceza gündeme gelecek.”

Davutoğlu, sendikaların kaza olduktan sonra seslerini yükseltmemesi gerektiğini, kaza olmadan önce yasal hakları işçilere bilinçlendirmesi gerektiğini belitti.

Haziran’da çıkan yasanın işçilere birçok haklar sağladığını kaydeden Davutoğlu, “İşçilerimiz bu hakları tek tek biliyor mu? O hakları onlara sendikalarımız öğretecek. Onlara öğretmedikten sonra, kaza olduktan sonra birbirimizi suçlamanın ne manası var? O zaman işçi sendikalarımız süratle haklar konusunda işçilerimizi bilinçlendirmesi, duyarlılığı artırması lazım” dedi.

 

-“DENETİM TOPLUMSAL VİCDAN ADINA YAPILIR”-

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve diğer bakanlıkların temel alması gereken konu teftiş olduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Denetimlerle kimin bu konuda tedbir aldığı, kimin almadığı ortaya koymamamız lazım. Denetim elemanı gittiği yerde çay bile içemez. Denetim toplumsal vicdan adına yapılır. Giderler tespit ederler, ondan sonra bizde denetimleri sadece iş güvenliği açısından değil orada ki çalışan emekçilerimizin, işçilerimizin barınakları nasıl. Bu şartları da orada bizim denetlememiz gerekir” diye konuştu.

Basına da seslenen Davutoğlu, kaza olduğunda hemen bir suçlu aramak yerine herkesin önce kazanın oluş şekli ile ilgili detaylı araştırma inceleme yapması gerektiğini belirtti.

 

-“YASADA VE UYGULAMADA EKSİKLİK VARSA TESPİT EDİLECEK”-

 

Dördüncü alanın yasal alan olduğunu belirten Davutoğlu, “Çıkardık yasayı ondan sonra kaç işçi kazası yaşandı. O yasa uygulanması ile birlikte o iş kazaların durdurulmasıyla ilgili net tutum alınması gerekir. Uygulamadaki aksaklıklarda görmek gerekir. Başbakanlık Teftiş Kuruluna talimat verdim. 2012 Haziran’da çıkan yasayı esas alın. O günden bugüne yaşanan iş kazlarını göz önünde bulundurarak bu yasanın eksik bir tarafı varsa onları tespit edin.  Uygulamamda eksiklik varsa onlarda tespit edin. Yasal düzenleme gerekirse bunları da ortaya koyun” dedi.

 

-“TAŞERONLUK MÜESSESİ TANIMLANMALI”-

 

Taşeronluk müessesinin tanımlaması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, “Burada bana iş veren ile taşeronlar arasında ilişkiler ve diğerleri eğer yeniden düzenlenmesi gerekiyorsa bununla ilgilide gerekli düzenleme yaparız. Barınma, yerleri ve diğer konularda da bazı yasal tedbirler alınması gerekirse bunu da alacağız” ifadelerini kullandı.

 

 -“İLO SÖZLEŞMESİNİN BÜTÜN UNSURLARI UYGULANACAK”-

 

Davutoğlu, “Türkiye uluslararası sözleşmelerde çok geriymiş gibi gündeme getiriliyor. Oysa 2012 yasası ciddi bir şekilde okunursa İLO’nun bir çok şartı yerine getirildiği aşikar. Ülkemizi geldiği yeri küçümsemeyelim bu bizim ülkemiz. Eleştirirken sanki evrensel standartların çok dışındaymışız gibi bir tavır içine girmek doğru değil. 176,177 maddelerle ilgili de zaten bu kazadan bağımsız olarak meclise sevk hazırlığı vardı, oda yarın sevk edilecek. İLO sözleşmesinin bütün unsurları uygulanacak” dedi. (ANKA)

(HSN/MLT/AYÇ)

Günün Diğer Haberleri