Dicle Üniversitesi Yönetimi Derhal İstifa Etmelidir!

ki gün önce Dicle Üniversitesi yönetimi bir kez daha ifade ve düşünce özgürlüğünü değil, polis şiddetini var etmek için görev başında olduğunu kanıtladı. Polis saldırısına gerekçe edilen olay ise 14 Nisan günü, siyasal tarihimizdeki insanlık dışı infazlarıyla bilinen bir siyasal partinin üyelerinden oluşan Bilge Gençlik Derneği‘ne mensup ve öğrenci olmayan bir grubun Fen Edebiyat Fakültesi`nde bildiri dağıtan öğrencileri bıçaklarla tehdit etmesi üzerine gelişmiştir. Bu durumu ve üniversite yönetiminin yasakçı, baskıcı ve faşizan uygulamalarını protesto etmek isteyen öğrenciler, ertesi gün bir basın açıklaması düzenlemişlerdir. Fakültelerine dönerken söz konusu grubun "tekbir" ve sloganlarıyla karşılaşan öğrenciler, Fakülteleri`ne dönmelerinin ardından polis saldırısına maruz kalmışlardır.

SENDİKA - 2014-04-17 23:01:04

Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu`nun `Dicle Üniversitesi Yönetimi Derhal İstifa Etmelidir!` başlıklı açıklama metnidir.

Polisin, üniversite koridorlarında özellikle açıklamada ön sırada yer alan öğrencileri darp etmesi ve öğrencilere silah çekerek plastik mermilerle saldırması, eli bıçaklı çetelerin devletle işbirliğini ve bu şahısların üniversite yönetimince nasıl korunup kollandığını göstermektedir. Öyle ki polisin saldırdığı öğrencilerden 62 kişi gözaltına alınırken, Bilge Gençlik Derneği mensubu iki öğrencinin üzerlerinde bıçak olması nedeniyle gözaltına alınmak zorunda kalınması dahi bu durumun açık ifadesidir. Üstelik olayların bu noktaya geleceğini öngören şubemiz ve Üniversite Temsilciliğimizin yürütme kurulu Rektörden randevu talebinde bulunmuş, fakat talepleri reddedilmiştir.

Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki Dicle Üniversitesi; 

· Polisin koridorlarında öğrenci kovaladığı ve önüne çıkan herkesi en naif tabirle acımasızca dövdüğü,

· Yöneticilerinin polis şiddetini üniversiteyi yönetmekte temel ilke edindiği, 

· Rektörlükten dekanlıklarına kadar yönetim birimlerinin cemaatler arasında paylaşıldığı,

· Öğrencilerin hakkında "gizli tanık" ifadeleriyle soruşturma açıldığı,

· Öğretim elemanlarının polis tarafından tehdit edildiği,

· Bir taraftan dindarlık kisvesine bürünenlerin diğer taraftan İsrail`in Filistin politikalarından feyiz alarak öğrenciler yan yana gelmesin diye kampusun ortasına duvar örmeye çalıştıkları,

· Kadrolaşmanın özgür bilimi tehdit eder boyutlara ulaştığı

bir kuruma dönüştürülmüş ve üniversite tabeladaki isime indirgenmiştir. Şüphesiz ki temel hak ve özgürlüklerin dahi ortadan kaldırılmasının ve üniversitenin bu duruma getirilmesinin sorumluluğu üniversite yönetimindedir.  Üniversite bileşenlerinin can güvenliğini tehdit eden politikalara imza atan ve akademik özgürlükleri ortadan kaldıran bir yönetim aklı, meşruluğunu yitirmiştir.  Eğitim Sen olarak eşit, özgür ve demokratik bir yaşamın mücadelesini yürüten gençlerimizin yalnız olmadığının bilinmesini istiyor ve öğrencilerine şiddet dışında bir şey sunamayan Dicle Üniversitesi yönetimini kınıyoruz!

Günün Diğer Haberleri