MEB TORBA YASASI NELERİ İÇERİYOR

MEB TORBA YASASI NELERİ İÇERİYOR

EĞİTİM - 2014-02-21 17:15:54

Bu yasa;

Hayaldi Gerçek Oldu yasasıdır.

Yıllardır kadrolaşma için özellikle okul yönetimlerini ele geçirmek için 40 takla atan bakanlık Danıştay’ın yönetmelik iptalleri neticesinde hayaline kavuşamamış bu kez de kanun yoluyla aynı yöntemi deneyerek sayısı 150bini bulan okul yöneticilerini istediğim gibi atayacağım demek istemektedir. Bir kanun maddesiyle bugüne kadar yapılan görevler hiçe sayılacak yöneticiler 4 yıllığına hükümetin atadığı valilerce görevlendirilecektir.
Şu anda 4 yılını dolduran yöneticilerin görevleri Haziran 2014 de sona erecek ve onlara tamamen keyfi olarak;
- Beğendiklerine sen burada devam et,
- Az beğendiklerine başka yerde devam et,
- Beğenmediği yani yandaş saymadıklarına hadi öğretmenliğe dön denilecektir.
Kıstas tek yandaş olmak, referans sahibi olmak…
Bu yasa;

Öğretmeni de yandaş yapma yasasıdır.

Yıllarca emek sarf edip üniversiteden mezun olan öğretmen girmek zorunda olduğu KPSS sınavı yetmezmiş gibi bir de amirinin ya da amirini atayanların daha da ötesi hükümetin yandaşı olmak zorunda bırakılacaktır. Bu durumda öğretmenin sendikasına, dünya görüşüne, bakılacak keyfi olarak öğretmenin asaleti tasdik edilemeyebilecektir. Yani diploma, KPSS başarısı hikaye kadrolaşma şahane…

Bu yasa

Malum sendikayı koruma, kadrolaşmayı sağlamlaştırma yasasıdır.

Bu iki maddede amaçlanan eğitim değildir. Kadrolaşmadır. Etkili olmayan fakat sayısal olarak yetkiye sahip malum sendikanın yetkiyi kaybetmemesi için geçmişte olduğu gibi bugün de yöneticilik kozu ve yeni icat edilen aday öğretmenlerin üyeliğini garantileyip yetkili sendikalığı garantiletme yasasıdır.
Dershane öğretmenini KPSS’siz alırken dahi kadrolaşma amaçlanmaktadır.
Kanunla dershanelerde 6 yıl görev yapmış öğretmenler KPSS şartı olmaksızın kadrolu öğretmen yapılacaktır. Bunun için mülakat sınavından başarılı olmak gerekmektedir. Kendi eliyle işsiz bıraktığı öğretmene kadro olanağı tanırken dahi kadrolaşmayı, yandaşlığı hedefleyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Yüzbinlerce öğretmenin KPSS engelinde beklediği ise hükümetin gündeminde ya da umurunda değildir.
Bu kanun bakanlık merkez teşkilatındaki tüm yöneticiler ile ülke genelindeki tüm İl Milli Eğitim Müdürlerinin görevi son bulacak, hükümet kendi eliyle oluşturduğu paralel yapı arındırmasını gerçekleştirecektir.
2011 yılında yapılan işlemin tekrarı yapılmakta ve kendi kadrosunu atayan AKP bu kadrodan memnun olmamış olacak ki yeniden değiştirecektir. 2011 de yapılan ve görevine son verilen yöneticilerin bütçeye maliyeti milyonTL lerle ölçülürken bunu katlamaya yeltenmektedir. Öğrenciler okul, okullar öğretmen beklerken bakanlık kendi keyfi uygulamalarına bütçe ayırmaktadır.

Bu yasa eğitimi özelleştirme yasasıdır.

Bu yasa ile dershaneler kapatılmayacak standarta uysun uymasın neredeyse tamamı özel okula dönüştürülecektir. Böylece hükümet okul yapmaktan da, öğretmen atamaktan da kurtulacak yıllardır hayalinde koştukları özelleştirmeye bir adım daha yaklaşacaktır. Devlet okullarını azaltacak, küçülterek ve kendi yöneticileriyle itibarsızlaştırıp özel sektöre teşviğe yönelecektir.
Dershaneden dönüşecek Okulda spor salonu, sanat alanı, kütüphane yada laboratuvar olmasının hiçbir önemi olmayacak okul kavramı mekan, sıra ve tahta ile sınırlandırılacaktır.
Bu da yetmezmiş gibi kendi okullarına ödenek ayıramayan bakanlık dershaneden dönüştüreceği okullara öğrenciyi de kendisi verecek öğrencinin masrafını da üstlenecektir.
Verilecek arsa, vergi… teşvikleri bir yana daha da ileri gidilerek mevcut okullarımızı dahi 25 yıllığına kiralayabilecektir. Yani A Devlet okulunu bir dershane patronuna vererek 25 yıl sen kullan, öğretmenini sen ata, yöneticini sen bul denilecek öğrenci için de ödenek tahsis edilecektir.

Bu yasa Milli Eğitimin Beyni sayılan Talim ve Terbiye Kurulunu yok etme yasasıdır.

Yasa ile Talim ve Terbiye Kurulunun bakanlığa danışmanlık yapma, eğitime yön verme işlevi kaldırılmakta, yetkisi kısılmaktadır. Böylece yıllarca kadrolaşma yoluyla yok edilen Eğitim tarihimizle özdeş Talim ve Terbiye Kurulunun sadece ismi kalmış olacaktır.
Eğitim İş olarak bu yasayı kabul etmiyoruz çünkü;
- Bugüne kadar yapılan kadrolaşmalar ya da kadro değişiklikleri gelen gideni aratır niteliktedir. Her bakan ya da müsteşar değişimi bize gelen gideni aratır şarkısını hatırlatmıştır.
- Okul yöneticilerine yönelik kadrolaşma isteğinde amacın eğitim olmadığını anlamak için Profesör ya da Doçent olmaya gerek yoktur. Bu işe imza atanlar bu titre sahiptirler fakat ülke geleceğini düşünme yetisine sahip değillerdir. 4 yıla mahsus yöneticiliğin anlamı nedir? Neden 4 yıl? Neden kritersiz atama? Daha birkaç ay önce 6 yılda değişimi öngörürken fikriniz neden değişmiştir? İşte bu sorular amacı ortaya koymaktadır.
- Bu anlayışa sahip olan hükümet yarın öbür gün bölücülerle işbirliği ve pazarlık yapmak suretiyle bazı okullarımızı teslim ederse şaşmamak gerekir.
- Öğretmen mülakat, yöneticiye sadakat öngören anlayışla eğitim yönetilemez. Hükümetin Şube müdürlüğü yada okul müdürlüğü mülakatlarını çok iyi hatırlıyoruz. Eğitim iş olarak çalışanların ağırlıklı katılımıyla demokratik yönetici atamayı yıllardır savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz.
- Eğitim özelleştirilemez. Eğitim hakkı her insanın hakkı olup devlet okullarında ücretsiz olması, devletin hizmet sağlaması sosyal devletin gereğidir.

Bu nedenlerle;
                               MİLLİ EĞİTİMİ BİTİRME
                                  Yasası Kabul Edilemez

Günün Diğer Haberleri